-1-

635 23 6
                                    

Diğer kitaplarıma nazaran en içten duygularla yazdığım kitaplarımdan biri..Umarım sizde beğenirsiniz
İyi okumalar..
******
Şaire sormuşlar aşk nedir diye;
"Seversen,kavuşursan adı vuslat olur"
"Seversen,kavuşamazsan adı aşk olur"
...

^^^^
Elif Asi Yılmaz-
Normalde horoz sesiyle uyanırken bugün babamın kapıyı yumruklamasıyla uyanmıştım..Yine ne olmuştu da hıncını kapıdan çıkarıyordu.Yataktan hızlıca kalkıp kapıyı açtım ve babama boş gözlerle baktım
"Elif..Hızlıca giyin üstüne birşeyler misafirlerimiz geldi" Babama şakınlıkla bakarken saate baktım
"Sabahın 6'sında mı"
"Hayırdır Elif Hanım?Size mi soracaktı misafir kaçta gelip gelmeyeceğini?Uzatma alırım ayağımın altına!"
"Tamam baba"

"Üstüne azıcık çeki düzen ver,şu yüzünü de düzelt."

''Morluklarını kapat demeye cesaretin mi yok?''

''Dua et misafir geliyor,yoksa canına okumuştum Asi.''                        
Babam yıllar sonra ilk kez ikinci ismimle seslenmişti.Canımı acıtmak için söylediğini bakışlarındaki uğursuzluktan anlamıştım.Gözlerim dolu bir şekilde başımı salladım ve babamın gidişini izledim..Babam gittikten sonra kapıyı kapattım ve hızlıca siyah kolları dantelli elbisemi giydim,beyaz babetlerimide dolaptan çıkardım ve hızlıca saçımı at kuyruğu yaptım.Daha sonra çekmeceden fondoteni ve kapatıcıyı çıkarttım,morluklarımın iyicine kapandığını gördükten sonra aynada kendime son kez baktım ve  aşağıya indim.Babamın bana seslenmesiyle hızla yanına gittim.45-50 yaşlarında hafif kır saçlı bir beyefendi babamla sohbet ediyordu..Buralardan olmadığı kesindi,ne çok ciddi ne de fazla samimi bir tipi vardı..Elini uzatan adamla tokalaştım ve iki tane çay demledim..İçeri gireceğim sırada babamın elindeki yüklü miktardaki parayı görünce afalladım..Evet babam gemiciydi,gayet iyi para kazanıyordu ama şuanda elinde olan para 6 ayda aldığı paranın nerdeyse 2 katıydı.Düşüncelerden uzaklaşıp konuşmayı dinlemeye başladım

"Ahmet bey anlaştığımız gibi,ben size 1000.000 TL'nizi verdim.Kızınızla konuşun valizlerini toparlasın bu akşam İstanbul'a yola çıkıyoruz.Bir hafta sonra da düğün var,ikna edeceğinizi umuyorum"
"İstese de istemese de sizle gitmek zorunda Harun bey.Başka çaresi de yok.Siz içinizi ferah tutun.Elif'i 1 saate hazır ederim.''
Duyduklarımla mutfağa geri döndüm ve hıçkırıklarımı serbest bıraktım..Babam beni bir eşya gibi satmıştı.Bu durum her gün yediğim dayaklardan daha çok acıtıyordu canımı..Babam şefkatini üstümüzden 8 yıl önce çekmişti önce annemi intihara sürüklemişti,ablamın kaçmasına yol açmış, geçen yıl ise öldüresiye döverek komaya sokmuştu.Yaşama sevincimi her gün öldürmüştü,6 yıl önce toprağa giren annemdi ama her gün ölen bendim..  Şimdi duyduklarımla yine darmadağın olmuştum.Babamın seslenmesiyle hışımla mutfaktan çıkarken tam karşısına dikildim.
"Ne var?!"
"Bana bak!O yüzünü düzelt akşama seni alacaklar burdan defolup gideceksin..Eğer bir itiraz et soluğu o çok sevdiğin annenin yanında alırsın bu sefer."
"Sen nasıl bir insansın?Hergün bana attığın dayaklara sesimi çıkarmadım,annem öldü sesimi çıkarmadım,ablam gitti yine sustum,okula göndermedin sustum ama artık susmayacağım.Tehditlerinin hiçbiri beni korkutmuyor Ahmet Bey.Sen git başka çöplükte havla anlad -
Ben daha cümlemi bitirmeden babamın yüzüme sertçe indirdiği tokatla kendimi ayağının dibinde buldum.Ayağa kalkmaya çalışırken babamın saçlarımdan güçlüce çekmesine inledim.
"Bana bak bir daha bana itiraz edersen seni burda gebertirim!"  Babama cevap olarak kahkaha atarken daha da hiddetlenen babam ardı ardına tekmelerin ve yumruklarını savurmaya başladı..Yaklaşık iki dakika sonra bir adamın bağırmasıyla babam kapıya döndü,bende zar zor çevirdiğim başımla gelenin sabah ki adam olduğunu gördüm..Babam hızla adamın yanına giderken ayağa kalkmaya çalıştım ama başımın dönmesi buna engel oldu.Adam babamla sert bir şekilde konuştuktan sonra yanıma geldi ve beni ayağa kaldırdı,ve kolunu bana dolayarak  koltuğa oturttu.Cebindeki mendili çıkarttıktan sonra dudağımdaki ve kaşımdaki kanı sildikten sonra masadaki suyu elime tutuşturdu.Titreyen ellerimle suyu içtikten sonra adama başımla teşekkür ettim.                                                                                ''Elif biliyorum bu işe sıcak bakmıyorsun ama daha ne kadar burada cehennem hayatı yaşamaya devam edeceksin?Daha ne kadar babana tepkisiz kalacaksın?İstanbul'a gel benimle,ablanla güzel bir hayat sür.Yetmedi be kızım bu kadar acıya,gel benimle kurtul.''                                                                                                       Başımda bana nefretle bakan babamdan bakışlarımı adama doğru indirdim ve başımı salladım.Daha sonra ağır adımlarla odama gittim ve ağlayarak bavulumu toplamaya başladım.

Anlaşılan banaİstanbul yolu gözükmüştü..

***
Bavulumu şöföre teslim ettikten sonra arabaya binmek için kapıyı açtım ve son kez doğum büyüdüğüm evime baktım,babam merdivenlerin önünde durmuş aldığı paranın sevinciyle arsızca gülüyordu. Gözlerimi kapattım ve son kez memleketimin havasınıiçime çektim.Gözlerim dolarken derin bir nefes aldım daha sonra arabayabindim. ve beyefendinin -adını artık öğrensem iyi olacaktı- arabaya binmesiyle kapımı kapattım..Araba hızla hareket ederken bende derin bir nefes alıp arkama yaslandım.
"Bir şey sorabilir miyim?"
"Tabi Elif,aklında ne varsa sorabilirsin"
"Ben sizin isminizi bilmiyorum,başta onu öğrensem?"
"Kusura bakma söylemeyi unutmuşum..İsmim Harun..Evleneceğin adamın babası oluyorum,İstediğin gibi hitap etmek sana kalmış"
"Peki ben oğlunuzla niye evleniyorum?"
"Bunları ilerde öğrenirsin..Sana oğlumdan bahsedeyim..İsmi Demir,senden bir yaş büyük,senin gibi hırçın ve asabi bu yüzden dikkatli olmanı istiyorum öfke kontrolü yok ve zarar görmeni istemem..Alkolik değildir ama kafasını dağıtmak için sürekli içer,evlendikten sonra senden bu alışkanlığını yok etmeni istiyorum.Biliyorum zor olucak ama sana güveniyorum"
"Harun Bey!Siz benden oğlunuzla evlenmemi değil bakıcılığı yapmamı istiyorsunuz.İstanbul'da kız mı kalmadı da ta Trabzon'a kadar geldiniz?!Madem zarar göreceğimi düşünüyorsunuz o zaman başından vazgeçin"
"Öncelikle sakin ol.Tabiki senden bakıcılık yapmanı istemiyorum,ama oğlumu düzeltecek kişinin sen olduğunu düşünüyorum ve o yüzden buralara kadar geldim"
"Beni tanımıyorsunuz,bu kadar emin nasıl konuşabiliyorsunuz?"
"Belki de tanıyorumdur..Sen şimdi uyu yolumuz uzun,geldiğimizde uyandırırım seni"
*****
Demir Erguvan-
Babamın iki günlük Trabzon gezisi bitiyordu ve bende çok şükür şirketin bu sıkıcı işlerinden kurtuluyordum..Önümdeki son dosyayı da inceleyip sekretere verdikten sonra ceketimi alıp şirketten çıktım.İşler yüzünden kaç gündür İrem'le konuşamıyordum ve onu çok özlemiştim..Hemen telefonu elime aldım ve İrem'i aradım birkaç çalıştan sonra duyduğum o cıvıl cıvıl sesiyle gülümsedim ve konuşmaya başladım
"Sevgilim nasılsın?"
"İyiyim canım,Aslı'yla beraber oturuyorum..Senin işlerin bittiyse buluşalım mı seni çok özledim"
"Bende seni çok özledim birtanem..O zaman saat 7 gibi bize gel
"Tamam aşkım görüşürüz"
"Görüşürüz' Telefonu kapattıktan sonra hızlıca arabama bindim ve eve doğru yola koyuldum..Yarım saat sonra bahçeye hızlı bir giriş yaparken arabayı park ettim ve korumalara başım selam verip içeri girdim.Hatice ablaya yemek hazırlamasını söyledikten sonra hızlıca odama çıktım ve duşa girdim..
****
Elif Asi Yılmaz-
Başımdaki ağrıyla gözlerimi araladı ve etrafa baktım,neredeyse akşam olacaktı.Tam nerede olacağımızı soracağım sırada gördüğüm tabelayla yavaşça yutkundum
"İstanbul"
İşte şimdi başlıyoruz...
^^^^
Evett umarım beğenmişsinizdir bölümü..Yorumlarınızı bekliyorum..

LÂZ KIZI -Bahar Serisi -1-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin