Affet Beni Bölüm 12

21 1 0
                                    


Nezih'in bemi terk edisiyle birlikte yıkılmıştım. 

Şimdi ne yapacaģım ben 

Onsuz yaşayamam şimdi anlıyorum.

Ama bişeyler yapmam gerek bu böyle olmaz. Hayır hayır onu gitmesine izin veremem.

Toparlanıp ayağa kalktım ve arkasından koşmaya başladım

Ama çoktan asansöre binip inmişti.

Hangi kata indigine baktıktan sonra, asansörü beklemeden koşarak merdivwnlerden inmeye başladım.

Giriş kata geldiğimde resepsiyona Nezihi görüp görmedini nereye doğru gittiğini sordum otelden çıkmıştı.

Tekrar koşarak binaan çıktım gözlerim Nezihi ararken bir anda ona takıldım fakat arbasının kapısını sinirle ve hızla açıyordu. Bir an çok sinirli olduğunu ve gitmeme kararı aldım ama bu fikir onu kaybetme korkusu kaplayınca tekrar uçup gitti aklımdan.

Arabanın kapısıni kapatip hareket ediyordu ki koşarak anüne atladım.

"Neziiiiihhhh duuurrr .."

Needs nefese arabanın önüne atladığımda sinirle bana baksa da o an onu kaybetmemek için aklımda hiçbir seyden korkma gibi bi düsünce yoktu.

"Durr dur bekle lütfen biraz dinle beni konuşalım lütlen ,lütfeennn !"

"MİASU ÇIK ÖNÜMDEN"

"Hayır cıkmicam biraz konuşalım bi dinle yanlış anladın beni."

"MİASUU SEN KENDİNİ GAYET AÇIK İFADE ETTİN ŞİMDİ ÇIK ÖNÜMDEN YOKSA KÖTÜ SEYLER OLACAK."

Sesi çok sertti ama benim de pes etme gibi bi niyetim yoktu.

"Eğer beni dinlemezsen önünden asla çıkmam !"

Hışımla arabayı çalıştırdı.

Ne yani beni ezicek mi şimdi? Yok yok ezmez bee.

Arabayı çalıştırdı ve geri vitese takarak arkan atkan gitti sonra da hızla sördü ve gözden kayboldu.

Bense öylece arkasından baka kaldım.

Daha sonra aklıma hemen Burak ın arbası geldi ve ğorvliden hemen onun arabasini anahtarıni alarak Nezih in arkasın dan yola koyuldum.

Bulam imkanım vardı çünkü yolda hiçbir sapma yoktu ve düzdü.

Arabaya bindiğimde hrmen çalıştırıp gaza bastım.

Uzun bir süre ful süratle gittim o anın heycanıyla o kadar hızlıydım ki bn bile kendime inanamıyorum.

Sonra birden çok ilerde Nezihin yüksek model arabasından gördüm aynı model ama o kadar ilerde ki plakasını göremiyorum.

Onu bulmanın heyecaniýla tekrar gaza bastım.

Şuan saatte 200 kilometre civarında gidiyorum ve gerçekte yanımdaki arabaları teker teker geçiyorum.

Sonunda Nezih in arabasına yaklaşınca onunda son süratle gittiğini fark ettim.

Yanına yaklaştım ve sinyal yaktım.

Beni fark edince önce şaşırsa da benden kurtulmak için kendi de gaza bastı.

İkımizde o kadar hızlı gidiyoduk ki bir an kalbim duracak gibi oldu.

Artık onu durdurma vakti gelmişti ve arabayı önce ondan daha hızli giderek önüne geçtim ve birden önüne kırdım araba sallandı ve aniden frene basınca kafamı dreksiyona çarptım.

Bir an sersellesem de onu durdurmanın verdiği heyecanla arbadan çıktım.

Nezih in bakışları önce çok sinirli olsa bira an endişeyle arabadan çıktı ve üzerime doğru hızlı adımlarla gelmeye başladı.

