👉Çok beklettiğim için özür dilerim tekrar arkadaşlar. Fakat watty de yaşadığım bazı sorunlar ile bölüm paylaşmıyor ve hata veriyordu. Ama sonunda hallettim umarım gene aynı sorunla karşılaşmam👈
sonunda haftasonu gelmişti ve miranın beni aramasıyla uykumdan uyandım.
uykulu bi sesle konuşmaya başkadım.
"efendim Miraa "
"sen daha yeni mi uyandın kızım saatten haberin var mı senin? "
"kaçmış??"
"sen beni çıldırtacakmısın 7 çabuk hazırlan 8.30 da Burakgil bizi alamaya gelicek 7.30 da orda olucam hadi hadiiii "
yüzüme kapatmasıyla allak bullak oldum.
bu şimdi mi söylenir yani
hemen yatağımdan fırladım ve banyoya koştum
pijamalarımı bir hızla çıkarıp sıcacık suyun altına geçtim ve duşumu aldım.
banyodan çıkıp saçlarımı fonleyerek koruttum ve kapı çaldı.
aşşağı indim kapıyı açtığımda bir azar daha yedim.
"nee daha hazırlanmadın mı sen bir saat sonra geliyolar be ne rahatlık."
"tamaammm Miraa bavulumu hazırlayıp üstümü giyecem bitti işte ."
bei kolumdan tutup sürükleyerek banyoya götürdü.
"sen makyajını yap ben hazırlarım bavulunu şu saçlarını da aç artık bu ne emekli öğretmen topuzu gibi."
of off bu kız da illa beni elşeştirecek hayır yani ne varmış topuzumda.
"tamam" diyip hafif bi makyaj yaptım ve saçlarımı belime kadar döküp çıktığımda Mira hanım çoktan bavulumu hazırlayıp bide giyeceğim kıyafetleri seçip yatağımın üstüne koyup aşşağı inmişti bile.
seçtiği siyah deri pantolon ile beyaz hafif dekolteli kısa sivit i üzerime geçirip aşşağı indiğimle kapı çaldı.
gelen Nezih ile Burak dı.
kapıyı açınca Nezih in hayranlıkla bakışı heycanlanmama sebep olurken baştan aşşağı süzdükten sonra içeri buyur ettim ve biraz sohbetten sonra bavullarla birlikte arbalara yerleşip yola koyulduk.
Nezih in jeep model bi Range Rover ı varken Burak ın spor model bi arabası vardı
bunlar bu kadar zengin miydi yaaa
uludağa geldiğimizde resepsiyona ilerlerken Mira yı dürttüm
"Mira sakın aynı odada kalmıcaksın o Burak la tamam haftasonu sevgili olmuş olabilirsiniz ama ben Nezihle aynı odada kalamam tamam mı?"
Mira oflayarak tamam anlamında kafasını salladı ve resepsiyona geldiğimizde Nezih kimseye söz hakkı vermeden hemen atladı.
"iki tane oda lütfen "
anahtarları alıp birini Burağa veriyodu ki cırladım.
"Pardaon da senle ben Burak ıile mira aynı odada mı kalıcaz?"
pişimiş pişmiş evet diye kafasını salladı.
"ama ben böyle bir anlaşma olduğunu hatırlamıyorum."
deyip anahtarı aldım ve size iyi dinlenmeler diyip odaya çıktık.
bavulları yerleştirdik ve Mira dinlenmek için uzanarak telefonda galiba Burakla mesajlaşıyor bense kitabımı okuyodum.
kapı çaldı
kapıyı açtım ve gelen Burak tı
"merhaba Burak noldu."
"Merhaba Miasu Mira yı çağırırmısın lütfen."
tamam deyip mira yı çağırdım ve kapıda bişeyler fısıldaştıktan sonra
"Miasu cumm ben Burakla yemeğe iniyorum sen odada sıkılmazsın dimi"
dedi
ee inicek tabi sevgilisi sonuçta
tamam şeklinde kafa salladım
hızla hazırlandıktan sonra çıktı bense kitabımı okurken kendimi kaybediyordum sayfaları hızlı hızlı çevirirken yine kapı çaldı.
açtığımda biran şok oldum.
Nezih şık giyinmiş ti.
"aa merhaba Nezih "
gülümsedi.
"Miasu hadi hazırlan yemeğe inelim."
ayy hiç te inesim yok ama ne desem ki
"yok ya biraz yorgunum ben "
"tamam o zaman." dedi içeri geçti
"bizde yemeği odaya çağırırız "
ayy şimdi daha kötü oldu ya keşke inseydim.
utandım bişey diyemedim
"peki" den başka.
yanıma oturdu ve daha da utanacağım o soruyu sordu.
"Miasu sen bana köy evinin sabahına bişey dicektin hani. "
ahh ne dicem ben şimdi
onu sevip sevmediğimi sormuştu
Ama ben bile daha ne hissettiğimi bilmiyorum.
bi şey bul miasu bişey bul çabukk
ve aklıma gelen ilk şeyi söyledim.
"Aslında şeyy ımm... men seni seviyomuyum bilmiyorum. yani sevmiyor da değilim ama işte seni de umutlandırmak istemem."
nee ne umutlandırmak istemem i Miasu ne dedin sen ya berbat ettin denir mi bu şimdi
toparla çabuk toparla.
"yok yani umutlandırmak istemem derken... sen üzülme diye dedim yani özür dilerim."
ahhhh bee ne yaptın sen ya
daha da berbat ettin şimdi
sıçtın sıvazlıyosun.
derken atladı.
"yok canım asıl ben özür dilerim sizin gibi bi kızı buraya kadar tek bi cevap için yormuşuz. olur mu hiç ? saten bende hata böyle umutlanmışım. pardon ya "
hayalkırıklığına uğrattım onu
gözlerinde hüzün vardı besbelli
naptım ben...
kalktı ve kapıyı tam açtı ki birkaç adam sesi geldi.
"şimdi mi abi"
onları hiçbirini dinlemeden çekti gitti ne olduğuna bakmak için kalktığımda gördüğüm şeyler yıkılmama sebep oldu.
bir sürü adamların kimisinin elinde bir buket morgül kimisinin elinde kocaman ayı kimisinin elinde büyükbi mor kalpli kutu ve daha birsürü şey...
gözümden bir damla yaş aktı ve odamlayla birlikte ben de yerle bir oldum.
ne yaptım ben
o bana bu kadar şey yapmışken ben naptım
nasıl üzerim onu
o gidince kalbim yerinden çıkıyo gibi oldu.
bu nasıl bir acı ?
hıçkırıklarım gözyaşlarıma karışırken acım daha da katlandı, onun bana hayal kırıklığıyla baktığını hatırladıkça...
şimdi ise yine onu ne kadar sevdiğimin farkına vardım
o gidince kalbime bi hançer saplandı sanki...
ben onsuz yaşayamam şimdiden anladım.
ama artık çok geç o gitti ben bittim ,biz bittik...
YOU ARE READING
Çerkez Taş'ı
Teen FictionO yaptığım en büyük hata... Ben aşık olmamalıydım! Aynı zamanda en büyük yara... Ona bu yanlışı yapmamalıydım! AMA Şimdi hatalarımla yüzleşme vakti. Yaptığım yanlışı telafi vakti. Şimdi geri "dönüş" vakti.