five

7.1K 582 56
                                    

Yağmurlu bir gündü. Bay Kang beni okulumda beklediğini ve dersim bitince depoya inmem gerektiğini söylemişti. Üzerimde biraz para vardı, isterse verebilecek durumdaydım.

Sonunda aşağı indiğimde bana nemli bir sigara ikram etti ama ben geri çevirdim sigarayı.

"Hala süt mü içiyorsun?" Dalga geçiyordu fakat bugün neşeli görünüyordu. "Şu ablan," dedi yeni bir sigara yakmıştı. "Büyük olandan bahsediyorum, adı neydi?"

Kaşlarımı çattım. Benim bir ablam yoktu ki! Ne saçmalıyordu bu? Yüzüne bakadurdum.

"Anlayamadın mı? Ablanla buluşmak istiyorum, Jeon."

"Anladım fakat benim bir ablam yok."

Biraz daha ısrar etti. Niyeti beni zor duruma sokmaktı. Beni rezil etmek için, paramı almak için bahaneler üretiyordu ve bende sonunda anlaşmaya varıp ona para veriyordum.

Bay Kang deponun arka kapısından çıkınca ellerim ceplerimde ters yönde yürüyordum. O anda kalın bir sesle birinin bana seslendiğini duydum. Bir an Bay Kang gitmedi sandım, korktum. Koşmaya başladım, seslenen kimse de peşimden koşuyordu. Derken bir el arkadan usulcacık yakaladı beni. Kim Taehyung'du.

Elinden kurtulmaya çalışmadım.

"Sen misin?" dedim duraksayarak. Nefesini boynumda hissedebiliyordum. "Beni öyle korkuttun ki!"

Yüzüme baktı. Sesinde nazik ama keskin bir tonla, "Üzüldüm seni korkuttuğum için," dedi. "Ama sen de ne diye bu kadar korktun ki?"

"Ne yapayım, oluyor işte bazen. Boşluğuma geldi herhalde."

"Öyledir, tabii. Ama dinle beni: Sana hiç kötülüğü dokunmamış bir kimse karşısında böyle korkuya kapılırsan, bu davranışın o kimseyi düşündürür, şaşırtır ve merakını uyandırır." Karanlık depoda yanıp sönen ışığın altında durduk. Bir süre bana baktı. "Şu anda bana yaptığın gibi, merakımı uyandırıyorsun."

Bakışları altında ezildiğimi hissettim. O bana her ne kadar kararlı ve emin baksa da ben de işte ona o kadar ürkek bakıyordum. Bakışlarımı çevirecekken benden önce o davrandı.

"Ödlek kimseler ise hep korkar ama sen ödlek biri sayılmazsın aslında. Korktuğun bazı şeyler olmalı sanırım; korktuğun bazı insanlar da olmalı. Fakat insanlardan korkmamak gerekir. Benden korkmuyorsun, değil mi? Yoksa yanılıyor muyum?"

"Hayır, hiç korkmuyorum!" diye sesimi yükselttim.

Bu davranışım karşısında gülümsedi. "Bak gördün mü? Ama korktuğun insanlar vardır herhalde?"

Yürümeye devam ettim. "Beni rahat bırak." Biraz önce yaptığım gibi koşma düşüncesiyle, adımlarımı hızlandırmıştım; Taehyung da bana ayak uydurmuştu, göz ucuyla bana baktığını hissediyordum.

"Bir kez şunu bilmeni isterim ki," diyerek yeniden konuşmaya başladı, "senin iyiliğini isteyen biriyim. En azından benden korkman gereksiz. Dinle bak! Sana bir şey öğreteceğim."

İlgimi çekmiyordu ve bir an önce kapının yolunu bulmak istiyordum fakat ışık çok azdı.

"Düşünceleri nasıl okuduğumu öğreteceğim. İnsanları bu yoldan bir hayli şaşırtabilirsin." Durdum ve ona döndüm. Bu, cümlesini yarıda bırakmasını sağlamıştı. Benimle dalga mı geçiyordu? "Tut ki senden hoşlanıyor ya da sana karşı ilgi duyuyor ve senin yüreğinde bana karşı ne gibi duygular var anlamak istiyorum. Bunun için ilk adımı çoktan attım bile, yani seni korkuttum, demek ki ürkek birisin. Demek ki seni korkutan bazı şeyler ve bazı insanlar var. Bunun nereden kaynaklandığı bellidir. Örneğin kötü bir şey yapmışsındır, korktuğun kimse de bunu bilmektedir; o zaman senin üzerinde söz sahibi olur. Beni anlıyorsun sanırım, anlaşılmayacak bir şey yok, değil mi?"

Çaresizlikle yüzüne baktım; yüzü iyilikle dolu olmasına rağmen sert bir yüzü vardı. Nasıl bu kadar ters olabiliyordu? O bir kör düğüm gibiydi ve ben onu asla çözemeyecek gibiydim.

"Anladın mı söylediklerimi?" diye sordu bir kez daha. Başımı salladım sadece. Aklımda daha farklı şeyler vardı. Evet, biraz aptal bir çocuktum ama bazı şeyleri düşünmeye çalışıyordum.

Geçmişte hiçbir kötülük yapmamıştım. Geçen seferki bahsettiği şu inşaat olayındaydı aklım. Beni görmüş olabileceğini düşünüyordum hala.

Taehyung'dan bu yüzden korkmalı mıydım, korkmamalı mıydım, karar veremiyordum.

Evet, kötü bir şey yapmamıştım ama bende bu denli etki bırakması ona korku beslememi uyandırıyordu.

"Geçen sefer konuştuğumuzda benim hakkında ne düşündüklerini söyleyebilirim. Ayrıca rüyanda beni görmüş olabilirsin. Neyse bırakalım bu can sıkıcı muhabbeti." Yürümeye devam ettik. "Sevgili dostum, arada bir kendisine güven duyduğum zeki bir oğlanla konuşmaktan hoşlanırım. Umarım rahatsızlık duymazsın bundan," dedi tek kaşını kaldırarak.

Bana güven duyduğunu mu söylüyordu şimdi? Gerçekten hiçbir şey anlayamıyordum.

"Jungkook, sana şimdi tek bir soru soracağım. Az önce yanından ayrılıp giden adamın adı neydi, biliyor musun?"

Bizi görmüştü.

"Hangi adam? Kimse yoktu yanımda, ben yalnızdım."

Güldü Taehyung.

"Haydi söyle!" diyerek devam etti. "Onu daha önce inşaatta da gördüğümü anımsıyorum."

Etraf karanlık olmasına rağmen biri var mı diye kontrol ettikten sonra kulağına doğru fısıldadım. "Kang Jae Suk'u tanımıyor musun?"

İstediğini öğrenmiş, evet der gibi başını salladı.

"Aferin! Sen akıllı bir çocuksun. Seninle arkadaş olabileceğiz, Jungkook. O herif kötü birisi. Yüzü alçağın biri olduğunu söylüyor. Sen ne dersin?"

Şok içinde ellerimi ağzıma götürdüm. "Bunları ortalık yerde söylememelisin, onun kulağına giderse hiç iyi şeyler olmaz. Onu tanıyor musun?"

"O beni henüz tanımıyor, fakat yakın zamanda tanışacağımızı hissediyorum. Ne iş yapıyor bu herif?"

"Kötü işlerle uğraşıyor. Uyuşturucu kaçakçısı diye duydum ama bende tam olarak bilmiyorum. Ama sen bir şey söyleme kendisine, lütfen. Lütfen söyleme."

Taehyung elini çenesine koyup başını yana yatırdı ve uzunca bana baktı. "Bu herifin seni eline geçirmesinden hoşlanmadım, Jungkook. Ondan bir an önce kurtulmalısın. Neden onu gebertmiyorsun? Böyle şeylerin işe yaradığına eminim."

Yüreğimi bir korku sardı.

Halimi görmüş olacakki bir kahkaha attı. "Yurda git, sevgili dostum! Ben bu işi başka bir yoldan çözümleyeceğim."

Bir süre bakıştık. Bana baktıkça gözündeki hüzünlü ifade artıyor gibi hissediyordum. Daha sonra arkama döndüm.

"Gördüğün gibi bazı şeyleri biliyorum Jungkook, hatta sandığından da fazlasını. Bana güvenmelisin. Bay Kang ile aranızdaki sırları ileride bir ara açıklarsın bana."

friends ✺ v.kook ✅Where stories live. Discover now