1-EŞBER

820 136 73
                                    

Hoşgeldin hikayeme.

Yorumsuz geçme lütfen.Bu işteki tek kazancım bu:) Unutma:)Keyifli okumalar..

"Kapattık,bak topluyoruz masaları." dedi ciğerci Roni. Çiçekli bir muşamba ile eskiliğini örtmeye çalıştığı yağlı tezgahının arkasında, gövdesinden ince saz bir şarkı yankılanan lambalı bir radyosu vardı.

Kalan son müşterisini de yollayıp evine gitmek istiyordu bir an önce.

"Erkencisin bu gece."dedi adam.Niyeti biraz daha kalmaktı .Buradan çıkıp Beyaz'a gidecekti zira.Sevdiği kadındı Beyaz. Bu gece 'Gel.' demişti.O da gelecekti elbet.

Öyle meftunuydu ki saçından yayılan karanfil kokusunun, keş gibi,köpek gibi giderdi peşinden. O yeter ki istesin, değil sokağı şehri yakardı .

"Artis."dedi Roni. "Yaşlaniyorum artık.Uykum çoğalmakta,ömrüm azalmakta."

Ön dişleri tamamen dökülmüştü ve soranlara hep aynı hikayeyi anlatıyordu Roni.Kağzıman'da çavuştu askerliğinde,.Ağrıyan dişini diğerlerine de cesaret olsun diye iple kapıya bağlamış da çekmişti komutanı.Yemin etmişti bir daha ağzını elletmemeye. İnancı, takvası yüksek bir adamdı,yemini tutmuştu o günden bu yana.

"Sen böyle der beni de gömersin." dedi Artis. Gece karası saçlarında Roni'nin lavabosunun plastik aynasında sürdüğü briyantin vardı.Boşuna takılmamıştı bu ad ona. Ne zaman Beyaz'a gidecek olsa buraya gelir saçına iç cebine sakladığı o yağlı kremden sürerdi. Roni de bunu görür bilir ses etmezdi.

"Dilini isir."dedi Artis'e. "Herkes sırasını beklesin."

Artis masadaki kürdanlardan birini alıp dişindeki soğanı çıkardı.Beyaz'ın yanında kokmak istemezdi.

" Roni."diye sordu bir kürdan da cebine atıp. "Siz gavurlar neden böyle seversiniz yaşamayı. Sizde yok mu ki öteki taraf."

"Gece gece."diye cıkladı Roni."Sanki gavuruz diye Allahsızız." Mavi boyalı eski bir iskemle çekip Artis'in karşısına oturdu.

"Ne bileyim ben."dedi öteki."Var mı ki Allahınız?"

Artis'in alnına vurdu avuç içiyle."Gel bir de söv bari,yüzüme sıç."

"Kızma."dedi karşıdaki."Bilmiyorum ben."

"Ulan oğlum."dedi Roni."Madem bilmezsin ne sikime konuşursun. Museviler yaradanla ilk temas eden kavim bre. "

" Öyle mi ?" diye sordu Artis. "Ne demiş misal size."Yaşlı adamın vaazı uzun sürse iyi olurdu.Beyaz " 11'den önce gelme."diye iyice tembih etmişti onu.

Roni doğdu doğalı ona Allahsız diyenlere gerçekte kim olduklarını anlatmaya çalışırdı bıkmadan.Gavur olmak başka bir şeydi ama bu suçlama çok ağırdı ona göre.Karşısındaki genç onu ne kadar dinliyor bilmese de konuştu.

Tevratdan bahsetti ona.Kızıldenizi ikiye bölen Musa'dan. Kolona astığı ince uzun çaputu işaret etti sonra.

"Bak."dedi ."Oku azıcık da ibret al."

"Senin kitabından mı?"diye sordu Artis. Durduk yere dinden çıkmak istemezdi.

Roni "Değil."dedi tek kaşı havada."Hristiyan kitabından bu."

"Bana yaramaz."

"Yaşlı adam Kitap herkese yarar bre."diye payladı onu."Bir senin dininde mi günah var sanırsın?"

"Ne bileyim."dedi Artis. Artık yaşlı adamı konuşturmanın iyi bir fikir olup oladığını sorguluyordu.Biraz zaman kazanmak istemişti sadece. Kafasını karıştıracak şeyler duymak değil.

Roni,Artis'in sıkkınlığını umursamadan 7 ölümcül günahtan bahsetti.

"Öfke."

"Gerekmedikçe öfkem yoktur."

"Aç gözlülük."

"Gözümüz de gönlümüz de tok."

"Gurur."

"Eh işte."

"Oburluk."

" Hiç sevmem hayvan gibi yiyeni."

"Kıskançlık."

"Kıskanmayalım da tekerlek mi olalım."

"Tembellik."

"5 Yaşından beri sokaktayım.Roni,sizin kitap kıyakmış be! Bu kadarsa ben kesin cennetliğim. " dedi Artis. Gülümseyince beyaz parlak dişleri ortaya çıkıyordu. Güzeldi gülüşü Artis'in. Yüzü de ,elleri de güzeldi. Roni boşuna vermemişti ona bu adı.

"O kadar emin olma canim."dedi yaşlı adam."Son günahı saymadım daha."

"Neymiş son günah?"

"Şehvet bre."dedi kıs kıs gülerek."Söyle bakalım Artis, gideceğin yerde tespih mi çekeceksin?"

"Bak şimdi."diye homurdandı öteki." Bizi açık etme şimdi."

"Eyttt."dedi ihtiyar." Diyecek lakırdın kalmadı değil mi?"

"Onda da bizim dinden yırtarız."diye savundu kendini. "Ne demişler,güzele bak,sevaptır."

"Ah sen işine geleni...."diye güldü Roni.

Artis Beyaz'ın evinin önüne geldiğinde aklında denizi yaran Musa vardı. Kapıya belli belirsiz bir kez vurdu. İşaretleri buydu. Ahşap kapı,ince bir gıcırtı ile usulca açıldı.Beyaz hemen arkasında bekliyor olmalıydı.Ona gelmek için ne yollar aşmıştı yine.Değerdi ama,ona hep değerdi.

Kapının ardına sinmiş kızı el yordamı ile buldu önce.

"Uyudu mu?" diye fısıldadı.

"Uyudu."dedi kız.Elini ağzına götürüp kıkırdadı.Saçlarından Artis'in aşina olduğu bir koku yayılıyordu.

"Geberse keşke."dedi Artis."Bıktım sensizlikten."

"Şişşt."dedi kız." İçinden de bunu.Az kaldı,sabretmeliyiz."

"Beyaz."dedi Artis. İçini çekerek,sesi titreyerek çıkmıştı isim ağzından.Saçlarını tuttu iki parmak arasında ."Beyaz." dedi yeniden.

"Eşber." dedi kız.Ona adıyla hitap eden tek kişiydi dünyada. Sırtını duvara yaslayıp "Özledin mi beni?" diye sordu işveyle.Yeşil gözleri loş ışıkta iri birer yakut gibi parıldıyordu.Cevabını bildiği ancak ısrarla duymak istediği bir soruydu bu.

"Ahhh."dedi Eşber. "Bitirdin beni canına yandığım.Özlemek ne!" Eğildi,sabırsızca boynuna gömüldü kızın.

"Yukarı çıkar beni."diye inledi Beyaz.

Eşber onu duymadı bile. Meftundu o, zincirsizdi. O gece Beyaz'a itirazlarına rağmen o ahşap kapı ardında,merdiven aralığında sahip oldu önce.Sonrasına ,kızın odasında yudumladı adı gibi beyaz tenini.

Gün ağarana,Beyaz'ın patiska perdelerinden içeri sızan ışık sırındaki yaraları ortaya dökene dek , Roni'nin son günahına,şehvetine yenildi.

ZİNCİRSİZWhere stories live. Discover now