Saat 18.05 geçiyordu. Karakola varınca, Emir Başkomiser ile Peder konuşuyordu. Yunus gelince: "Ne yaptın la?"
"Şerefsiz, tazı gibi koşuyordu. Tam yakaladım derken meydanlıkta kayboldu ama yaralandı."Emir Başkomiser, keyfi yerine gelmiş biçimde: "Neyse yakalanır o. Bu arada kayıtlara biz baktık. Peder Mr. Morgan da doğruladı. Bu kayıtlardaki adam Namık değil!"
Yunus, çay makinesinden aldığı kahve ile pederin karşısına oturdu: "Ya Eda'nın öldüğü apartmanın kamera kaydı..."
Başkomiser Emir güleç yüzüyle: "Aynı kişi!"Yunus, şaşırmış vaziyette Başkomiser Emir'e bakıyordu: "Nasıl ya, hem yok hem var?"
Emir Başkomiser, aynı güleç yüzüyle: "Bay Morgan'ı gönderelim de, devam ederiz. Ben Karşıyaka koruma şube ile konuştum, koruma talep edildi."Ayağa kalkan Peder, buruşuk elleriyle teslis işareti yaptı ve: "Tanrı, sizi korusun!"
Başkomiser Emir, oturduğu yerden Pederi uğurlarken: "Amin amin Peder, amin!"
O sırada Macit Amir ve Sinem Komiser geldi:
"Ne yaptınız?"Yunus, Başkomiser Emir'den önce cevapladı:
"Müdürüm arkasından koştum, bir iki el ateş ettim. Kaçtı ama yaralandı."
Macit anlamamış, Yunus'u işaret ederek: "Ne diyo la bu?"
Başkomiser Emir, Macit Müdür'e yer göstererek: "Gel müdürüm, gel. Hesaplar karışık"Macit, Emir'in gösterdiği yere oturduktan sonra: "Söyle n'olmuş?"
"Şu Eda Altın davasındaki ilk gün, birisi bizi izliyordu. Yunus'u işaret ederek, bu peşinden koştu. Kodese attık ama bugün sabah da ölmüştür ya..
Hah, onun telefonundan papaz ismi çıktı. Papazın söylediğine göre; olay yerinde yaşananları ona anlatmış! Birebir benziyorlarmış. Burada kayıtlara tekrar baktık, aşırı değil hiç benzerlik yok!"
"Desene soruşturma çıkmaza girdi!"Ağzını, eliyle kapatan Emir de: "Şimdilik öyle görünüyor"
Yunus: "Amir'im, Çağrı ne istiyormuş?"
Emir, sakalını kaşırken: "Bana, kızın ailesinden bahsetti. Anca haberleri olmuş. Evlilik falan filan bir şeyler geveledi, bu kadar."
Yunus, şaşırarak: "Nasıl yani o zamana kadar haber vermemiş mi kızın sevgilisi?"Emir, yüzünü buruşturarak: "Belki bir bilgi alırız diye söylememişmiş!! Bu herif bi boklar karıştırıyor gibi geliyor la bana; ne yap et Çağrı'yı merkeze getir.. Çağrı'yı getir, Namık'ı da öğren!"
Emir, Macit'in yanındaki kıza baktı: "Sizin nedir bu mesele?"
Sinem'e bürodakileri göstererek: "Bu arada yeni ekip arkadaşların, kızım!"
"Biz olay yerinde tanışmıştık zaten amirim!"
Emir, yüzünü astı. Macit'e yaklaşıp: "Macit, ne diyorsun la? Taşak mı geçiyorsun benimle? 1 tane kız yetiyor zaten,sen tutup ikincisini getiriyon la!"Macit Amir, güldüğü zaman sol üstteki altından yapılmış azı dişi parlıyordu. Yine sırıtarak: "Sen bana demedin mi yeterli değiliz diye, al sana kriminal uzmanı, tepe tepe kullan! Neyse bana müsaade.. Ha akşama birisi daha gelecek!"
Macit Amir, bürodan ayrıldı. Arkasından da Emir bağırarak: "Bari o da kız olsun, pavyon işletiyom ya ben!"Macit'in ardından: "Senin yapacağın işin amınakoyiim! İki kuruş keyfimiz vardı. İçine sıçtın, Macit!"
Emir, kısa süreli bir küfürden sonra, kendi odasına girdi. Sinem'i görmezden gelerek, tekrar odasına girdi. Tekrar odadan çıkan Emir, bir köşeye oturarak, Sinem'e ters ters baktı. Biraz çekingenlik sonrası Sinem, sesini düzeltti. Çünkü Ebru ve Yunus da, Sinem'in elinde bulunan kağıtlara bakıyorlardı: "Hazır, gelmiş iken boş gelmeyeyim dedim amirim, elindeki raporu göstererek. Namık Kınalı'nın otopsi raporu... Ölüm sebebi, nikotin!."
