149.Bölüm

8.7K 775 90
                                    


Nedin yüzünde büyük bir gülümseme vardı, gördüğü şey oldukça hoşuna gitmişti fakat kendisini yorgun hissediyordu, Nina hemen ona yaklaştı ve koluna girdi.

'Gerçekten çok güçlü. Ben kullandığımda sadece 50 metrelik bir meteor ortaya çıkmıştı. Senin gücün benden 2 kat fazla olmalı. Biraz yorgun hissediyor olmalısın. Bilge Seviye Büyüler çok fazla Tanrı Enerjisi harcar.' dedi. Ned ona hak vermişti, sadece bir saldırıda bedeninde ki Tanrı Enerjisinin yarısı yok olmuştu,

Ned ve Nina arkalarında bıraktıkları yıkıntıya bakmadan tekrar gizli yerlerine gittiler.

Ned sakin bir şekilde oturdu ve meditasyona başladı, kaybettiği tanrı enerjisini geri kazanmalıydı. Bu sırada Cüce Lordunun Efsun Sanatının 3. Aşamasına göz gezdirmek istedi.

3.Aşamaya geçtiği anda başına muazzam bir acı saplandı. Gözlerinin içi alev alev yanmaya ve kanı kaynamaya başladı, sanki 200 tane efsunun acısını bir arada hissediyordu. Bedeni titriyor ruhu sürekli eziliyordu.

Ned bir anda hiç bir şey yokken Ninanın gözleri önünde yere yığıldı, titremeye ve ağzından köpükler saçmaya başladı. Nina dehşete kapılmıştı, 9.Seviye büyülü canavar taşalarını koydu fakat hiç bir işe yaramadı, kendi tanrı enerjisini vermeye çalıştı yine çözüm olmamıştı. Nedin şuan ki halini görünce göz yaşları bir anda boşalmaya başlamıştı. Bağırıyor Nedi uyandırmak için her şeyi yapıyordu fakat Ned tamamen bilinçsiz hale gelmişti. Bedeni kasılıyor, titriyor ve aralıksız ağzından köpükler saçıyordu. Parmakları kasıldıkça kırılma sesleri geliyordu, parmakları ardından kolu ve bütün bedenine bu kırılma sesleri yayılmaya başladı, öylesine sert ve acı vericiydi ki Nina kırılma seslerini duyarken bile acı çekiyordu. Nedin çektiği acıyı tahmin bile edemiyordu.

Ned bir anda ölümle burun buruna gelmişti üstelik böylesine acılı ve ızdıraplı bir ölüm asla yaşamak istemediği bir şeydi.

'Nefes al. Nefes alarak sakinleşmeye çalış. Sadece 200 Efsunu emdikten sonra herşeyin biteceğini mi sandın. Sence ben o acıya dayanamazmıydım. Benim bahsettiğim acı buydu, efsunlar ruhuna işlenmedi hepsi ruhuna yazıldı. Şimdi 200 efsun bir arada ruhuna işleniyor. Bu 3. aşamadır.' dedi. Kan Kudreti Nedin zihninden bağırıyordu.

Ned nefes almaya çalıştı fakat ağzı,boğazı,ciğerleri,hücreleri her yeri acı çekiyor isyan ediyordu. Bedenine söz geçirmek imkansızdı.

'Nefes al lanet olası yoksa öleceksin! Nefes al!' dedi Kan Kudreti öfkeyle bağırarak,

Ned artık Kan Kudretinin sesini duymuyordu, bedeni yavaş yavaş gevşemeye başladı, kalp atışları durma noktasına gelmiş bedeni çoktan soğuma safhasına geçiyordu fakat tam o anda Nedin çiğerleri oksijenle doldu, ardından göğsünün üstünde sanki bir şeyler zıplıyor gibi hissetti ve tekrar çiğerleri nefesle doldu.

Bilinci yavaş yavaş tekrar geri gelmeye başladı, kalp atışlarını duyulur hale geldi ve bir defa daha çiğerleri hava ile doldu.

'O kıza dua et, eğer sana ilk yardım yapmasaydı ölmüş olurdun. 2.defa senin hayatını kurtardı.' dedi Kan Kudreti.

Nedin hayatı kurtulmuş olsa bile acısı hala devam ediyordu, Bedeni bir defa daha kasılmaya başladı, zaten ölmek üzere olduğu için bitkin ve savunmasızdı, Bütün kemikleri kırılmaya devam etti ve kafa tası haricinde ki bütün kemikleri param parça oldu, ardından kemikler dokulara batmaya ve Nedin bedeninden ince şekilde kan sızmaya başladı, bedeninin her noktası delik deşik olmuştu, kan zemine sızarken Nina ne yapacağını bilemedi,

İlk yardımı henüz Tanrı Enerjisi kullanamadığı zamanlarda öğrenmişti ve annesi ona bunun gelecekte çok işine yarayacağını söylemişti ama bir defa bile kullanmıştı. Bu gün Ned tekrar yaşıyorsa tek sebebi annesinin Ninaya ilk yardım öğretmiş olmasıydı aksi taktirde yapacak hiç bir şeyi yoktu, aynı şuan ki gibi. Nina sadece elini salladı, Nedin bedenini çamur benzeri kil tabakasıyla iyice sardı, Ned büyü uygulayarak çamuru sertleştirdi ve Ned tamamen çevrelenmişti, beden kasılmaları devam etse bile Tanrı Enerjisi içermiyordu ve Ninanın Nedin etrafını sardığı kalın toprak örtüsü kırılmıyordu, Nedin bedeni daha az hareket edebildiği için kasılmalar büyük oranda düşmüştü, kan engelle karşılaştığı için daha az akmaya başlamış. Ninanın çamur örtüsü tampon görevi görmüştü.

Nedin bedeni kıvranmaya devam etti, acısı aralıksız sürdü. 200 gün ve 200 gece boyunca Ned katlanılamaz acılar çekti, Nina bir gün bile gözünü kırpmadı bir defa bile Nedin başından ayrılmadı, onun terini sildi, nabzını kontrol etti, ona su verdi ve sürekli gözetim altında tuttu, Ned ani kasılmalar yaşarken o da acı çekti, Ned rahatladığında rahatladı ve her saniyeyi onunla birlikte yaşadı, yapabileceği her şeyi yapmıştı ve daha fazlası elinden gelmiyordu. Bir doktor bulmak istese de Nedi bir an bile yalnız bırakamazdı. Diğerleri ise çoktan 2 yıllık eğitim için ayrılmış ve Ned ile olan bağlarını koparmışlardı. Nina tamamen yalnızdı ve çok endişeliydi.

200. günün sonunda Nedin acıları bir anda hiç var olmamış gibi kesildi, bedeninde muazzam bir parlaklık oldu ve Nedin bedenini saran çamur katman bir anda parçalanarak dört bir yana yayıldı, Nedin bedeni ilahi bir ışıkla örtülüyken havalanmaya başladı, yatıyordu fakat yine de yükseliyordu.

Işık bedenini sürekli olarak taradı ve her noktasına nüfuz etti, Ardından Nedin saçları bir anda kesmeden önceki haline kadar uzadı, tırnakları,kirpikleri uzamaya devam etti, Nina anında Nedin bedeninin Tanrı Enerjisiyle dolup taştığını anladı fakat sebebine anlam veremedi. Sanki birisi tarafından kutsanmış ve bütün bedeni Tanrı Enerjisiyle doldurulmuş gibiydi, Nedin yaraları saliseler içinde kapandı. Kemikleri eskisinden daha dayanıklı hale geldi ve birleşti, derisinden sızan kalın katman siyah bir örtü adeta lağım gibi kokuyordu. Siyah kalın kir katmanı yere düştü ve odanın içine iğrenç bir koku yayıldı fakat bitmemişti, Nedin Meridyenleri ve Ki merkezi genişliyordu, Tanrı enerjisi her saniye biraz daha fazla bedenine çekiliyor güçleniyordu.

Nedin bedeninden bir anda patlama benzeri odayı dolduran ses yankılandı, Ninanın gözleri açıldı.

'Zirve Bilge Savaşçı oldu,' dedi Nina çekinerek, Ned Orta Bilge Savaşçıydı ve Kan Sömüreni kullanınca zirve oluyordu fakat şimdi Zirve olduğuna göre Kan Sömüren onu nereye ulaştıracak Nina bilemiyordu.

Ama bitmemişti, sadece bu kadarla kalmayacaktı, Nedin bedeninden arka arkaya sanki tek sesmiş gibi iki patlama sesi daha yükseldi, sanki bedeninde bir şeyler genişliyordu.

'Zirve Bilge Büyücü oldu. Tanrım neler oluyor böyle. Nasıl bir anda bu kadar güçlenebilir yoksa... Yoksa Aziz mi olacak ?' dedi Nina ürkerek, Nedin bu kadar hızlı güçlenmesi onu korkutmuştu, daha yeni Bilge Seviye olmuş ve Ned temelini sağlamlaşmamıştı. Bir anda büyücü ve savaşçı olarak Aziz olursa kesinlikle daha üst seviyelere çıkamayacağını düşünüyor ve Ned için endişeleniyordu fakat korkuları gerçek olmadı. Nedin bedenini saran ışık yavaşça solmaya başladı ve Nedin bedeni yere inerken iki kolunun iç tarafında bir anda semboller belirmeye başladı,

'Onlar ne ? ' dedi Nina ve yakından baktı ardından gözleri şaşkınlıkla açıldı,

'Bunlar Nedin zırh ve silahlardan aldığı efsunlar' dedi ürkek bir tonda, şaşırmıştı.

Nedin kollarının iç bölgesinde 200 farklı efsun rünü vardı. Hepsi oldukça güçlü görünüyordu fakat Ninanın söyledikleri doğru değildi. Bu rünlerin hepsi zırhlardan alınmış olsa da hiçbirisi aynı efsun değildi. Hepsinin içerdiği güç zırhdakilerden bir kaç kat daha fazlaydı. Cüce Lordu Efsun Sanatının sıradan efsuncularla aynı efsunu kullanması zaten beklenemezdi. Cüce Lordu Efsun Sanatı absorve edilen bütün efsunların gücünü arttırmakla kalmamış aynı zamanda Nedin efsunların Tanrı Enerjisi ile kaynamasını sağlamıştı. İşte bu yüzden Ned 200 gün boyunca her bir efsun için acı çekmiş ve ardından bütün efsunları Tanrı Enerjisini tek seferde bedenine almıştı, Nedin emdiği efsunların arasında aynı işleve sahip bir çok efsun vardı lakin şuan bedeninde ki 200 rünün hepsinin farklı özellikleri ve farklı kullanım alanı vardı. Ned artık gerçek anlamda bir efsun klanının gücüne sahipti çünkü bütün boyutlarda sadece 200 tane farklı efsun vardı.

ASDDonde viven las historias. Descúbrelo ahora