-12-

279 16 3
                                    

Hepinize iyi okumalar..
^^^^^
Elif Asi Yılmaz-
Akşam saat 7'ye yaklaşırken Melisa'yla birlikte sohbet ediyorduk.O kahve içerken bende su içiyordum.Ara sıra gözüm kahveye gitsede ablam yasakladığı için kahve içemiyordum.
"Biraz daha kahveye bakmaya devam edersen boğazımda kalacak Elif."
"Gözüm daldı,çok güzel kokuyor ne yapabilirim?"
"1-2 hafta sonra içersin istediğin kadar."
"Off.Bari gözümün önünde içme Melisa."
"İyi ya tamam.Bi keyif yapayım dedim,burnumdan getirdin."
"Kahve keyfini evde yapıver,canım çekiyor."
"Tamam..ee Demir'i ne yapacaksın?"
"Ne demek ne yapacağım?"
"İlişkinizden bahsediyorum,anlamamazlıktan gelme."
"Nişan atılacak bu kadar basit."
"Harun bey izin verir mi?"
Tam konuşacağım sırada kapı çalınırken elimdeki pet şişeyi bıraktım.Melisa kapıyı açarken postacı eline bir zarf bıraktı ve imza istedi.Melisa bana şüpheyle bakarken zarfın içindeki merak duygumu harekete geçirdi.
"Kime gelmiş?"
"Ablana gelmiş,mahkeme'den"
"Mahkemeden'mi?Versene şu zarfı."
Melisa elime zarfı verdikten sonra dikkatlice açtım ve kağıdı elime aldım.

"Aile Mahkemesi Sayın Hakimliğ'e:
Davalı:Melek Yılmaz Çetin
Davacı:Can Çetin
"O boşanma dilekçesi mi?"
"Evet."
"Melek abla duymasa bari.O kadar sıkıntıdan sonra birde bunu öğrenirse çok üzülür."
"Duysa daha iyi olur.Can açmasa ablam açacaktı zaten.Ortada çocuk da yok.Boşanmalarında sıkıntı olmaz."
"Ne boşanması? "
Ablam kapının önünde ikimize şüpheli bakışlar atarken elimdeki kağıdı uzattım.
"Okusan daha iyi olur abla."
Ablam elimdeki kağıdı hızla aldıktan sonra pür dikkat okumaya başladı.Okuduğu her satırda sinirden yüzü kıpkırmızı olurken kağıdı koltuğa fırlattı ve telefonunu cebinden çıkarttı.Annemin vefatından sonra ilk defa bu kadar sinirliydi.
"Sen ne kadar pislik bir insansın.İki gün bekleyemedin beni..Lafımı bölme Can!Mahkeme'de her şeyi söyleyeceğim,ayrıca tazminat davası açıp donuna kadar alacağım.Alçak!Dört senenin hatrına iki gün bekleyemedin,bende sana mahkemede acımayacağım.Beni aldattığın görüntüler de elimde.Mahvedeceğim seni."
Ablam telefonu kapattıktan sonra komidindeki suyu tek dikişte bitirdi ve kapıyı çarpıp çıktı.
****
Melek Çetin-
Kağıdın davalı kısmında adımın yazması beni çılgına çevirmişti.Can'a bir güzel saydırdıktan sonra hala rahatlamış hissedemiyordum.Hastane'den iki saatliğine izin aldıktan sonra arabama binip eve doğru yola çıktım.Sinirden gözlerim dolu dolu olurken camı açtım.Birkaç dakika sonra evin önüne geldikten sonra Can'ın arabasının önüne arabamı parkettim.Arkadaki koltuktan levyeyi aldım ve arabadan indim.Etrafı kolaçan ettikten sonra arabanın camına ardı ardına vurdum.Cam çatlkadıktan sonra kenarlarını da biraz çizdikten sonra apartmandan içeri girdim.Asansörü beklemeden merdivenle üçüncü kata çıktım.Cebimdeki anahtarı çıkarttıktan sonra kapıyı açtım ve içeri girdim.Salonun ve holün lambalarının açık olması ve yatak odasından gelen seslerle telefonumu çıkarttım ve video'ya bastım.Kapıyı hızlıca açarken gördüğüm manzarayla ikinci bir süprizle karşılaştım.Yatağımda sarışın bir kızla kocam iş pişirmek üzerelerdi ve video her anını kaydediyordu.
"Allah sizi kahretsin!"
"Melek?!"
"Ya Melek!Allah seni kahretsin Can.Sana verdiğim yıllara yazıklar olsun."
Video'ya kapattıktan sonra telefonu cebime koydum ve kızı kolundan tutup kapıya doğru sürükledim.Kıyafetleriyle birlikte kendisini de dışarıya attıktan sonra kapıyı kapattım.Daha sonra hızlı adımlarla odaya girdim ve kapıyı kilitledim.
"Melek o elindekini bırak."
"Ne oldu korktun mu?Bana mahkemeden dilekçe gönderirken pek cesurdun ama."
"Bak Melek özür dilerim.Gel oturalım,anlaşalım."
"Ne oturmasından bahsediyorsun!Gözümün önünde elin yellozuyla iş pişiriyordun hemde benim yatağımda!Şimdi bu levyeyi senin kafana indirsem verdiğim en doğru kararı veririm."
"Sakin ol.
Gözümün önünden kaybol Can! tasını,tarağını topla evimden defol git!"
"Ama Melek-"
"Bir daha konuşursan levyeyi kafana indiririm.10 dakika içerisinde evimden gidiyorsun."
"Melek sabrımı taşırma!Elimden kaza çıksın istemiyorum."
"Ne yaparsın?Korkmuyorum senden.Çık evimden"
"ee yeter be!"
Can'ın attığı tokatla geriye doğru sendelerken kapının pervazına tutundum.Telefonumu tekrar cebimden çıkartırken Can elimden telefonu aldı ve kenara attı.Elimdeki levyeyi hızla aldıktan sonra kolumdan sürükleyerek yatak odasına soktu.
"Seninle evlenmek hayatımın hatasıydı be.Senden ilgi istedim,sen bana değil hastalarına,meslektaşlarına ilgi gösterdin.Sevgi istedim,sen beni değil mesleğini sevdin.Şimdi de beni çocuk gibi azarlama hakkını kendinde nasıl buluyorsun?"
"Yaptığın şeyi doğruymuş gibi savunma bana.Ben sana evlenmeden önce söyledim.Sen beni herşeyimle kabul ettin.İstemeseydin evlenmezdik.Ayrıca iyiki mesleğimi,hastalarımı senden çok sevmişim.En azından benim bi mesleğim var.Sen hala başıboş ortalıkta geziyorsun..Senin kimseye bi faydan yok,bana ne koca olmayı becerebildin.Ne baba olmayı becerebildin,ne de adam olmayı becerebildin.Ben senin yüzünden çocuğumu düşürdüm.Sen bana destek olmak yerine alkolik oldun."
Söylediğim her cümlede Can git gide sinirlenirken eli birden boğazıma yapıştı.Ben çırpınmaya çalışırken o boğazıma daha sıkı asılmıştı.O sırada komidindeki vazo gözüme çarptı.Yavaşça uzandıktan sonra son gücümle vazoyu elime aldım ve Can'ın kafasına geçirdim.Boğazımdaki el giderken,Can yere kanlar içinde düşmüştü.Ellerim korkudan titrerken odadan çıkıp hızla yerdeki telefonu elime aldım ve polisi aradım.Daha sonra da mutfaktan aldığım bıçakla odaya gittim ve yatağa oturdum.Öksürük krizlerimi geçirmeye çalışırken bir yandan da ağlıyordum.Birkaç dakika sonra siren sesleri duyulurken ayağa kalktım ve kapıyı açtım.İki polis memuru durumumu sorarken bende olanları anlatmaya çalışıyordum.Memur'un biri odaya giderken diğeri de beni aşağıya indirmişti.Bu sırada da komşular kapıya ya da pencerelere çıkmış kendi aralarında fısıldaşıyorlardı.Tam polis aracına bineceğim sırada duyduğum sesle arkamı dönerken şaşkınlıkla karşımdaki kişiye baktım.
"Cihan abi?"
"Melek?Ne oldu sana böyle?"
"Cihan abi,lütfen yardım et bana."
"Tamam.Melek Hanım'ı emniyet'e ben götüreceğim siz gidebilirsiniz."
"Ama amirim-"
"Ne dediysem o."
"Emredersiniz."
"Gel bakalım benimle."
Cihan abi,Melisa'nın babasıydı.Benimde İstanbul'da üniversiteyi kazanmamda,ve çalışma hayatımdaki tek destekçimdi.Polis memurları araçlarına bindikten sonra Cihan abi de kapıyı açıp arabaya bindirmişti,daha sonra da kendisi binmişti.
"Anlat bakalım,ne yaptı sana o adam?"
"Nerden anladın?"
"Sen kolay kolay delirmezsin çünkü."
"Ben ona boşanma davası açmayı düşünüyordum,ama bugün mahkemeden boşanma dilekçesi geldi.Bende eve gittim,daha sonra Can'ı başka bir kadınla bastım.Kavga ettik,sonra ben onu evden kovmaya çalıştım.O da bana tokat attı daha sonra da boğmaya başladı.Vazoyu kafasında parçalamasaydım şu anda cesedimi bulmuştunuz."
"Anlaşıldı.Sen emniyet'te bana anlattıkları daha detaylı ordaki polis arkadaşlara anlat.Ne olur ne olmaz ben avukat ayarlayacağım sana.Ama sıkıntı çıkacağını düşünmüyorum."
"Cihan abi,Melisa'ya haber verebilir misin?Onlara da birşey söylemeden çıktım,merak içinde kalmışlardır şimdi."
"Sen merak etme,hallederim ben."
"Çok sağol Cihan abicim ."
"Ne demek,sen de benim ikinci kızımsın.Lafı bile olmaz."
****
Savaş Bozkır-
Sahilde oturmuş Furkan'ın gelmesini bekliyordum.Bu sırada da can sıkıntısından patlamamak için taş sektiriyordum.Saat sekiz buçuğa gelirken sıkıntıyla iç çektim.Tam telefonumu cebimden çıkaracağım sırada duyduğum frenle arkamı döndüm.Ben Furkan'ı beklerken gördüğüm kişi sinirlerimi hoplatmaya yetmişti.
"Ne işin var senin burda?"
"Furkan çağırdı?"
"Nasıl?Neden?"
"Gelince sorarsın."
Elimdeki son taşları da fırlattıktan sonra banka oturdum ve Furkan'ı beklemeye başladım.O sırada duyduğum ikinci fren sesiyle arkamı dönerken yeni bir şok daha yaşıyordum.Arabadan Furkan değil İrem inmişti.İrem'de anlaşılan ikimizi beklemiyordu ve o da bizim kadar şaşkındı.
"Ne işiniz var burda?"
"Aynı soruyu bende sana soracaktım."
"Furkan çağırdı beni."
"Ne yapmaya çalışıyor bu adam?"
"Gelince öğrenirsiniz. "
Demir'in sakinliği daha çok meraklanmama neden oluyordu.Ortada birşeyler dönüyordu,ama iyi değildi.Beni saymazsak bu üçlü buluşması kesinlikle güzel bir durum değildi.Birkaç dakikalık sessizliğin ardından duyduğum fren sesiyle arkama döndüm.Furkan arabadan inmiş üçümüzü alaycı gözle süzüyordu.
"Oo eski lise tayfası toplandı.Özledin mi o günleri Demir?"
"Ya sorma,öyle özledim ki,hasretimden yataklara düştüm."
"Komik değildi..Herneyse hepiniz burda olduğunuza göre artık birşeyleri konuşmanın vakti geldi de geçiyor."
"Ne konuşması?Furkan Allah aşkına neden bahsediyorsun?"
"Biraz sabret İrem..6 sene önceki yaşanılanlardan bahsedeceğim,Ankara'ya gitmemin gerçek nedenini,Demir'den neden nefret ettiğimi,bunların hepsini öğreneceksiniz."
"Gerçekten saçmalıyorsun Furkan!"
"Ne oldu korktun mu Demir?!"
"Ne alakası var!6 sene önceki konuların açılması saçmalıktan ibaret."
"Ben öyle düşünmüyorum."
Demir ters ters İrem'e bakarken Furkan konuşmaya başladı.
