Alya ve diğerleri hazırlanmak için Nedin yanından ayrıldıktan sonra Ned huzurlu bir şekilde sandalyeye oturdu, Yıllardır kalbinin üstüne binen yük sürekli olarak içini kemiriyordu. Büyük Babasını babasının ve annesinin katillerinin yakınında bırakmış olması ve ailesinin intikamını henüz alamamış olması günden güne içini kemirmişti.
Geceleri rüyalarına girmiş, bir ur bir kanser gibi sürekli beyninde yer etmişti. Hiç bir gününde huzuru tam anlamıyla yaşamamıştı. Bir kaç saat sonra sevdiği kadınla evlenecek olsa bile aklında ki tek şey daha güçlü olmanın yollarını bulup intikamını almaktı. Anka Krallığında ki düşmanları sadece maşa ile tutulan kişilerin maşa ile tuttuğu kişilerdi.
Onların ölümü sadece intikamın başlangıcı olabilirdi. Ned asla sadece onları öldürerek intikamını alamayacağını biliyordu. Ailesine kin güden ve onlara bu kaderi yaşatan herkesi yok edecekti.
Bu yüzden güçlenmişti, bu yüzden efsunların verdiği o dayanılmaz acılara katlanmıştı. Bu yüzden defalarca ölümden kurtulmuştu ve bu yüzden hala güç için deli gibi çabalıyordu. Bir amacı vardı, bu dünyada ailesine kin güden ve ona zarar veren herkesi yok edecekti. Bunun için büyük bir krallığın içinde ki herkesi öldürmesi gerekiyorsa bile yapacaktı. Kayıpların hiç birisi umurun da değildi. Ölenlerin yaşı veya cinsiyeti, iyi veya kötü olmaları önemli değildi. İntikamı ile arasına giren herkes yok olmak zorundaydı. Aksi taktirde rahat edemezdi, eğer arkasında tek bir düşman daha bırakırsa klanı ve ailesi tekrar bu günkü durumu yaşaya bilirdi. Belki torunlarından birisi onun gibi ailesinin öldüğünü görebilirdi. Eğer kendi kanını korumak istiyorsa başkalarının kanını akıtmak zorundaydı.
Bu insan doğasıydı ve bu dünyanın gerçeğiydi, İnsan nefes aldığı sürece bir şeyler yapabilirdi ve öldükten sonra et parçasından daha farklı değildi. Bu gün tehdit olmayan birisi 10 yıl sonra en büyük düşman haline gelebilirdi. Kader herkese farklı yol çizer ve mutlaka sonucunda arzularına kavuşmanı sağlardı. Yeterince iradeye sahipsen mutlaka intikam alacağın gün gelirdi. Ned bu gerçeği bilerek yaşadı ve her türlü zorluğa karşılık koydu, yıllar sonra bir gün intikamı alabileceği güce kavuştu, kaderi onu iradesinin gücüyle bu noktaya kadar getirdi. Nedin mantığı basitti, eğer kendisi gibi olan bir düşmanı olursa ve bir gün intikam almak için klanına gelirse her şeyi yok edebilirdi çünkü Ned de her şeyi yok edecekti bu yüzden geride düşman bırakılamazdı. Düşmanların bütün soyu tamamen yok edilmeliydi ve klanlarıyla birlikte tarihten silinmeliydi aksi taktirde tehdit her zaman devam ederdi.
Ned Anka Krallığını ve gelişim sürecini sürekli gözetim altında turuyordu, ona tehdit olabilecek herşeyi detaylıca değerlendiriyordu, böylece her ihtimale hazır olabiliyordu .
Saatler akıp geçti, çoktan akşam güneşi batmak üzereydi. Şehrin üstünde havai fişekler muhteşem bir görşel şölen sunuyordu. İmparatorluk surlarında sayısız yemek kazanı vardı, Ned düğünü için fakirlere yemek ve kıyafet dağıtıyordu, çocuklara yardım ediyor ve tuttuğu doktorlarla hastaların iyileşmesini sağlıyordu. Hatta Aydınlık Kilisesi bile Nede destek olarak bir kaç aydınlık büyücüsünü surların dışına gönderip hastalara yardım ettirmeye başlamıştı.
Nedin düğünü herkesin bayramı haline gelmişti.
Büyük klanların bölgesinde ise at arabaları arka arkaya dizilmişti, yolda sayısız koruma vardı ve bir çok paha biçilemez araba Nedin malikanesine doğru gidiyordu. Konukların hepsi saygın ve değerli kişilerdi, bazıları ise Nedden bile daha büyük güçler tarafından destekleniyordu. Para bu düğün için oluk oluk akmıştı, Milyarlarca altınlık düğün ve doğum günü hediyeleri Nede gönderilmişti. İnsanlar sadece davet aldıkları için bile mutluydu,

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASD
FantasyFantastik #1 bir zamanlar. Kurgusal bir boyutta geçen hikayenin baş kahramanı 4 yaşındayken ailesinin ölümüne şahit olmuştur. O günden sonra hayatında ki hiç bir şey aynı kalmamıştı. Hayatını ailesini öldürenlerden intikam almaya ve klanını eski iht...