Bölüm 25

1.9K 124 1
                                    

Hastanede Alejandro' nun yatağının kenarına sandalyemi çekmiş, başımı yatağa dayamış ve uyuya kalmıştım. Kâbus gibi bir gece geçirmiştim. Sabaha karşı pilim tamamen bitmişti. Saçlarımdaki el beni kendime getirdi. Yavaşça gözlerimi açtım ve kafamı kaldırırken gerindim.

-"Offf... Boynum... Belim..."

Her bir yanım tutulmuştu.

-"Günaydın" diyen Alejandro' ya baktım. Bana gülümsüyordu.

-"Al... İyi misin?"

-"Evet. Doktorun da dediği gibi hiçbir şeyim yok. Sadece tedbir için buradayım."

-"Buraya geldiğimizde baygındın. Bunları nereden biliyorsun?"

-"Sabah doktor uğradığında söyledi. Tabi sen horlayarak uyuyordun" dedi ve güldü. Omzuna vurdum ve pis pis baktım.

-"Hey, senin yüzünden uykusuz kaldım sonuçta."

-"Hayatını kurtardım ama"

Öyle deyince başımı eğdim.

-"Haklısın. Sana hayatımı borçluyum. Teşekkür ederim."

Elini tuttum. Elimi sıktı.

-"Etme. Bunu borçlu hisset diye yapmadım. Sen de olsan aynısını yapardın."

...

Hastaneden sonra onu evime götürmüştüm. O borçlu hissetmememi söylese de ben vicdanlı bir insandım ve onun için bir şeyler yapmak istiyordum. Salonda beraber oturuyorduk. Ona kahve yapmıştım. Pastaneden de kahvaltı için biraz çörek almıştım. Sessizce çörekleri yerken aniden elimi tuttu.

-"Garry... Artık konuşabilir miyiz?"

Ağzımdakini zor yuttum.

-"Konuşmasak olmaz mı?"

-"Seni daha önce hiç o kadar kötü görmemiştim. Ne olduğunu bilmeye hakkım yok mu?"

-"Seninle ilgili değil. İnan bana."

-"O zaman neyle ilgili? Benimle ilgili değilse neden beni öylece itip kaçtın?"

Elimdeki kahve kupasını bıraktım. Derin bir iç çektim.

-"Ben... Daha önce birileri tarafından kaçırıldım ve..." Boğazım düğümlenirken gözlerim yeniden doldu. "İşkence gördüm. Taciz edildim" Yanaklarım ıslanırken yutkundum. "Bu yüzden bakir değilim. Çünkü üzerimden bir sürü insan geçti. Seni itmemin nedeni de, bana dokunduğunda, yani birleşme sırasında o anılarım canlandı ve berbat hissettim"

-"Garry..."

Alejandro hızla beni çekip sarıldı. Çenemi omzuna yasladım ve bana sarılmasına izin verdim.

-"Özür dilerim... Seni incittiğim için özür dilerim" diye mırıldandı. Onu nazikçe ittirdim.

-"Hayır. Boş ver. Unut gitsin"

Kahve sehpasının üzerindeki mendil kutusuna uzanıp bir mendil çektim ve burnumu sildim.

-"Sana bir şey sormak istiyorum" dedim.

-"Tabi?"

-"Beni uzun zamandır arzuladığını söyledin. Bunun anlamı ne?"

Alejandro bakışlarını kaçırdı.

-"Sana seni sevdiğimi söylesem... Dalga geçer miydin?"

-"Ne?"

-"Lütfen cevap ver. Benim gibi birinin senin gibi birini sevmesi, sana kendini nasıl hissettirirdi?"

Alejandro buruktu. Sadece yüzüne bakarak onun hayatta ne kadar incindiğini, kendini nasıl aşağılık gördüğünü anlayabiliyordum.

-"Hepimiz insanız Al. Ben insanları sınıflandıran biri değilim. Biri bir başkasını seviyorsa bu sevileni ancak mutlu edebilir" dedim kaşlarımı çatarak. O an yüzüme baktı.

-"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?"

-"Elbette."

Alejandro elini yüzüme attı ve dudaklarını uzattı. Beni öpmesine izin verdim. Onunlayken tuhaf hissediyordum. Daha önce kimsede hissetmediğim farklı bir şeyler...

...

Aradan birkaç gün geçmişti. Leon' un isteği üzerine film çekecektik. Stüdyoda abimle beraber hazırlıkları ve seti inceliyorduk. Abimin tek derdi Leon'du. Benim gözüm ise Alejandro' nun üzerindeydi. Bunun normal bir film olmadığını, her şeyin bir oyun olduğunu biliyordum. Yine de birbirlerine dokunduklarında kendimi tuhaf hissettim. Alejandro' nun dudakları Leon' un sırtında geziyordu. Kalçalarına dokunuyordu. Sonra dudakları buluştu. Öpüşüyorlardı. Nedensiz bir şekilde canım acıdı. Kravatımı gevşettim.

Tam filmi durdurmak için ağzımı açmıştım ki, abim feveran etti.

-"YETEEEEEEER!" diye bağırarak yönetmenin sandalyesine tekme attı. Yönetmen yere kapaklanırken sahneye ilerledi ve Alejandro' yu Leon' un üzerinden çekip sağlam bir yumruk geçirdi. Leon' u da örtüye sarıp kucakladı.

-"Bay Rosswald?!" Nidaları yükselirken bağırdı.

-"KAPAYIN ÇENENİZİ VE DAĞILIN!"

Abim Leon'la birlikte stüdyodan çıkarken Alejandro' nun yanına gidip, ona elimi uzattım. Elimi tutup ayağa kalktı. Elini tuttuğumda canım daha da yandı. Neler oluyordu bana böyle?

-"Teşekkür ederim Bay Garry"

-"Önemi yok" diyerek yutkundum ve odama gittim.

Kendimi işlere verirsem kafamı boşaltabilirdim. Geriye kalan zamanımın tamamında videolarla uğraştım. En son kontrol etmem gereken bir kayıt daha vardı ama ben açamıyordum. Gözümü ekrana dikmiş videonun "play" tuşuna bakıyor ama basamıyordum.


(Y.N: Gecikmeler için çok üzgünüm. İki haftadır halletmem gereken işlerim oluyor ve günlerden ne olduğunu karıştırıyorum. Affola...)

Candy Man IIIحيث تعيش القصص. اكتشف الآن