فَلَا تَعْلَمُ نَفْسٌ مَّا أُخْفِيَ لَهُم مِّن قُرَّةِ أَعْيُنٍ جَزَاء بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ ﴿١٧﴾
17. “Yaptıklarına karşılık onlar için saklanan müjdeyi kimse bilmez.”
Hiç bir nefis, hiçbir kimse yaptıklarına karşılık, işlediği güzel amellerine karşılık Bizim kendilerine göz aydınlığı olarak hazırladığımız, sakladığımız müjdeleri, mükâfatları bilemez. Bilmezler ki Biz onlara amellerine karşılık neler hazırlamışız. Ne büyük nimetler, ne büyük mükâfatlar kendilerini beklemektedir. Onların kulluklarının karşılığı olarak onlara hazırladığımız cennetlerden, nimetlerden onların hiç haberleri yoktur. Cenneti görmedikleri halde, cennette kendileri için hazırlanan gözlerin görmediği, kulakların duymadığı, hayallerinden bile geçiremeyecekleri nimetleri görmedikleri halde o değerli kullarım gece gündüz Bana yalvarıp yakarıyorlar, Bana kulluk ediyorlar diyor Rabbimiz. Görmedikleri halde cennet arzusuyla yanıp yakılıyorlar. Görmedikleri halde cehennem korkusuyla ürperip duruyorlar. Cennete koşuyorlar, cehennemden kaçıyorlar. Bunun için Bize dua dua yalvarıyorlar diyor.