Yunus, şaşırarak: "Sigara mı?"
"Hayır, sıvı nikotin"
"Nasıl yani?"
"Şöyle: Yüzdeki semptomlar bunu gösteriyordu, deride de aşırı kızarıklık, yüksek ateş, gözde küçülme, ağızda köpük olması.. Sıvı gıda bunun için nimettir!"Emir Bașkomiser ise tepkisi ile yine şaşırtmıyordu: "Vay amınakoyim!"
Yunus, sol baş parmağı sakalına, işaret parmağını da yanağına yaslamış: "Ee bu izler nasıl silindi peki?"
Az önce bulunan gerginliği üzerinden atmanın huzuruyla Yunus'a cevap verdi:
"Onu da baktık, zehirde, TCA asit, dövme silme için kullanılan asit tespit edildi!"Bu kez Emir, Yunus'a dönüp sordu: "La biz bu, Namık Kınalı'nın, GBT taramasını yaptırmış mıydık?"
"Evet Amir'im, ilk işimiz o olmuştu."
"Neydi sabıkası bunun?"
GBT raporunu masa başındaki Ebru cevapladı: "Cinsel istismardan 2 defa girip çıkmış.."
Emir, eliyle dışarı gönderilen Pederi işaret ederek: "Buna da temiz mavi şerit vermiş ya.."
"Evet"
"Peder'e birde kağıt vermiş.. Birincisi bu şerit ne? İkincisi kağıt ne alaka?"
Ebru, aklına gelen cevabı söyledi: "Bence, Pederde bu işin içinde ve kafa karışıklığı olsun diye vermiş olabilir."Emir Başkomiser'den aldığı kağıdı okuyan Yunus: "The price you can afford (Bedel üstlenebileceğin kadardır!..) kağıdı delil poşetine katarak, Peki bir hristiyanın ne gibi bir bedeli olabilir, sence?"
Emir, Yunus'a işaret ederek: "Empati yapalım. Sen katil olsan yakalanmamak için, ne yapardın?"
Gelen soru üzerine, Yunus elini çenesinin altına yasladı: "Şüpheli sayısını artırırdım, yani zaman kazanırdım.."
"Neden zaman kazanırdın?"
"Kaçmak için tabiki de.."Başkomiser Emir, bu kez Ebru'ya döndü: "Peki birini çok sevdin, ama ona birşey yaptılar. O zaman ne yapardın?"
"İntikam almak isterdim! Tabi bunun için de zaman gerekirdi."
"İşte aradığım cevap: İntikam almak için, bizi oyalamaya çalışıyor. Hedef saptırıyor! Yani henüz gitmedi! İşi bitmedi! Ya eski siyasi olaylar alevlenecek, ya da bambaşka bir dava içindeyiz!"Yunus, deri ceketini giyerken: "Namık cinayetini nasıl yapayım Amir'im?"
Kupasına çay koyduktan sonra Emir, cevap verdi: "Birisinden başla, elbet bir yerde bağlanacak bu soruşturma! Çünkü ikisi de hukuk fakültesi mezunu! Durup dururken neden öldürülür?"
"Başüstüne Amir'im!"Emir ile Yunus konuşurken, Eda'nın anne ve babası geldi, içeriye.
Kürtçe bağırışları duyunca onlar da dışarı çıktılar. Ne dediklerini anlamaya çalışan Yunus, Sinem ve Ebru, söylenenleri onlar da dikkatle izliyorlardı. Yaşlı Kürtçe konuşan adam, bağrına vurarak: "Keça min, keça min, e ku Keça min Esma Çi ye? (Kızım kızım, o benim kızım Esma nerededir?)"Hiç tahmin edilmeyen adamdan, kürtçe cevap geldi soruya, yani Emir Bașkomiser:
"Ma apê ma, bexşin, rûniştin (Anne, affet, otur)"Emir, sorulan soruları cevaplamış. Herkes Emir'e meraklı gözlerle bakıyordu: "Ne diyor amirim?"
"Kızını soruyor"
"Eda'yı mı?"
"Hayır, Esma'yı.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ MAVİSİ (Tamamlandı)
Mystery / Thriller"Keşke hayatta her şey siyah ya da beyaz kadar keskin ve açık olarak belirlenebilse." Agatha Christie *Mesleği ile ailesi arasında yaşayan ama aldığı cezalar nedeniyle asla yükselemeyen; ona göre, herşeyi, kuralına uygun oynadığını savunan, zanlılar...