26.Bölüm

1.5K 111 62
                                    

"Burası da benim odam. Yani öyleydi." Rosé, Chanyeol'a evini gezdiriyordu. Chanyeol otelde kalmak istemişti fakat Rosé evlerinde misafir odasının olduğunu söylemişti. Avustralya oldukça sıcaktı. Kore'deki ilkbahardan buradaki nemli sonbahara geçiş Chanyeol'u bunaltmıştı ama bu ülke en son geldiğinden beri daha da bir güzelleşmişti garip bir şekilde.

Rosé'nin adımlarını takip ederek misafir odasına doğru yürüdü. Sade, beyaz bir odaydı. Chanyeol yanında çok bir şey getirmemişti. Küçük çantasını yatağın üzerine bıraktı.

"Ben gideyim, sen rahatça yerleş." Rosé arkasını döndü fakat Chanyeol onu elinden tutarak kendine döndürdü.

"Ne oldu?" dedi Rosé Chanyeol elini bırakırken.

"Sadece... " Chanyeol başını eğdi. "Akşam saat 11'de Austin bizi almaya gelecek. Haberin olsun."

"O- Peki..." Rosé odadan çıkıp merdivenlerden indi.

Chanyeol ise ter içinde kaldığını fark etti. "Of!"

Eliyle alnını silerken çantasını açtı. İçinden eşyalarını çıkarmaya başladı. Normalde kolay kolay heyecanlanıp hata yapan bir insan değildi.Ama iş kızlara gelince, bir de o kız Rosé olunca...

Yine yapamamıştı işte. Yine Rosé'ye olan hislerini söyleyememişti.

***

Kach Caddesi- Moonshot Binası

Lisa binanın üzerinde duran dijital postere baktı. Jennie ile beraber çekildiği fotoğraf tüm cadde tarafından görülüyordu. Gülümsedi. Arabadan çıktı ve binanın kapısına yöneldi. Çok büyük bir bina değildi. İçi bembeyaz ve aydınlatılmıştı. Danışmada duran kadın ona yaklaştı.

"Lalisa Manoban?"

"Evet."

Kadın ona gülümseyerek yukarıyı gösterdi. "Çekim yapılacak yer yukarıda fakat SM şirketinden bir adam önce sizinle konuşmak istedi. Kendisi arkadaşınızmış."

"Sehun." diye geçirdi içinden Lisa. Sonunda dayanamamış özür dileyecekti demek ki. "Nerede bekliyor?"

"Çekim odasında. Birazdan görevlilerde orada olur zaten."

Lisa başını sallayarak merdivenlere yöneldi. Çekim odasına daha önce gitmişti, hemen üst kattaydı. Ama burada Sehun' un ne işi vardı? Burada olduğunu nereden biliyordu?

Çekim odasına girmeden önce kendini düzeltti. Boğazını temizleyerek adım attı.

"Irene?"

Irene arkasını döndü. Garipçe gülümsüyordu. Sehun ona hasta olduğunu söyledikten beri biraz tırsıyordu Irene'den. "Merhaba Lalisa."

"Benle konuşmak istemişsin." Lisa onu bekleyen kişinin Sehun olmadığına üzülmüştü ama şu an endişesi daha baskındı.

"Evet, sana arkadaşım dedim ama... Sorun olur mu?"

"Hayır, sanırım olmaz."

Irene yavaşça Lisa'ya yaklaştı. "O zaman seninle arkadaşça bir konuşma da yapabilirim herhalde."

Lisa'nın sesi hırıltılıydı. "Tabii. Ne hakkında konuşmak istiyorsun?"

"Sehun."

"Sehun mu?"

"Evet. Hani senin benden çalmaya çalıştığın Sehun."

Lisa duyduğu karşısında kaşını çatarak Irene'e baktı. "Be-ben... Sehun benim arkadaşım."

BİZİ BİLMESİNLER [exo X blackpink] ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin