Oturduğu salıncakta hafifçe sallanırken, kahvesini yudumluyordu. O saatlerde bahçesinin gölge olması bu evle ilgili en sevdiği şeydi. Bir de Jungkook vardı tabi.
Elindeki kitabı bitirmesine çok az kalmıştı. Son sayfalarını heyecanla okuyordu.
O an, salıncağın sarsılmasıyla başını yanına çevirdi.
Küçük çocuk çekingence başını kitaba uzattı. Dikkatini çektiği belliydi.
Jimin, çocuğun kitabı incelerkenki yüz ifadesi yüzünden, çocuğun yanaklarını koparmamak için yumruklarını sıkmıştı. Küçük fazla sevimliydi.
Jimin onu ürkütmemeye çalışarak, kısık bir sesle sordu;
"Okumayı biliyor musun?"
Jungkook geri çekilip başını iki yana salladı. Okul henüz başlamamıştı. Bu yıl başlayacaktı.
"Sana öğretmemi ister misin?"
Jungkook büyük gözlerini heyecanla Jimin'in yüzüne çıkardı.
"Öğretebilir misin?"
"Tabi ki, annen zeki bir çocuk olduğunu söyledi. Kısa zamanda öğrenebilirsin."
Jungkook, Jimin'e ilk defa gülümsedi. Jimin ise küçük olanın tavşan dişlerinin gülünce daha güzel göründüğünü düşünüyordu.