Heryeri bulanık görüyorum ama Nezihin bana gelişini gördükce de heyecanla ona doğru ilerliyecektim ama baş ağrısıyla yere yığılıyordum ki yine Nezihin kaslı kollarında buldum kendimi.

Ellerinu başıma koyduğunda elleri kanla doldu.

Başım kanıyormuş meğer.

Kendimi çok kötü hissediyordum. Ve gözüm sürekli kararıyordu.

"Naptın sen Miasu iyi misin ahh ahhh çıldırmış olmalısın bu ne biçim araba sürüş. Gel şöyle.."

Deyio beni kucağına aldı.

"...başın kanıyor. Canın acıyormu?"

"Senin beni bırakıp gittiğindeki acıdan başımın acını hissetmiyorum bile."

Söylediklerime yüzünü buruşturarak arabanının yan çekmecesinden bir kutu pamuk çıkarıp alnıma bastırdı.

"Lütfen birşey söyle."

Umutla onun gözlerine bakarken o ise sadece başımdaki yarayla ulgileniyordu ve beni duymazdan geliyordu.

"NEZİHH"

"Şuan bunları konuşmanın ne yeri nede zamanı"

Başımdaki pamuğu tutan elleini tutarak

"Nezih ben seni çok seviyorum... ya sende beni anla işte ben senden önce kimseye aşık ilmadım bu yüzden de emin değildim ama şimdi eminim ben sensiz yaşayamam."

Nezih söylediklerimde biraz yüzü değişsede bana olan siniri hala geçmemiştik cevap vermedi.

En yakın hastaneye gelene kaar ikimizin de ağzını bıçak açmadı.

Başıma pansuman yaptıktan sonra biraz dinlendim ve hastaneden çıktık. Arabaya bindiğimiz de ilk ben konuştum.

"İstersen benim eve gidelim lütfen birbirimize ihtiyacımız var hem biraz konuşmuş oluruz yapma böyle beni kendinden uzaklaştırma. Sen de biliyorsun ki o söylediklerimde aklım başımda değildi."

"Miasu lütfen biraz birbirimizi görmeyelim konuşmayalım bana da açıklama yapma artık ben seni gayet iyi anladım. Şimdi de seni evine bırakıcam."

"Sen gelmicekmisin benimle?"

"Hayır."

"Nezih ama.."

Sözümü daha bitimeden."konu kapandı."dedi

Lafı ağzıma tıkıyor işte ah miasu ahh hayır yani ne diye dersin öyle şeyler seviyodun işte ne itatmışım ya da anlamak istememişim ben off.

Eve geldiğimde kapıya kadar bıraktı ve hiçbir şey demeden gitti.

Bense Miar yı arayıp olanları en ince ayrıntısına kadar anlattım. Baya bi azar yesem de hiçbişey diyemedim çünkü haklıydı.

Mira izmire dönmek istese de ben onların planı bozulmasın diye ikna edip siz kalın dedim ve zor da olsa ikna etmeyi başardım.

Şimdi ise evde yalnız ve mutsuz bir şekilde aşk filimleri izlemekle meşgulüm.

Aynı zamanda kendimi nasıl affetdirmeliyim diye aklımda bir sürü plan vardı.

Telefonumu elime alarak instagramda gezinmeye başladım. Nezihin yakın arkadaşı olan Arda bir gece klubünde  canlı yayın yapıyordu. 

Biran arka tarafta oturan Nezih gözüme çarptı.

Hah işte buldum seni Nezih bee asıl planımın işleyeceği en güzel yerdesin şuan ama ben oraya nasıl gideceğim binbir türlü insan vardır şimdi hem daha önce gittin mide konşuyosun boyle Miasu ah be mecurum ama gidemezsem şimdi orda birsürü güzel kızlar vardır.

Aklıma gelen kötü düşünceler ve Nezih le oaradaki kızların görüntüsü canlanınca gaza gelip üzerimi giymeye başladım.

Ben geliyorum bee Nezihimi size bırakırmıyım pis yellozlarr.

...

Çerkez Taş'ıWhere stories live. Discover now