Yalnızca televizyon ekranından çıkan ışığın aydınlattığı odada, iki erkek televizyonda oynayan filmi seyrediyordu.
Jungkook koltuğun köşesine yaslanmıştı ve Jimin koltuğun diğer köşesine yaslanıp ayaklarını Jungkook'un bacaklarının üstüne koymuştu.
Jungkook'un elleri büyüğünün minik tombul ayaklarındaydı. Film ikisinin de dikkatini çekmişti, film bitene kadar ikisi de film dışında herhangi bir şeye odaklanmamıştı.
Yarım saat önce Jimin'in koyduğu abur cuburlar ve içecekler bitmişti, daha filmi koymadan yemeye başladıklarından olsa gerekti.
"Tanrım, neden mutlu sonla bitmedi ki? Hani hep iyiler kazanıyordu?"
Jimin sızlanıp başını geri attı ve filmin bitiş müziğini dinledi. Jungkook, büyüğünün söylenmesine gülerek tıpkı onun gibi başını geriye yasladı.
Yedikleri abur cuburların çöpleri koltuğun boş taraflarında ve yerlerdeydi. Jimin toplarken zorlanacak gibiydi ve Jungkook bunu farkettiğinde, büyüğünü bir şekilde kandırıp eve gitmek için bahane aramaya başladı. O an çöp toplamak için fazla uyuşuktu.
"Eh, hyung?"
"Tüm bu dağınıklığı beraber toplayacağız Jungkook. Deneme bile."
Jungkook kaşlarını çatıp sızlanmaya hazırlandığında, büyüğünün keskin bakışlarıyla karşılaşmış ve yalnızca temizlik konusunda bu kadar çirkefleşen sevgilisine karşı gelmemek için ağzını kapatmıştı.
Etrafta yalnızca yiyecek ambalajları yoktu.
Yastıklar, minderler dağılmıştı ve Jungkook geldiğinden beri yaptıklarını gözden geçirmeden önce, odanın bu kadar dağılmış olmasına şaşırmıştı.
Jimin ayaklarını Jungkook'un bacaklarından çekip yere koydu ve ayağa kalktı. Kalktığı yere eğilip ambalajları topladı ve iyice sıkarak top haline getirdi. Küçüğün yavru köpek gibi bakmasını umursamadı, o temizlik yapılacaktı.
Jungkook'un önünden geçip mutfağa gidecekken, aninden bileği tutulmuş ve küçüğünün kucağına yaslanmıştı.
Jungkook bir eliyle Jimin'in karnına sarılıp kendisine bastırırken, diğer eli ile bileğini tutmaya devam etmişti.
"Bir öpücük versene hyung. Söz veriyorum, bütün dağınıklığı tek başıma toplayacağım."
Jimin yapabildiği kadar küçüğüne dönüp baktı ve isteğine tezat şekilde yüzündeki masum ifadeyi gördü. "Süpürge de açacaksın?"
Jungkook 'ne kadar zor olabilir ki?' diye düşünüp başını salladığında, Jimin bedenini küçüğüne doğru döndürmüş ve dudaklarını, küçüğün yumuşak vişne tadındaki dudaklarına bastırmıştı. Küçüğüne daha sık meyve suyu içirmeliydi.
Geri çekilmeden önce Jungkook'un şekilli üst dudağını da ufak bir mırıltıyla emmişti. (Jungkook'un üst dudağına fetişim var:'))
Jungkook, büyüğünün dudaklarının bıraktığı hisle kesilen nefeslerini düzene sokmaya çalıştı ve kendisine gülerek bakan büyüğüne baktı.
Küçüğünün bu kadar heyecanlanması Jimin'in hoşuna gitmişti. Jimin'de küçüğü kadar heyecanlı olsa da, ondan daha tecrübeli olduğundan hareketlerini kontrol edebiliyordu.
Alnını küçüğünün alnına yaslayıp ellerini yanaklarına koydu.
"Bu hallerin beni delirtiyor Kook, aklımı başımdan alıyorsun."
Jungkook büyüğünün kapalı göz kapaklarına birer öpücük kondurdu. Alınlarını tekrar birleştirip büyüğü gibi gözlerini kapattı ve dünyanın en güzel yerindeymişçesine yüzünde bir gülümseme oluştu.
"Popon biraz yanlış bir yerde ama sorun yok hyung, altta olmayı kabul ediyorsan tabii."
Jimin gözlerini açıp sinirle küçüğün kucağından kalktı ve koltuğa bıraktığı ambalaj topunu Jungkook'un kucağına bıraktı.
"Elektrikli süpürge kilerde, ütü masasının altında. Kolay gelsin."
×××
Jimin'de kendimi görüyorum kdnslxnskx