"6 sene önce ben birinden hoşlanıyordum,Aylarca sakladım ama bir gün bunu Demir'le paylaşmaya karar verdim.Uzunca bir konuşmadan sonra bana sarıldı,tebrik etti.Bende haftasonu kıza açılmaya karar verdim.Demir'i de yanıma çağırdım.Haftasonu gelene kadar o kadar heyecanlıydım ki ne uyuyordum,ne yemek yiyebiliyordum.Hiç kimseden hoşlanmayan ben kızın birine fena tutulmuştum.Haftasonu geldiğinde Demir'le birlikte sahile geldik,tam buraya şuan oturduğumuz yere.Demir o kızla daha yakın olduğu için o mesaj atmıştı,cesaret edememiştim kendim mesaj atmaya.Tam kız gelmek üzereyken arabada çiçeği unutmuştum.Demir'e haber verdikten sonra arabadan çiçeği almaya gittim,elimde çiçekle döndüğümde Demir hoşlandığım kızı öpüyordu.O an kalbime hançer saplanmış gibi hissettim.Ne gidip Demir'in suratını dağıttım ne de ordan uzaklaşabildim.Sadece izledim.1 aydır tüm birikimimle aldığım kolyeyi ben değil Demir taktı sevdiğim kadının boynuna ve ben yine izledim.Ertesi gün evden dışarı adımımı atmadım.Sürekli aklıma o an geliyordu.Aileme,arkadaşlarıma hasta olduğumun bahanesini attım.Bu sırada annem'e Ankara'dan iş teklifi gelmişti,ama benim okulundan dolayı reddetmişti.Herneyse pazartesi günü okula gittiğimde Demir'le konuşmak istedim,çektim bir kenara neden böyle birşey yaptığını sordum-"
"Furkan yeter!"
"Demir karışma!"
İrem Demir'e tepkisini gösterirken ben sadece sustum.Duyduğum şeyler beynimde şok etkisi yaratırken İrem bir yandan ağlıyor,bir yandan da Demir'e nefret dolu bakışlar atıyordu.
"Eğer Demir bana İrem'e aşık olduğunu söyleseydi,ben bu kadar perişan olmazdım,arkadaşlığımız bitmezdi.Ama Demir arkadaşlığımıza ihanet etti.Sizede Demir bu olayları çok yanlış anlattı öyle değil mi?Benim İrem üzerinden iddia'ya girmeye çalıştığımı, bu yüzden Demir'le arkadaşlığımızın bittiğini söyledi."
"Yani o gün çiçeği unutmasaydın,bana olan duygularını sen mi itiraf edecektin? "
"Evet,ama sen zaten Demir'i seviyormuşsun.Sana itiraf etseydim kabul etmeyecektin belkide.Ama benim takıldığım konu bu değil.Asıl sorun Demir'in bana yaptığı kalleşlik.Eğer gelip bana "ben İrem'i seviyorum" deseydi ben ona saygı duyardım ve o gün o buluşmaya gitmezdim.Sana da başka gözle bakmazdım.Sorun onun seni sevmesi değil,bana bunu o gün itiraf etmemesi,ve arkadaşlığımızın bitimine sebep olması."
"Aklım almıyor..Benim tanıdığım,aşık olduğum Demir bu değildi.Ben her zaman dürüstlüğüne hayran kaldım,güvendim.Ama şimdi bu duyduklarım gerçekten çok acı verici.Ben bunu en başından bilseydim,Demir'le olan ilişkime başladığım gibi  son verirdim..Kendimi Furkan'ın yerine koymaya çalışıyorum ama ne aklım alıyor,nede kalbim düşünmeme izin veriyor."  
Sonunda boğazımdaki yumru geçerken Furkan'a döndüm ve konuşmaya başladım.
"Neden bana anlatmadın?Ben sana yardım ederdim,senelerce yanlız bir hayat sürmene izin vermezdim.Gerekirse okul değiştirirdik oğlum.Demir kadar sende benim kardeşimdin,hala öylesin.Ama böyle birşey yaşadığını gerçekten bilmiyordum."
Ben sözümü bitirdikten sonra İrem tekrar konuşmaya başladı ama bu sefer Demir'e döndü.
"Sen nasıl bir adamsın?Bana o gün gözünü kırpmadan yalan söyledin,ve bende sana inandım,ne kadar aptalmışım.Ama iyiki ilişkimiz bitmiş,iyiki benden ayrılmışsın.Senin gibi bir adamdan ne koca olur,ne arkadaş olur.Senden hiçbir halt olmazmış Demir.Geçte olsa öğrendim bunu,nişanlına üzülüyorum umarım o da er geç senin gerçek yüzünü görür Demir Erguvan!"
***
Bölüm sonu..Oy ve yorumlarınızı bekliyorum..
Sizleri çok çok seviyorum❤
Sevgilerle..

LÂZ KIZI -Bahar Serisi -1-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin