Tyler kollarını yavaşça yorgandan dışarı çıkarttı ve gözlerini açtı. Josh'ı yanında göremeyince körkmuştu. Ardından burnuna güzel kokular geldi. Bu Tyler'ın karnını guruldatmıştı.
"Yiyecek!" Tyler kıkırdayarak yatak odasını terk etti.
Ev, basit ve moderndi. İki yatak odası, iki banyo. Mutfak ve oturma odası birbirine bağlıydı. Yatak odasına girmek için iki basamaklı bir merdiveni kullanılıyordu ve Tyler bunu yapmayı çok seviyordu. O iki merdiven çok sevimliydi.
Mutfakta bir taburede oturan Tyler sıkılmaya başlamıştı. Ayağını yere vurarak dikkat çekmeye çalıştı.
''Hey bebeğim, iyi uyudun mu?''
Tyler başını salladı, sonra omuzlarını silkti ve yalandan ağladı. ''Uyandığımda yanımda seni görebilseydim daha iyi olurdu. Ama sen benim için yemek yapıyorsun. Her şeyi berbat ettin.''
Josh güldü ve Tyler'ın yanağını sıktı. ''Bunların senin için olduğunu kim söyledi?'' Tyler kıkırdadı. ''Beni aç bırakamazsın!''
Josh çenesini tutarak düşünür gibi yaptı.
''Jishwa lütfeeeeeeeen. Çok açım.'' Tyler'ın dediklerini kanıtlarcasına karnı guruldadı.
Josh gülümsedi ve tarçınlı waffleı Tyler'ın dinozorlu tabağına koydu. Tyler küçük bir tebessümle teşekkür etti.
''Sorun değil Ty, seni asla aç bırakmam.''
