6. BÖLÜM - ❝ÇIRPINMA❞

2.5K 108 123
                                    

6. BÖLÜM - "ÇIRPINMA"

Taksinin camına kafamı yaslamış, sadece şehir ışıkları sayesinde görebildiğim kadarıyla yolları izliyordum. Bu gece, bizim ilk yenilgimizdi. Bu gece, onu ardımda bıraktığım ilk geceydi. Ama acımasız bir şekilde ilk galibiyetim gibiymiş de hissediyordum.

Kazanacağından emindim. Ona güvenmiyordum. Yalnızca kazanacağına inandırmıştım kendimi. Suç bütünüyle benim olamazdı. O, bu inancı bana bir zehir gibi enjekte etmişti. Kanıma girmişti. Ben de ona inanmıştım. Kolay kanmaktan öte bu bir seçimdi. Ama sebebi ne olursa olsun, kaybetmiştik. O, kaybetmişti.

Birkaç saattir yoldaydım ve trafiği nihayetinde aştıktan sonra evimin önünde durduk. Parmaklarım gözlerimin önünde siper olmuş, zihnim çeşitli hülyalara gebe kalacakken şoförün vardığımızı söyledi ve irkildim. Ücreti ödedikten sonra kendimi güç bela dışarı attım ve bir süre öylece dikildim, uykulu halden çıkmak için kendime süre tanıdım. Etrafta dolaşan köpekler birbirlerine art arda havlamaya başlayınca ayıldığımdan bir anda emin olup apartman kapısına ilerlerdim, çantamın ön gözünden anahtarı çıkardığım gibi kendimi içeri attım ve sonrasında hızlı ve büyük adımlarla evime girdim.

Anahtarım bir defa daha kapıyı açtı, içeri girdim. Kendi evimdi ama acayipti. Beni kendimle karşılayan ayna bile bir başka yansıtıyordu. Kısa süredir yanıbaşında duran sahte tablo bile pahabiçilmez görünüyordu. Bu gariplik şu kısa ayrılıktan olamazdı. Daha uzun süreli yokluklarım da olmuştu üstelik. Garipseyen taraf ben değildim. Ev aynı evdi. Eşya aynı eşyaydı. O halde kendi evim beni tanımamıştı. Halbuki ev değişmezdi; öyleki, bir ruhu yoktu. Ona değeri biz verirdik, ona bir anlam kazandırırdık. Ama insan değişirdi. Çünkü bir ruhu vardı. Demek bazı şeyler sonradan ruh sahibi olabiliyormuş. Aşinası olduğu kızın son gidişinden itibaren bir fark yakalamış olacak ki evim, beni ilk defa garipsemişti.

Bavulumu bulup işime yarayacağını düşündüğüm her şeyi içine düzenli olarak -yoksa mümkün değil sığmazdı- yerleştirmeye başladım. İç çamaşırları, kazaklar, pantolonlar, hırka, kişisel bakıma dair, çoraplar, atkı, bir çift bot vs... İkinci bavulu da çıkardım ama bu ilkine oranla daha küçüktü. Onu ise birkaç kitap, manevi anlamı olan birkaç süs eşyası ve nice ıvır zıvırlarla doldurdum.

Bavulları kapının kenarına koyduktan sonra mutfağa gittim, kahve yapmak için ocağa su koydum. Ödemesini geciktirdiğim elektrik ve su faturalarını tezgahtan alıp cebime sıkıştırdım.

Kahvem nihayet hazır olduğunda kupayı alıp oturma odasına yöneldim. Çakma tablolarımdan küçük olan ikincisine yöneldim, tabloyu çıkarıp tekli koltuğa attım. Altındaki küçük kasanın şifresini girip içindeki para, fotoğrafları, mektupları, hafıza kartlarını ve birkaç şeyi de teker teker alıp koltuğa bıraktım. Koridordaki aynalığın hemen altında duran çekmeceden kalem ve kağıt aldım ve yazdım:

bir bak içine kalpleri en karanlık olanların

Kağıdı katlamadan kalemle kasanın tam ortasına koydum ve kasayı kapattım, tabloyu geri astım. Parayı ve bellek kartlarından birini çantama, diğerleriniyse küçük bavulun bir köşesine sıkıştırdım. Son yudumu da alırken kupayı tezgaha koydum ve telefonumu çıkarıp bir taksi çağırdım. Bavulları dışarı çıkarıp kapıyı birkaç defa kilitledim.

Az sonra taksi geldi ve taksicinin yardımıyla güç bela bavulları taksiye yerleştirdikten sonra arka koltuğa geçip oturdum, ona gideceğimiz yeri tarif ettim.

KUSURSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin