Merhaba okurlarım, oy veren ve yorum yapan elleriniz dert görmesin...
İyi okumalar.🌙
Hatalar tam olarak nerede başlıyor?
Hatalar tam olarak her şeyden emin olduğumuz andan itibaren başlıyordu. Kendimize en çok güvendiğimiz hisler, düşünceler ve yeteneklerin getirdiği özgüvenden sonra başlıyordu. Kendi bildiklerimizin asla yanlış bir sonuç oluşturmayacağını düşünürüz , insan en çok kendi bildiğini okurdu. İşte tam bu düşünceden sonra zincirleme hatalar meydana gelirdi.
Fakat insanoğlu öyle bir varlıktı ki, hatalarının sonucunu bile görmezden gelirdi. Bir başkasının omuzlarına yüklemeyi tercih eder, kendini kanatlı tertemiz bir melek zannederdi . Kendisinin her bildiğini cennetteki beyaz bir çiçekmiş gibi gösterirdi, oysaki kafasında dolanan tilkiler cehennemin içinde yanmış küllerdi.
Benim tilkilerim gibi...
Kafamın içi son 4 yıldır cehennemin içinde yanan odunların külleriyle doluydu . İçimde adlandıramadığım kızgınlık, öfke ve nefret vardı. Çünkü ben karnında bebeğiyle bir anda cehennemin kapısının önünde terk edilmiş kadındım. Kapalı bir kapının önünde beklerken içimde cennetten bile daha güzel bir varlığı hissetmiştim.
İçimde bana özel bir can varolmuştu, harflerin bir araya getirilerek oluşturulacak en anlamlı sözden bile daha özel bir şeydi . İnkar etmeye çalışsam da kısa sürede her zerresine tutulduğum bir adamın bana verebilecek en güzel hediyesiydi. Bir kadının yaşayabileceği en güzel anıları ve hisleriydi içimdeki varlığı hissetmek.
En muhteşem hatanın sonucuydu.
Önüme gelen saçlarım beni rahatsız ederken, yatakta biraz hareket ettim ve yönümü değiştirdim. Gözlerime sertçe vuran güneşin ışığı kaşlarımın çatılmasına sebep olurken derin bir nefes aldım. Boşta duran elimi hızla saçlarımın arasına attım ve hızlı hareketlerle kaşıdım. Beynimin ve kulaklarımın içinde çınlayan ses gözlerimi kısa bir an açmama sebep oldu.
Dehşet bir ağrı vardı.
Yatakta doğrulmaya çalışırken elimden destek almıştım, aralık gözlerimi kısarken güneş inatla gözlerimin içini hedef alıyordu. Derin bir nefes verdim ve üzerime sarılmış pikeyi üzerimden ayırdım. Başımın ağrısı daha şiddetlenirken dişlerimi sıktım, dün gecenin görüntüleri hızla canlanırken kafatasımın içinde yer alan beynimi söküp atmak istiyordum.
Sinirle yataktan kalktım ve üzerimde dikkatimi çeken mavi ekoseli pijama takımıma baktım. Dün gece etek ve bluz giymiştim, yatağa yattığımda üzerimi değiştirmediğime emindim. Sinirle burnumdan soludum ve sakin olmak için gözlerimi kapattım, Alaz üzerimi değiştirmişti. Bu düşünceyi inatla red ederken gözlerimi açtım ve odamdan dışarı çıktım.
Sakin adımlarım ileriye giderken derin bir nefes aldım, mutfağın kapısından içeriye gireceğim an adımlarım duraksadı. Gözlerim şaşkınlıkla büyürken bir kaç adım ilerimde mutfak önlüğü giymiş Alaz'ı görmeyi hiç beklemiyordum. Aralanan dudaklarımın arasından sessiz bir nefes verdim, sırtı bana dönük duruyordu. Kafamı biraz eğdim ve önündeki domatesi özenle dilimlemesini izledim.
Çok fazla müthiş görünüyordu.
Dudaklarım farkında olmadan kenara kıvrıldı, gözlerimin önüne seneler önceki görüntüler düştü. Ben hep küçüklüğümden beri kahvaltı yapmayı sevmezdim, fakat onun evinde yaşadığım süre boyunca her gün benim için hazırladığı kahvaltıyı büyük bir zevkle yerdim. Alaz dudaklarının arasında bir şeyler mırıldanmaya başladı, domatesleri özenle tabağa koydu ve arkasını döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYAL
RomanceAdam gitti, kadın iki kişilik bir yalnızlıkla kaldı. Adam geri döndü, kadın acılarıyla dolu suda boğuldu. Cinsel içerik içerir! +15 yaş üstü... İçeriği ile ilgili bir şey paylaşılırsa veya çalınırsa yasal işlem başlatmaktan çekinilmeyecektir...