13. Bölüm- SAÇ UÇLARINDA SONBAHARIN KIRIKLARINI TAŞIYAN KADIN

2.4K 308 174
                                    

Bölüm On Üç

"CENNET KOKULU ADAM"

#COLDPLAY- SEE YOU SOON
#BRAYN ADAMS- EVERYTHİNK I DO
#CEM ADRİAN- SEN BENİM

BİRİ'nden;

Acılar, bir yılanın derisinin yere sürtünmesiyle kızışıyor; volkan olup ruhumun saç diplerine siniyor. Saç diplerimden kalbime akan cehennem ateşinde kavrulup, bedenimi yakıyor.

Acılar parkında bir salıncakta sallanıyor nefes alan ölü bedenim. Gelecek geçmişin tozlu anılarını parmağıyla yoklayarak, üflüyor parmağına bulaşan pişmanlıklarını.

Çocukluğum salıncakta oturuyor, ama salıncak sallanmıyor. Sımsıkı kavramış salıncağın iplerini geleceğim. Parmak boğumları bir bulut beyazlığını alırcasına, inatla. 

Omzuma konan kelebeğin kanat çırpış rüzgârıyla gözüme kaçıyor anıların tozları...

Ben buradayım, sizinleyim.

Belki sizden biriyim, belki sizim, belki de sadece biriyim.

Daktilomun arasına sıkıştırılmış kırışık kağıdın ucu, kalbime bir çizik atıyor. Kalbim ve aklım bir anlığına yer değiştirip, fikir karmaşası yaratıyor. Kağıdı avcumda buruşturup hırkamın cebine koyuyorum ve düşünmeyi bir süre daha erteliyorum.

Kapının tıklanma sesi işitsel algılarımı bir radara dönüştürüyor. "Andaç Bey sizi bekliyor," hemşirenin elçiliğini onaylayarak odamdan çıkıyorum.

"Prof. Dr. Andaç Çakıl" kapıyı tıklattıktan sonra cevap gelmeyince direkt içeri girdim. Siyah deri koltukta arkası dönük bir vaziyette oturuyordu. "Beni çağırmışsınız," odanın havası yerini tekrar sessizliğe gömünce masanın önündeki koltuklardan birine oturdum. Tekrar kafamı kaldırıp ağzımı açacağım sırada koltuk döndü.
"Senin ne işin var burada?" her zaman dudaklarını kaplayan alaycı sırıtışını takındı. "Sakin ol kızıl, bugün gelmeyecek..." kaşlarım çatılırken amacını merak ediyordum.

"Hemşireyi nasıl kandırdın?" parmaklarını masanın üzerinde kenetleyerek oturuşunu dikleştirdi. "O kız daha dün işe başladı, henüz anlamıyor bu işlerden," sağında duran telefonu eline alıp kaldırdı. "Buradan telefon açtım," göz kırpmasıyla zekasını ayakta alkışladı beynim. "Beni neden buraya çağırdın?" ellerini masadan çekip, dizlerinin üzerinde kenetledi bu sefer. Rahat tavırları beni huzursuz ediyordu.

Elini cebine attı ve minik bir kâğıt çıkarttı. "Bunu yastığımın altında buldum," avcuma bıraktığı kâğıt parçası, daktilomun arasına sıkıştırılanla birebir aynıydı. Elimi hırkamın cebine atarak aynı kağıdı önüne koydum. "Biraz önce daktilomun arasına sıkıştırılmıştı..." ifadesi bir an şaşkınlıkla afalladı. Kaşları çatıldı ve yüzü gergin bir hâl aldı. Dudakları kımıldadı, fakat aralanmadı. Birkaç saniye sonra derin bir iç çekişle beraber aralandı.

"Aklıma kimse gelmiyor," diye homurdandı. "Neyse kızıl, ben gidip biraz kurcalayayım bu konuyu..." yanımdan geçerken fısıldadı ve cevap vermeme gerek kalmadan kapı kapandı ve saliseler içinde açıldı. Arkamı dönüp sitem edeceğim sırada gelen kişi, Kamer'den başkası değildi. Beni orada görünce gözlerinde şaşkınlığın gölgesi hızlıca koştu. Belli belirsiz ifadesinden duygularını anlayamadım.

KİRPİK UÇLARIMDAKİ YABANCI (+18) #Wattys2024 (OLAYLAR DÜZENLENİYOR.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin