•4,5•

15.2K 470 26
                                    

Evet arkadaşlar oy veren herkese teşekkürler! 🌸 Bu yüzden yeni bölümü yazmadan duramadım. İyi okumalar.

Düzenlenmiştir.

Simge'nin anlatımından

Sırf beni öpmek istedi ve bende onu durdurdum diye bana kızmıştı ama beni her istediğinde öpemezdi. Eve geldiğimde Nuroş gülümseyerek "kahvaltı edecek misin kızım?" diye şakıdı. "olur üstümü değiştirip geliyorum" dedim. Moralimin bozuk olduğu her halimden belliydi. Yukarı çıkıp üstüme bol bir tişört ve şort giydim ayakkabılarımı çıkartıp kenera koydum ve aşağı indim. Yemek yerken Nuroş hiç konuşmadı, sanırım bir sorun olduğunu anlamıştı. "ellerine sağlık Nuroş, ben odamdayım" dedim ve yukarı çıktım. Dağınık bir ev topuzu yapıp, kitabımı aldım ve saatlerce okudum.

Mesaj gelince kitabı kenara koydum ve gelen mesaja baktım. Mesaj Batu'dandı.

B: Saat 10'da kapıda ol. Gece klübüne gideceğiz ona göre giyin.

Bir de bana emir veriyor! Sinirlenerek yazmaya başladım.

S: Her istediğin zaman bana emir veremezsin Batu! Git ve kendi sürtüklerinle eğlen.

Yazdım ve gönderdim muhtemelen bunun sonu iyi olmayacaktı. Tekrar mesaj gelince açtım.

B: İyi o zaman ben geliyorum seni giydirmeye bekle.

Siktir. Direk ayağı kalktım ve camımı kapadım. Kapıdan gelecek kadar düşüncesiz olamaz. Yani sanırım... Ama gelecek olursa beni giydirmesine izin veremezdim. Ah Simge tükürdüğünü yalıyorsun. Kalçamın altında biten bir elbise giydim. (Multimedia) altına da siyah patform topuklu ayakkabılarımı giydim. Cam tıklatılınca camın önüne geçtim, gelmişti. Camı açıp, makyaj masama oturdum saçımı ve makyajımı tamamladıktan sonra hazırdım. Oda bu sırada içeriye girmiş ve oturmuştu. Üstümü değilde bacaklarımı süzmüştü. Yutkunduğunda sırıtmamak için yanağımın içini kemiriyordum.

Batu'nun anlatımından

Gene onu gördüğümde yumuşamıştım. Onun yanında maskem düşüyordu. Bundan nefret etsemde maskeme ulaşamıyordum. Çok güzeldi "Hani gelmeyecektin Simge" dediğimde sinirle dudağını kemirdi. "Senin beni giydirmendense, gelmeyi  yeğlerim Batu." sinirlenmesine gülümsememek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Ayağı kalktım ve cama yaklaşınca durdum, ona döndüm. "aşağıdayım, bu elbiseyle nereye gittiğini merak edecektir hizmetliniz." Ailesi yanında değildi bunu biliyordum ama nedenini bilmiyordum. "Siktir git Batu." bir kıza göre kabaydı. Onu da geçtim bana kaba davranıyordu. Hiç bir kıza benzemiyordu diğer kızlar peşimde köpek gibi dolaşırken o farklıydı ve bu onu daha çok istememe sebep oluyordu. "Merak etme Simge seni becermeden, gitmeyeceğim." Camdan etrafı kolaçan edip aşağı indim.

Simge'nin anlatımından

Lanet olsun, benim laflarımla beni vuruyordu. Siyah el çantamın içine paramı ve telefonumu koydum. Asıl önemli olan Nuroş'a ne diyecektim. Aşağı indim Nuroş beni süzdükten sonra "Bu hal ne kızım? Nereye yine?" Diye sormuştu. Muhtemelen eskisinden daha sık dışarı çıktığım ve elbiselerimin giderek kısalmasından dolayı merak etmişti. "Arkadaşlarımla dışarı çıkıyorum" dedim. Kim diye sormayacaktı, biliyordum hiçbir zaman kendi çizgisini aşmazdı. "Tamam kızım" dışarı çıktım ve Batu'nun arabasına bindim.

Yol boyunca bir şey konuşmadık. Gelince arabayı valeye verdik ve yürümeye başladık. O nazikçe belimden yön verirken ben nefesimi tutmuştum. Bedenim ona karşı değişik tepkiler veriyordu. İçeri girerken güvenlik görevlisi başıyla Batu'yu selamladı.  İçeri girdiğimizde tüm kızlar ona hayranlıkla bakmaya başladı ve tabii bana da nefretle. Erkekler de boş durmayıp edepsiz bakışlarını üstümde dolaştırıyordu. Batu beni sahiplanircesine kendine çekti. Sürtüklere alayla baktıktan sonra yaklaşıp Batu'nun dudağını öptüm.

Batu'nun eli belimi okşamaya başlayınca kalbim hızlanmaya başladı. Bir dokunuşu vücudumu alevlendirmeye yetiyordu. Gidip locaya oturduk ve bacak bacak üstüne attım. Batu'nun bana baktığını biliyordum. Kulağıma yaklaşıp "indir o bacağını" dediğinde ona döndüm ve bacağımı indirdim. Beni kıskanıyordu ya da sahipleniyordu ama bu davranışı her neyse, hoşuma gitmişti. Cebinden sigarasını çıkardığında ben onu inceliyordum. Dudaklarına götürüp içine çekti. Ve yavaşça yüzüme üfledi. Bunun anlamını biliyordum. Beni istiyordu... Sigarayı  arada bir kullanıyordum. Yavaşça elinden aldığımda şaşırmıştı. Dudaklarıma götürüp büyük bir nefes çekdiğimde  öksürmemek için kendimi sıktım. Uzun zamandır içmiyordum. Yüzümde en ufak bir kas bile oynamamıştı. Dışarı üflerken Batu hala bana bakıyordu ve dudakları yukarı kıvrılmıştı.

Bu seferkinde daha fazla çektim. Ciğerlerim dumanla kaplanırken yanıyordu. Dudağına doğru üflediğimde dudağını açıp içeri girmesine izin verdi. Sigarayı ona uzattığımda neredeyse bitmek üzereydi. Söndürüp ayağı kalktı ve bende kalktım tekrar belimden tutup bana yön verdi. Merdivenlerin oraya geldiğimizde yukarı çıktık. Cebinden anahtar çıkarıp otel odalarının kapısına benzeyen kapıyı açtı. İçeride bir koltuk ve çift kişilik yatak vardı. Banyo olduğunu düşündüğüm kapıya doğru ilerledi ve içeri girip kapıyı kapattı. Ne yapacağımı bilemez şekilde yatağa oturdum. Nevresimin kumaşında ellerimi gezdirirken sadece düşüncelere dalmıştım.

Banyodan çıkınca yatağa kendini attı. Bende yanına kıvrıldım. Ben onu izlerken "Seni istiyorum Simge" diye mırıldandı. Ne diyeceğime karar vermeye çalışırken "Bende" diyebildim sadece. Gözleri açılıp bana döndü. "Ne dedin tekrarla" dedi kıvrılmış dudakları ile. Gözlerimi tavana dikip "Seni istiyorum Batu" dedim onun kadar sesli söylemesemde, duymuştu. Gözlerimi kapadığımda hala bana baktığını biliyordum. "Ve seni seviyorum eğer istediğini sana verirsem, gideceksin" akmaya hazır göz yaşlarımı tuttum ve ayağı kalktım. Kapıyı açıp ona döndüğümde bana boş bir şekilde bakıyordu. Karşılığı olmadığını biliyordum ama yaşamak canımı yakmıştı. Kendime bile itiraf edemediğim şeyi, ona itiraf etmiştim ben. Gözümden bir damla yaş usulca kaydığında kapıyı kapattım. Ve kapıya dayandım. Ağır geliyordu herşey. Aşağı inip taksi çağırdım. Geldiğinde bindim ve eve gittim.

Batu'nun anlatımından

Annemden sonra ilk kez bir kadın, beni ünüm, param, yakışıklılığım için değilde beni, ben olduğum için seviyordu. Odandan hızla çıktım ve arabama bindim, annemin kaldığı hastaneye gittim. Geldiğimde içeri girdim annem yıllardır konuşmuyordu. Bu çok canımı yaksa da, artık alışmıştım. Bitâp bir haldeydi. Kendimi sıktım ve yanına oturdum. Anneme her şeyi anlatırdım, ve sadece onun yanında olduğum gibiydim. Maske yoktu, yalan yoktu. Simge'yle tanışasıya kadar... Onun yanında da annemle olduğum gibiydim. "Anne, Simge diye bir kız var" diye başladım söze. Annem durgun bakışlarını bana çevirmişti. "Merak etme, diğer kızlar gibi değil. İlk başlarda öylesine vakit geçiriyordum. Ve bugün beni sevdiğini söyledi. O kadar şaşırdım ki, bir tepki bile veremedim. Onun yanında tüm kalkanlarım iniyor, maskelerim ardı ardına düşüyor. Bir yandan rahatsız ediyor bu durum beni. Çünkü biliyorsun sadece senin yanındayken gerçek kişiliğim ortaya çıkıyor. Ama o kız hiçbir şey yapmadığı halde, ona karşı soğuk davranamıyorum. Ben tepki vermeyince, çekip gitti yanımdan. Kapıyı kapatırken gördüm, yanağından bir damla süzüldü. Ne yapacağım bilmiyorum" dediğimde sırtımdan büyük bir yük kalkmıştı. Anneme anlatmak iyi gelmişti belli ki. Annem biraz gülümser gibi oldu. Titreyen ellerini kaldırıp elimi tuttu. Avucumu açtığında bir şeyler yazacağını anlamıştım. Tek tek harfleri görünmez bir kalemle çizdi avucuma. Onu kaybetme...

Seni İstiyorum -Düzenleniyor-Where stories live. Discover now