-17-

288 11 3
                                    

Birtakım aksaklıklar yüzünden kitapla uzun süredir ilgilenememiştim ama artık burdayım ve umarım aradaki zamanı telafi edebilirim🙏🏻🙏🏻
Hepinize iyi okumalar..
******
Elif Asi Yılmaz-

Ablama evi gezdirdikten sonra oturduk ve sohbet ettik.Saatler birbirini kovalarken midemden acıktığıma dair sinyaller gelmişti.Günlerdir hastane yemeği yemekten bıkmıştım ve canım memleketimin yemeklerini özlemiştim.
"Elif ne oldu?"
"Karnım acıktı abla.Ama canım öyle makarna filan değilde bizim oraların yemeklerinden istiyor."
"Karalahana dolması yapayım mı sana?"
Ablamın teklifi ile Melisa ile birbirimize bakarken sevinçle ellerimi çırptım ve kafamı salladım.
"Abla varya şahane olur.Sen tek başına yapma ama sana yardım edelim."
"Tamam da evde karalahana yok."
Ablamın verdiği yanıtla yüzüm düşerken,Melisa arabanın anahtarını aldı ve kapıya doğru yürümeye başladı.
"Melisa nereye?"
"Pazara gidicem."
"Ablamla gitsene,tek başına arama."
"Sen tek başına kalamazsın.İstersen Melisa otursun ben gidip alayım."
"Ablacım lütfen.Ben iyiyim lütfen endişelenme artık.Ben televizyon izlerim sizde o sırada alın gidin."
"Emin misin?"
"Eminim abla.Hadi çabuk gidin çok açım zaten."
"İyi peki öyle olsun.Ama telefonunu bir an bile yanından ayırmak yok."
"Tamam ablacım."
Ablamla Melisa montlarını giydikten sonra evden çıktılar.Bende ayağımı uzatıp ayarlanmış olan televizyonu açtım.
Birkaç dakika sonra anahtar sesi duyarken olduğum yerde huzursuzca kıpırdandım.Ablamların gittiğinden emindim,birşeyi unutmuş da olamazlardı.Bulunduğum durumu unutup aniden ayağa kalktım ancak dengemi sağlayamadan yere düştüm.Ben acı içinde çığlık atarken Demir'in sesini duydum.
''Elif iyi misin?''
Ben şaşkınlıkla ona bakarken,elindekileri bir kenara bıraktı ve beni kucağına alarak koltuğa oturttu.
''Değneklerin olmadan ne diye ayağa kalkıyorsun ki?Ya ben gelmeseydim o zaman ne yapacaktın tek başına.''
''Ben korktum..Ayrıca senin yüzünden bu haldeyim.''
''Pişman olduğumu daha kaç kere söyleyeceğim sana Elif..Nerenin acıdığını bana söyler misin?''
''Söylesem ne değişecek Demir,anlayacak mısın sanki''
"Babam sana benim tıp fakültesinde okuduğumu anlatmamış herhalde.''
''Ne?!''
''Şaşırmayı bir kenara bırak da uzan.'' Demirin dediğini yapıp koltukta uzandım.Karnımdaki dikişin acıdığını söyledikten sonra gömleğin düğmelerini açtım ve içimdeki atleti dikiş yerinin biraz yukarısına çektim.Utançtan yanaklarımın yandığını hissederken Demir belli etmemeye çalışarak güldü ve dikişleri kontrol etti.
''Yara iyileşme aşamasında ama anlamadığım bu dikişlerin çoktan alınması gerekirdi.''
''Benim yüzümden dikişler patlamıştı onun için almadılar,haftaya fizik tedaviye gitmeden önce aldıracağım.''
''Anladım.''
Demir tam atletimi indirecekti ki gözü üstümde bir noktaya takıldı.Surat ifadesi donuklaşırken onun baktığı yere baktım.
Babamın vücumda bıraktığı morluklardan biriydi.Hızlıca atletimi indirdikten sonra gömleğin düğmelerini kapatmaya başladım.
''Kim yaptı bunu sana?''
"Boşver,bi önemi yok."
"Ne demek bir önemi yok?Vücudundaki izlerin farkında değil misin?"
"Farkındayım ve bu durum seni zerre ilgilendirmez Demir.Ablamlar gelmeden gitsen iyi olur."
"Hiçbir yere gitmiyorum."
Demir'in cevabına karşı kaşlarım çatılırken o beni umursamadan yanıma oturdu ve telefonuyla ilgilenmeye başladı.
"Pardon?Farkındaysan burası benim evim,ve şuan burda durmandan rahatsızlık duyuyorum.Bilmem anlatabildim mi?"
"Çok ayıp Elif Yılmaz.İnsan nişanlısını evden kovar mı hiç?"
Demir'in alaycı bakışları sinirimi bozarken yanımdaki yastığı kafasına fırlattım.
"Ya ne nişanlılığından bahsediyorsun?Farkındaysan ben nişanı attım,yani seninle nişanlı filan değilim,şimdi evimden git."
"O iş öyle olmuyor canım.Tek tarafla nişan filan atılmaz,sen hala benim nişanlımsın ve yanında olmaya devam edeceğim."
"Sen dengesiz,gerizekalının tekisin.Bir gün iyisin diğer gün kötü,orta yolu bulamaz mısın?"
"Alışman lazım hayatım,şunun şurasında evlenmemize az kaldı."
"Hayatım?Pardon da biz seninle ne ara bu kadar yakın olduk,nişanı attım diyorum anlama kıtlığımı var sende."
"Sonuç olarak nişanı ben atmadım,o yüzden hala nişanlıyız."
"Dalga geçmeye mi geldin buraya?Eğer öyleyse gerçekten bugün seninle uğraşacak halim yok,git evine."
"Hiçbir yere gitmiyorum hayatım."
"Bana hayatım demekten vazgeç!"
"Tamam hayatım."
Yanımdaki yastıklardan birini Demir'e fırlattım ama az önce olduğu gibi bu yastığı da havada yakalamıştı.Sinir katsayım artarken ablamın gelmesini beklemeye devam ettim.
"Elif,benim karnım aç."
"Zıkkım ye!"
"Sen görmeyeli iyice terbiyesizleşmişsin hiç yakıştıramadım sana."
"Demir,allah aşkına evimden defolur musun?Cidden polis çağırmak zorunda kalacağım."
"Laz Kızı azıcık sus,hiçbir yere gitmeyeceğim dedim sana,ayrıca Melekle konuşmam lazım."
"Ne konuşacaksın ablamla?"
"Düğünümüz hakkında plan yapmamız lazım,ablanın yardımı gerek."
Tam konuşacağım sırada kapının açılmasıyla susmak zorunda kaldım.
Ablam ve Melisa elleri dolu bir şekilde içeri girmişti ve ikimize şaşkınlıkla bakıyorlardı.
"Demir,senin burda ne işin var?"
"Hoşbuldum Melek,nişanlımı görmeye geldim ayrıca seninle düğün planları hakkında konuşmamız gerek."
Demir'in söyledikleriyle ablamın bakışları bana kayarken bende birşey anlamadığımı söyledim.Melisa ablamın elindeki poşetleri alıp mutfağa giderken,ablamda karşımızdaki koltuğa oturdu.
"Demir,seninle bu konu hakkında konuşmuştuk hatırlarsan.Nişan atıldı,mesele kapandı.Sende nişanlına geri dönebilirsin.Ben daha fazla kardeşime senin veya başka birinin zarar vermesini istemiyorum."
"Melek,içinde bulunduğun durumu anlıyorum ama nişanlıma dönemem,ayrıca babamda Elif tamamen iyileştiğinde bu evliliğin tamamlanacağını söyledi."
"Öyle bir şey olmayacak Demir,sende babana bunu söylersen sevinirim."
"Bunu babamla sen konuşsan çok daha iyi olur Melek,ben yeterince konuştum ve durum aynı..Bu arada küçük de olsa iyi bir haber vermem gerekirse Elif düğüne kadar bu evde kalabilirmiş,eşyalarını getirdim."
"Babanla konuşurum,sende gitsen iyi olur artık."
"Peki."
Demir evden çıktıktan sonra ablam sıkıntıyla iç çekti,ardından da mutfağa gitti.
Bende içimdeki huzursuzlukla birlikte yanlız başıma kaldım..
*********
Demir Erguvan-
Elif'in evinden çıktıktan sonra arabaya bindim ve eve gitmeye karar verdim.20 dakikalık yolculuğun ardından arabayı girişe park ettim,anahtarları korumaya verip içeriye girdim.
"Hoşgeldin Demir."
"Hoşbuldum."
"Sana bir davetiye gelmiş,ilgini çekeceğini düşünüyorum."
"Ne davetiyesi?"
"Masanın üstünde,kendin baksan çok daha iyi olur oğlum."
Babamın söyledikleriyle meraka kapılırken masaya doğru ilerledim ve davetiyeyi elime almamla günün şokunu yaşadım.
İrem Soysal-Ateş Dinçer
"Bu mutlu günümüzde sizleri de bekleriz"
"B-bu ne demek oluyor?"
"Eski nişanlın İrem'in bugün nişanı var demek oluyor oğlum."
Elimdeki davetiyeyi kenara fırlattıktan sonra hızlıca evden çıktım.
"Halil,anahtarı ver!"
Anahtarı hızlıca aldıktan sonra arabaya bindim.Kendimi sakinleştirmeye çalışsamda olmuyordu.Babamın saçma sapan düşünceleri yüzünden sevdiğim kadını kaybediyordum.Çalan telefonla arabayı aniden kenara çektim.
"Ne var Savaş?"
"Ses tonundan anlaşıldığı üzere haberi almışsın.İrem'in evinin oralardayım,sende gelene kadar lütfen sinirini kontrol et.Tamam mı kardeşim?"
"Tamam.10 dakikaya ordayım."
Telefonu kapattıktan sonra arkama yaslanıp derin derin nefesler aldım.Kendimi hazır hissettiğimde arabayı yeniden çalıştırdım ve devam ettim.10 dakika sonra Savaş'ın arabası gözüme çarparken arabayı yanına park ettim ve aşağıya indim.
"Sen benim buraya geleceğimi nerden biliyordun?"
"Çocukluk arkadaşımı tanımadığımı mı zannediyorsun?Senin her hareketini önceden tahmin edebiliyorum Demir.Şimdi senden ricam sakin olman tamam mı?Hır gür çıkarmanla hiçbir şey kazanamazsın."
"Nasıl sakin olayım Savaş?Sevdiğim kadın bir başkasıyla evlenmek üzere,elimde olduğu halde ona gerçekleri anlatamıyorum,her gün biraz daha kaybediyorum onu.Üstelik evlendiği adamın babası piyasanın en tehlikeli adamlarından,Göz göre göre tehlikeye atıyorum."
"Demir hatırlasan baban da en az Vural Dinçer kadar tehlikeli.Bu yüzden nişanlından ayrıldın,babanı anlatma bana."
"Babam hiçbir zaman uyuşturucu ya da silah işine girmedi sende biliyorsun bunu.Ayrıca Ateş bundan birkaç yıl önce bağımlı müptezelin tekiydi.İyileştiği ne malum?"
"İyileşmese bile ne yapacaksın,aileler anlaşmış,İrem evine davetiye gönderdiğine göre halinden memnun,hesap sorma hakkın bile yok şu durumda."
Sinir seviyem gittikçe taşarken arkamı döndüm ve arabanın kaportasına yumruğumu geçirdim.Savaş endişeyle elime bakmaya gelirken onu durdurdum ve yere çöktüm.Hayatımda hiç bu kadar çaresiz bir durumda kalmamıştım ve bu yüzden nasıl baş edeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu.Tam ayağa kalkıp arabaya bineceğim sırada gördüğüm kişiyle olduğum yerde durdum.
"Demir?!"
********
Bölüm sonu..
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum..

LÂZ KIZI -Bahar Serisi -1-Donde viven las historias. Descúbrelo ahora