-6-

363 16 3
                                    

Bölümü elimden geldiğince uzun tutmaya çalıştım.Umarım beğenirsiniz.
Hepinize iyi okumalar..
***
Demir Erguvan-
Kapıdan giren kişi benim eski çocukluk arkadaşım Furkandı.Seneler sonra hangi yüzle buraya gelebilmişti acaba.Babam güler yüzle Furkan'ın yanına giderken bende koltuğa oturdum ve umursamadan televizyon izlemeye başladım.Ta ki babam seslenene kadar.
"Oğlum Furkan'a merhaba demeyecek misin?"
"O şerefsize söyleyecek bir şeyim yok."
"Şerefsizin kim olduğu belli Demir.Aynaya bakman yeterli."
Furkan'ın söylediği şeyle hızla koltuktan kalktım ve Furkan'ın dibine kadar geldim.
"Bana bak Furkan Arsoy!Benim evime gelip hakkımda kötü konuşamazsın''
"Konuşursam ne olur?"
Furkan'ın bakışları ve bu gereksiz özgüveni beni iyice sinirlendirirken yumruğumu suratına indirdim.Furkan geriye doğru sendelerken babam aramıza girdi ve beni geriye doğru ittirdi.
"İkinizde kendinize gelin ne bu hal böyle!"
"Harun Amca kusura bakma"
Furkan kapıya doğru ilerlerken bir anda geriye döndü ve yumruğunu suratıma indirdi.Bu hamleyi beklemediğim için geriye doğru sendeledim.Dudağımdaki kanı sildikten sonra kolktuktan destek aldım.Sonra bu seferki yumruğumu Furkan'ın karnına savurdum.Bu hareketimle Furkan iki büklüm olurken dirseğimle de sırtına geçirdim.
"Benim evimde boş boş konuşursan işte bu olur Furkan Arsoy!Şimdi defol git evimden."
"Bu iş burda bitmedi Demir.Görüşeceğiz seninle."
*****
Elif Asi Yılmaz-
Yatağımda huzurlu bir şekilde uyurken aşağıdaki bağırış sesleriyle uyandım.Üzerimdeki elbiseyi kirli sepetine attıktan sonra hızlıca siyah kot pantolon ve beyaz gömleğimi giydim ve aşağıya indim.Ortalık savaş alanına dönmüştü.Kahvaltı masası yerle bir olmuş ve birkaç vazo paramparça olmuştu.O sırada görüş açıma giren Demir'le şaşkınca kaşlarımı çattım.Dudağı ve burnu kan içindeydi.Hızlıca ecza dolabına gittim.Birkaç pamuk ve batikon aldıktan sonra Demir'in yanına oturdum,daha sonra kolundan dürttüm.Kapalı gözleri anında açılırken bana sert sert bakmaya başladı.
"Ne var?Ne istiyorsun yine!"
"Ben..pansuman yapmam gerektiğini düşündüm"
"Sana mı kaldı beni düşünmek!Herşey senin yüzünden oldu zaten.Sen eğer bu eve gelmeseydin benim çok mutlu bir hayatım vardı,sevdiğim bir kadın vardı.Ama sen geldiğin an herşeyi elimden aldın!Şimdi defol karşımdan!."
Demirin dedikleri hançer gibi yüreğime saplanırken kolktuktan kalktım ve ilerledim.Merdivenlerden çıkacağım sırada arkamı döndüm ve konuşmaya başladım.
"Sen hayatımda gördüğüm en dengesiz,en pislik,en acımasız herifin tekisin.Hatta sana birşey söyleyeyim mi?Sen bu hayatta mutlu olmayı bile haketmiyorsun!"
Dediklerimle Demir'in suratı daha da kızgın bir hâl alırken onu umursamadım ve odama çıkıp kapıyı kilitledim.Ağlamamak için tuttuğum gözyaşlarımı serbest bıraktım ve yere çöktüm.Dün bana karşı olan tavırlarıyla onu bir anlığına yanlış tanıdığımı düşünmüştüm ama şuan yanıldığımın gayet farkındaydım.İnsanlar değişmezdi ki!Kötü olan hep kötü kalırdı..Belki de bunu tekrar hatırlamak bu kadar canımı yakmıştı.Ben ağlamaya devam ederken çalan telefonumla komidine doğru ilerledim.Telefonu elime alıp yatağa oturdum ve telefonu açtım.
"Efendim abla"
"Nasılsın kuzum"
"İyiyim sen nasılsın?"
"Bende iyiyim canım..Bugün abla-kardeş kahvaltı yapalım mı?Hatta Melisa'da gelsin"
"Tamam ben bir sorayım ona..Bu arada Harun Bey'in haberi var mı?"
"Var canım.Sen üzülme diye o adamla konuştum izin verdi."
"Tamam abla sen bana yerini mesaj atarsın,bende bu sırada Melisa ile konuşurum."
"Tamam canım görüşürüz."
Telefonu kapattıktan sonra yüzümü yıkadım ve odadan çıktım.Kapıyı tıklattıktan sonra odaya girdim.O sırada banyodan gelen seslerle Melisa'nın duşta olduğunu anladım.Kapının dibine geldikten sonra açmadan seslendim.
"Melisa..Ablam kahvaltıya çağrıyor bizi,müsaitsen gelebilir misin?"
"Müsaitim canım,ben duş aldıktan sonra çıkarız."
"Tamam canım"
****
Duru Melisa Ünal-
Duştan çıktıktan sonra hardal rengi eteğimi ve kot rengi gömleğimi giydim.Saçımı at kuyruğu yaptıktan sonra beyaz spor ayakkabılarımı giydim ve aşağıya indim.Elifle birbirimize sarıldıktan sonra evden çıktık ve arabaya doğru ilerledik.
"Melisa..Bugünde bizde kalsana"
"Ayıp olmasın?Ama istiyorsan sen bizde kal"
"Çok isterdim canım ama malum biliyorsun müstakbel kayınpederim olacak adam izin vermiyor."
"Sana dediklerimi unutmadın di mi?Hala kurtulma şansın var Elif..Gel inat etme Ankara'ya gidelim.Orda birkaç sene kalırız,o adamda seni çoktan unutmuş olur."
"Melisa o işler o kadar kolay değil.Ablam kaç kere denedi,kaç kere ikna etmeye çalıştı Harun Bey'i.Üstelik o benim öz ablam olduğu halde yapamadı,sen nasıl yapacaksın?..Bu adam tehlikeli Melisa.Dışardan sadece ünlü bir iş adamı gibi görülüyor ama işin aslı öyle değil.Beni oğlu ile evlendirmek için herşeyi yapabilecek şekilde.Gerekirse beni saçımdan sürükler,kafama silah dayar beni evlendirir."
"Babam halleder bi şekilde,en azından şansımızı denesek?"
"Melisa,geçen hafta ablamla sadece dışarı çıkıp gezdim diye düğün tarihini erkene aldı.Eğer şimdi böyle birşey yapıp yakalanırsak beni tuttuğu gibi evlendirme dairesine götürür ve Demir'le evlendirir."
"Elif telaşını anlıyorum ama herşey bu kadar basit değil.Sen bu adamı tanımıyorsun,sevmiyorsun.Onlar senin hayatını mahvedicekler ama sen kendini kurtarmak için bir çaba sarfetmiyorsun bile!"
"Kendimi riske mi atayım Melisa!O adam benim en ufak bir yanlışımı görürse mahveder.Dediklerinde haklısın ama yolun sonu benim yapabileceğim hiçbirşey kalmadı.Düğünün erkene alındığını öğrendiğim gün Harun Bey'e ne kadar dil döktüm,ağladım haberin var mı?Ben herkesin yanında ağlamayan,güçlü duran,herkesin örnek aldığı bir kızdım hatırlıyorsun değil mi?Sen bile bazen bana hayret ediyordun.Bu annem ölmeden öncede öyleydi,annem öldükten sonra da..Ama ben ilk defa kendi geleceğim için,sevmediğim bir adamla evlenmek istemediğim için o adamın karşısında hıçkıra hıçkıra ağladım.Ama sonuca bakarsak hiçbir şey olmadı..Herneyse artık şu kahvaltı yerine gitsek,ablamı bekletmek istemiyorum."
"Tamam canım
****
Demir Erguvan-
Furkan şerefsizi yetmezmiş gibi bir de Elif'in laflarıyla iyice gerilmiştim.Salondan sonra odamdaki çoğu şeyi de darmaduman etmiş evden çıkmıştım.Şimdi ise nereye gideceğimi bilmeden ilerliyordum.Elif'in son dedikleri yine aklıma gelirken arabanın hızını biraz daha arttırdım ve babamı aradım.
"Efendim oğlum?"
"Baba Elif şuan nerde?"
"Ablasıyla buluşmaya gitti."
"Nerde buluşacaklar?"
"Bilmiyorum Demir..sen niye soruyorsun?"
"Nedeni önemli değil..Peki peşlerine adam koydun mu?"
"Evet oğlum.Murat'la Halil'i koydum."
"Tamam baba sağol"
Babamla konuştuktan sonra Murat'ı aradım.
"Buyrun Demir Bey"
"Elif Yılmaz'ı hala takip ediyor musunuz?"
"Evet efendim.Elif Hanım şuan yanında arkadaşı ile birlikte  Etilerde X kafede"
"Tamam,takipte kalın ayrıldıkları zaman babama değil bana bildirin"
"Peki efendim."
****
Elif Asi Yılmaz-
Melisa ile kafeye geldiğimizde ablam oturmuş camdan bakıyordu.Ses çıkarmadan arkasına gidip sımsıkı sarıldım ve yanağından öptüm.O da beni ve Melisa'yı öptükten sonra oturduk.Biz gelene kadar ablam en sevdiğimiz şeyleri sipariş ettirmişti.Melisa ile kurt gibi aç olduğunuzdan dolayı sofradaki herşeye dalmaya başlamıştık.Ağzımdaki ekmeğimi yuttuktan sonra masadaki tatlıyı gördüm.Aklıma ablamla eski zamanlarımız gelirken gülümseyip ablama döndüm ve konuşmaya başladım.
"Abla hatırlıyor musun? annem bize eskiden bu tatlıdan yapardı.Hatta senle bu tatlı için bayağı bir tartışırdık.Hatta annrm artık biz susalım diye tatlıyı iki parçaya ayırır aramızda bölüştürürdü."
"Hatırlamaz mıyım?Hatta bir kere tartışırken annemin sevdiği tabak takımını kırmıştık.Annem de bize ahırı temizletmişti ceza olarak"
"Evet annem o tabak takımı için çok üzülmüştü.Ama o ahırı temizlemek o zaman gerçekten Çin işkencesi gibi bir şeydi."
Biz ablamla gülüşürken Melisa 'da konuşmaya ortak oldu ve konuşmaya başladı.
"Elif hatırlıyor musun?Bir keresinde de biz senle top oynuyorduk sonra yanlışlıkla  Fadime Teyzenin camını kırmıştık.Kaçalım derken de taşlara takılıp düşmüştük.Senin kolun benim bacağım yarılmıştı.O gün annemde hem düştüğüm için hemde camı kırdığım için bayağı dayak yemiştim,ama sonra kıyamamıştı bana."
"Annem de benim bütün toplarımı kesmişti.Hatta ablamınkini bile,sonra da ablamla tartışmıştık."
Üçümüzde anlattıklarımıza gülerken bir anda kolumdan tutup kaldırılmamla gülüşüm yüzümde dondu.Demir yine o sert bakışıyla tam yanımda duruyordu ve kolumu neredeyse kıracaktı.
"Ne yapıyorsun sen!"
"Yürü kalk gidiyoruz."
"Gelmiyorum.Defol git!"
"İstesende istemesen de geleceksin Laz Kızı! Zorlama beni."
"Zorlarsam ne olur?"
"Bu olur."
Birden kendimi tepetaklak bulurken Demir'e bağırmaya başlamıştım.Hayvan herif beni sırtına almış kafeden çıkartıyordu.Üstelik daha yeni yemiştim ve midem acayip derecede bulanıyordu.
"Yahu bıraksana beni be adam!"
"Beni zorlama demiştim Laz Kızı"
"Gelmeyeceğim seninle"
"Eşek gibi geleceksin!"
Dediği şeyle gözlerim fal taşı gibi açılırken beni arabaya tıktı ve kendisi de arabaya bindi.
"Asıl sensin eşek!Sen var ya Dengesiz,pislik herifin tekisin!Nefret ediyorum senden.
"Sabahta aynı şeyleri söyledin,ama asıl kızgınlığım sana değildi Laz Kızı-"
"Bak bana artık Laz Kızı demekten vazgeç!Gerçekten sinir bozucu oluyorsun.Benim ismim var.İstersen Elif de istersen Asi de ama bana lakap takma."
"Elif isminin anlamını hiç taşımıyorsun ama Asi ismi tam sana göre gerçekten!Ama yinede sana adınla hitap etmeyeceğim Laz Kızı."
"Bende sana isminle hitap etmeyeceğim."
"Ne diyeceksin?"
"Zengin Züppe diyeceğim sana"
*******
Bölüm sonu..
Yorumlarınızı bekliyorum...

LÂZ KIZI -Bahar Serisi -1-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin