◆7◆

33.8K 3.2K 2K
                                    

"Pekala. Anlattıklarından anladığım kadarıyla... Ondan hoşlanmaya başlamışsın!"

Yüzümü buruşturup telefonu kulağım ve omzum arasında sıkıştırdım ve çantamın içinde kaybolan kulaklığımı bulmaya çalıştım. Hyunji'ye, buraya geldiğimden beri yaşadığım her şeyi anlatmıştım. O benim her şeyimi paylaşabileceğim, güvendiğim tek kişiydi.

"Ondan hoşlanmayı ve bunun daha ileriye gitmesini istemiyorum. Sadece iyileşmesini ve ikimizin de kendi yoluna gitmesini istiyorum." dedim sonunda kulaklığımı bulup takarken.

Hyunji'nin iç geçirdiğini duydum. "Bak Aly, herkes hayatında bir kere bile olsa birilerinden hoşlanır ya da aşık olur. Sonsuza dek bundan kaçamazsın. Eğer o kişi Jungkook'sa, bırak olsun."

"O kadar sorunun arasında bir de aşk acısı çekmek istemiyorum." dedim kendimi yatağıma atarak.

"Aşk acısı çekeceğini de nerden çıkardın?"

Gözlerimi sildim. "Çünkü bu hep böyledir. Çiftler önce aşık olur, sonra birbirlerini üzer, aldatır, çekip gider ya da ölü-"

"Aman ya, yeter artık! Bundan böyle sana angst hikayeler okumayı ve dramlı filmler izlemeyi yasaklıyorum! Hep aynı şeyleri zırvalıyorsun. Saçmalamayı bırak ve gerçek hayata dön bebek. Elbette hayat mükemmel değil ve üzücü şeyler mutlaka olacak, ama hayatının aşkından kaçmak hiçbir işe yaramaz. Sadece kalbinin sesini dinle, anladın mı?"

"Kalbimden ses gelmiyor Hyu."

"Cidden... Komik değilsin."

Güldüm ve ayaklarımı havaya kaldırıp tekrar yatağa indirdim. "Ya o beni sevmezse? Zaten pek umursuyor gibi değil."

"Dalga mı geçiyorsun?! O şu anda ruhsal olarak hasta ve sen dahil olmak üzere hiç kimseyi umursamıyor. Ah bekle, aslında seni umursuyor. ÇOCUK SENİN GÖZYAŞINI SİLMİŞ BE!"

Hyunji'nin aniden yükselen desibeli yüzünden yüzümü buruşturup telefonun sesini kıstım. Bu kızı bazen hiç anlamıyordum, neden çıldırmış fangirl'ler gibi bağırıyordu ki?

"Yah! Ne bağırıyorsun kulak zarım delindi!"

"İyi iyi, belki kalbinin sesini duyarsın bu sefer."

Gözlerimi devirdim.

"Ee, ne zaman beni ziyarete geliyorsun?" dedim ıslak kirpiklerimle oynayarak.

"Haftaya, muhtemelen."

"Sonunda. Artık yalnız takılmaktan sıkıldım."

Güldü. "Ben de öyle. Ama senin yalnız olduğun söylenemez. Sonuçta Jungkook ve Sehun'cuğun var değil mi?"

"Sehuncuğum mu?" dedim gözlerimi devirmeden önce. "Komik değilsin."

"Neyse, benim şimdi kapatmam gerekiyor taksiye bineceğim. Görüşürüz!"

"Hoşçakal."

Telefonu kapattım ve bir süre sonra boş boş tavana bakmaktan sıkılıp televizyonu açtım. Birkaç sıkıcı kanalı es geçtikten sonra bir haber kanalına denk geldim.

"....bulunan cesetlerin uzun süredir suç işleyen zanlılara ait olduğu tespit edildi. Civar bölgedeki insanlar bu cinayetlerin sorumlusunun ISD adlı gizemli bir örgüt olduğunu söylüyor. Söylenenlere göre ISD adlı örgüt, suç işleyen; özellikle soygun, tecavüz, cinayet, organ mafyacılığı gibi suçlardan aranan zanlıları bulup çeşitli işkenceler ettikten sonra öldürüyor. Bu yaptıkları bazı insanlar tarafından takdir edilse de, bazı insanlar tarafından yargılanıyor. Polis, örgütü bulmak için elinden geleni yapıyor..."

Sıkıntıyla derin bir nefes verdim. Dünya tuhaf insanlarla doluydu. Her gün değişik şeyler çıkıyordu haberlere, artık alışmaya başladım derken tekrar beni şaşırtan bir şey çıkıyordu ortaya.

"...örgütün en korkulan üyesinin Bad Bunny isimli katil olduğu söyleniyor. Bad Bunny, özellikle de cinayet işleyen zanlıları işkence ederek öldürdüğü için ona 'katil katili' diyenler de var. Polisin hiçbir şekilde ulaşamadığı bilgilere ve verilere ulaşıp suçluları bulan ve onları öldürüp hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolan ISD örgütü, ortaya çıkarıldığı takdirde adalete teslim edilecek."

Tüm bunlar ilgi çekiciydi ama gözlerim kapanmaya başlıyordu. Saat gecenin bir yarısı olduğu için daha fazla uykusuz kalmamam gerektiğini düşündüm ve başımı yastığıma gömüp kendimi uykunun kollarına bıraktım.


***

Asıl hikaye işte şimdi başlıyor;)

• Bᴀᴅ Bᴜɴɴʏ Π Jᴇᴏɴ Jᴜɴɢᴋᴏᴏᴋ •  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin