Bölüm-4 Uçurumlar

110K 3.8K 274
                                    

Arkadaşlar yeniden merhaba. Bölüm geç saatte geldi yine anca bitirebildim. Klasik bir neden biliyorum ama sınav haftam ne yazık ki. Yine de bir hafta içerisinde iki bölüm birden geldi. Umarım beğenirsiniz. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Yorumlarınız benim için çok önemli gerçekten de. Tavsiyeleriniz varsa dikkate alırım. Her bölüm için fotoğraf da koyuyorum ama bende gözükmüyor. Sizler görebiliyor musunuz? Bunu da yorum olarak yazarsanız çok sevinirim çünkü fotoğrafları görmenizi muhakak istiyorum. Gelecek bölümde görüşmek üzere...

Keyifli okumalar...

"Paramparça olmuş da susmuş gibisin..."

Yeni bir güne uyanmak ne kadar zor olabilirdi? Gözlerimi açmak çok zor geliyordu bana ama kalkmak zorunda olduğumu da biliyordum. Kasıklarım da ki ağrı biraz azalmıştı fakat yine de yürürken beni zorluyordu. Banyoya girip rutin işlerimi hallettim ve bu süreçte gece gelmeyen adamı düşündüm. Belki de böyle olacaktı. Aynı odada, aynı yatakta uyumamak benim de işime gelirdi. Varlığı ile canımı yakıyordu.

 Dolaba baktığım zaman benim için alınmış bir sürü kıyafet gördüm. Bütün bunları isteyen ben değildim ama Azad'ın gözünde suçlu olan bendim. Ne varlık, ne ev, ne kıyafet hiçbir şey istememiştim. Ben sadece seveceğim insanla birlikte olmak istemiştim. Babamın başlık parası karşılığı beni vermiş olması yine benim suçum değildi. Ama bütün bunları ona nasıl açıklayabilirdim ki? Ne dinlemek ister gibi bir hali vardı, ne de anlamak.

Üzerime ince kumaşlı ayak bileklerimde biten leylak renginde bir elbise giydim. Bel kısmı dar ayaklarıma doğru biraz daha pileli ve boldu. Ayaklarıma benim için alınmış rahat bir terlik giydim. Ayakkabı numaramı bile biliyorlardı anlaşılan. Her şey tastamamdı çünkü. Saçlarımı dağınık topuz yapıp bırakmıştım. Makyaj yapmak gibi bir derdim yoktu. Hatta çok sevsem bile bugün gözlerime sürme çekmeyecektim. Bana alınan takıları mecburi olarak taktım. Annem misafirlerin gelip beni görmek isteyeceğini söylemişti ve bana takılan takıları da o zaman takmam gerekiyordu. Her ne kadar istemesem de taktım. Berzan abimin bana aldığı uğurlu halhalımı da takmıştım. Üzerinde küçük yıldızlar vardı ve çok güzel duruyordu. Belki bana biraz olsun şans getirirdi. Böylelikle onu daha çok yanımda hissedebilirdim.

 Odayı ve dün gecenin izlerini toparladıktan sonra, sonunda aşağıya indiğim zaman yardımcı kadınların kahvaltıyı kurduklarını gördüm.  Dilzar ve Hewal masayı kuruyorlar, Zelal Sultan'da avluda ki çardakta çay içiyordu. Merdivenlerden inmem neredeyse bir işkenceye dönmüştü. Neticede yeni bir eve gelmiştim. Tanımadığım insanlarla aynı sofraya oturacaktım. Üstelik dün gece olanlardan sonra kasıklarım da ağrıyordu. Beni bu hale koyan gerçekten benim kocam olacak insan olabilir miydi? Ve ben hiçbir şey yaşamamış, sanki bu evlilik zorla olmamış gibi hayatıma kaldığım yerden devam ediyordum. Bazen tüm şartlar uygunken bile nasıl ölmüyordum anlamıyordum.

Zelal anne beni farkettiğinde yüzünde ki gülümsemeyi gördüm. Eliyle yamacını işaret edince de gidip oturmuştum. Neyse ki çok iyi bir insandı. "Nasılsın kızım, eyi misin?" elimi tutmuş okşuyordu. Dün gördüğüm muameleden sonra bu o kadar iyi gelmişti ki. Hissettiğim şefkat karşısında neredeyse ağlayacaktım. Birinin beni sarıp sarmalamasına, bu da geçecek demesine o kadar ihtiyacım vardı ki.

"Eyiyim Daye." diyebildim sadece. Değildim ama ne diyebilirdim ki?

"Kendini sıkma kızım. Belli ki yorgunsun. İlk günden olur bu. Kendini yormadan evi gez tanımaya çalış. Sen artık bu evin hanım ağası oldun. Terbiyeli dürüst olduğun sürece ben senin hep arkandayım. Biliyorum oğlum şimdi sana kötü davranıyor ama zamanla geçecektir. Azad kötü kalpli bir insan değil Asmin. Zamanla ne demek istediğimi anlarsın. Ona saygısızlık etme. Kötü yüzünü ortaya çıkartacak olursan seni de bizi de huzursuz eder. Sen onun içinde ki iyi yönünü ortaya çıkart güzel kuzum." dediğinde hiçbir şey diyememiş sadece kafa sallamıştım. Uysal küçük bir insandım ben. Hakkım olduğu zamanlarda bile kendimi savunamazdım. Bana susmayı hak görmüştü hayat. Zelal annenin dediklerini ne kadar onaylasam da dün olanlardan sonra bir kez daha anlamıştım ki bu adam sadece benim sonum olacaktı.

Yangın YeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin