1.Bölüm (MEZAR)

55 36 8
                                    

Aslında ilk kitabım.İnşallah beğenirsiniz. Yorum yapmayı unutmayın. Madya Duru Sevgiler.....

........................................................................

'benim için hayat sen, nefes sensin '

Yenilmişlik. İşte genç kızı anlatan tek kelime. O çabaladığı herşeyde yenilmiş bir kadın. İstediklerini elde edememiş ve sonuç hep yenilmiş bir kadın. Duru çabalamaktan vazgeçmeyen bir kadındı. Olmayacağını bile bile çabalardı, savaşırdı. Sonucun hüsran olacağını bildiği halde.

Aslında sonuçlar onu o kadar da göründüğü gibi bağlamaz. O çabasına, emeğine bakar. Azimliydi aslında. Bir o kadar da sabırlı. Hırsı yoktu. Biliyordu eğer hırs yaparsa bu onun sonu olur. Tıpkı diğer insanlar gibi.

Şimdi mi? Şimdi karşısındaki mezara bakıyor.Çabalarının sonucu olan mezara bakıyor. Fakat görmek istediği değil de sadece kara toprak görüyordu. Ellerini dibinde çöktüğü mezara uzattı. Sanki ona dokunur gibi dokunuyordu. Karşısındaki toprağa denizin en soğuk bir o kadarda coşmuş gözleriyle, sanki ona bakıyormuş gibi sevgi, aşk, özlem, şefkatle bakıyordu. Yenilmişliklerinden biride karşısındaki toprağa karışmış, toprak kokulu adamdı. Çabalarının sonucu olan iki metrelik çukurdaki adam.

O kadar seviyordu ki bu adamı. Bazen
içine sokası geliyordu. Orada olsun ki ondan başka kimse görmesin sevdiğini kimse almasın onu kendisinden. Ama olmadı. Sevdiği adam kara topraktaya, içine sokamamış almışlardı onu. Sokamadığı içi, yüreği yanıyordu. Sevdiği onun yüzünden bu toprağın altındaydı , ALLAH biliyor ya ondan korkmasa dayanmazdı bunca acıya. Atardı kendini yüksekten, içerdi birkaç hap ya da keserdi bileklerini. Giderdi sevdiğinin yanına. Önce af diler sonra hiç ayrılmaz sonsuza kadar beraber olurlardı. Ama olmazdı işte. Onun sırası gelmemişti. Daha ekilecek bir ahiret tarlası vardı bu dünyada. İyi kötü ektiği zaman ölüp, ahirette biçeceği bir tarla.

Önce sevdiğinin mezarını özenle suladı. Bildiği bütün duaları okudu. Sonra tekrar  baktı sevdiğinin mezarına. Dudağına gelen ıslaklıkla ağladığını yeni fark etti. Hemen sildi gözyaşını. Sevdiği adamın önünde ağlayamaz onuda üzemezdi. Zaten ağlamak zayıflık değil miydi? Yoksa karakteri zayıf bir insan neden ağlasın ki? Sevdiğine söz vermişti. Ağlamayacaktı.

Sonra derin bir nefes çekti içine. Sanki huzuru bulmulçasına gülümsedi  herne kadar öyle  olmasada son sözlerini söyledi.

"Seni seviyorum toprak kokulum. ALLAH'asmarladık. "

Arkasını döndü ve birkaç adım attı. İçi elvermedi dönüp birdaha baktı sevdiğine. İçi öyle bir yandı ki. Oysa nelerini vermezdi sevdiğinin burada olması için.

Tekrar gülümsedi sevdiğine. Öyle gülümsediki gözlerinin içine kadar ulaştı bu gülümseme. Sonra ikisini anlatan bir şarkıyı duyulabilecek birşekilde mırıldandı.

'Çok edepli gitti ruhum bile duymadı,

Oysa çıt çıkarsa duyar uyanırdım.

Duyduklarım gitmeme yetmedi,

Gitmemem bir kalman etmedi.

Bir elveda demiş giderken bana sözde,

Nasıl ağlamasın yüreğim kavruluyor közde,

Harcanıyor hayallerim zelelinde.

Bir umut daha yolluyorum boğ elinde.'

Ve arkasını dönüp gitti kadın. Gerisinde toprak kokulusunu bırakarak.

Lütfen votee......

Toprak Kokulu Where stories live. Discover now