29.)

79 6 0
                                    

Telefonu cebimden çıkardı "nasılsınız komiser bey görüşmeyeli neyse çok uzatmadan konuya giriyorum. Kapıyı kırmaya, bir şekilde açmaya çalışırsanız, rehinem ve beni sonsuzluğa uğurlarsınız" bu defa telefonu hoparlöre verdi:"bu kadar mıydı sevgin? Ona nasıl zarar verebilirsin"demişti. Bu defa daha sinirliydi:"ben gözümü kararttım. Onu ne sana ne de bir başkasına bırakmaya niyetim yok. Yaşamasını istiyorsanız geri çekilin, burdan ayrılırsak kimse zarar görmez!"bunları duyduktan sonra durumun ne kadar vahim olduğunu, kiminle yüz yüze olduğumu daha iyi anladım. Sonum gelmiş miydi artık? "Hadi burak cansel, seninle olmaktansa...cümlemin devamını biliyorsun zaten, bırak artık peşimi!"  "O biraz zor, yürü hadi gidiyoruz" kapıdan çıktığımızda herkes çaresiz görünüyordu. Ta ki bir iki silah sesi duyana kadar! Gözlerimi açtığımda yine bir hastane odasındaydım ve bu defa son olmasını diliyordum. "Bizi çok korkuttun kardeşim, şükürler olsun sana birşey olmadı" odada sadece ikimiz vardık. Büyük ihtimalle başımda beklemişti. O karanlık akşamın sabahındaydık ve ben artık ne olup bittiğini duymak için sabırsızlanıyordum. Doğrulmaya çalıstığımda, kolumda bir adet serumla, ve omzumda hissettiğim acıyla tekrar uzandım. "Kendini zorlama nisan, sana herşeyi anlatacağım. Nevin anne, oğuz, komiser cüneyt ve doktor sina da burada 1 dk bekle, kendine geldiğini haber verip geleyim" dediğinde elinden tuttum ve "gelince bana herşeyi anlat ve sen anlatmadan önce kimse girmesin olur mu?" "Tamam yorma kendini hemen geliyorum." Bundan sonrasını düşünmeden edemiyordum. Herşey bitti mi, yoksa daha yeni mi başlıyordu?  Kapı açıldı birden:"çok bekletmedim ya? Hepsi çok sevindi. Hatta doktorla komiser bir anda birbirine sarıldı sonra ışık hızıyla uzaklaştılar, sanırım nedeni sensin"diyerek göz kırptı ve imalı bir gülümseme belirdi yüzünde. Yanağımda bir allık etkisi belirdi. Şu an için önceliğim son kez olup biteni öğrenmekti. "Ceyda hadi anlat artık, öldüm meraktan" "tamam tamam kızma anlatıyorum. Boğazında bıçakla, durduğun anda polisler ikna etme çabasındaydı. O sırada karşıdaki evin üst katında da 2 tane keskin nişancı hazırda bekliyormuş. O sırada başkomiserle, komiser cüneyt tartışmaya başlamış. Cüneyt bey neredeyse sabaha kadar beklemeyi ya da gitmenize izin vermelerini teklif etmiş. Baş komiser kabul etmemiş ve keskin nişancılara güvendiğini söylemiş. Tam o sırada birden komut vermiş. Keskin nişancıdan biri bıçağı tutan eline ateş edeyim derken seni omuzundan vurmuş neyseki kurşun sıyırmış. Seni öyle baygın görünce bıçağı bırakıp, seni tutmaya çalışmış, diğeri de birden tekrar ateş etmiş ve başından vurmuş. Herşey bir anda olup bitti. Diğeri neden ateş etti onu hala anlamış değiliz. Panik yaptığını, sana hala zarar verebileceğini düşündüğünü söylemiş." Öyle ya da böyle gerçekler ortaya çıkmıştı ve benim görevim bitmişti. "Ceyda iyi ki yanımdasınız. Söz veriyorum düğününüz, nişanınızdan daha sakin ve güvenli olacak" dediğimde "inşallah" dedi ve gülümsedi.

KIŞ GÜNEŞİ Masalım #Wattys2017Where stories live. Discover now