BÖLÜM 25

6.1K 123 6
                                    

Jose'nin sesiyle irkildim.

"Bir şey söylemeyecek misin Jessica?" 

Ah. Ne söyleyebilirdim ki? "Ben....hmmmm....şey.... Ne diyeceğimi bilemiyorum senin için çok zor olmalı. Yani hiç böyle bir durumla karşı karşıya kalmadım Jose. Ama ben senin hakkında çok ön yargılıydım. Affet beni." 

"Güzel Jessica'm, hiçbiri senin suçun değil ki. Nereden bilebilirdin, piçin teki gibi davranan bendim."

"Öyle deme lütfen. Anlattın her şeyi. Bak, ben seni hiç bırakmayacağım tamam mı? Her zaman senin yanındayım, yeter ki beni sev." diye fısıldadım. 

"Seni her zaman seveceğim." diye karşılık verdi.

"Öyleyse buna kadeh kaldırılır." diyerek kadehi havaya kaldırdım. O da benimkine doğru kaldırdıktan sonra tokuşturduk. Ve ikimizde şarabımızdan birer yudum aldık. 

Beni şaşırtarak "Seni bana verdiği için Tanrı'ya her gün teşekkür edeceğim." dedi. Bense aklımı kurcalayan soruyu sormadan edemedim.

"Şey şuan bir çok şeye sahipsin, çok güzel bir ev, bir araba, bir motor ve bir ev daha. Borçları sen mi kapattın, nasıl başarabildin de bunları alabildin?"  dediğimde birden yüzü çöktü. Ama direkt toparlayarak cevap verdi.

"Beğendiğin ev zaten bizimdi. Ben sadece diğer evi, arabayı ve motoru aldım. Ayrıca bilmediğin çiftlik evini ve eskiden babamın olan şuansa Paul'un babasına ait olan hisselerin yarısını aldım. Nasıl aldığıma gelecek olursak, çok çalışmam gerekti. İnanır mısın bilmem ama dövüşlerden babamın aldığı maaşın 3 katını kazanmaya başladım. Şimdi ise gözdelerden birisi olduğum için bu epey arttı. Bir de motor yarışları var her ay 1. olana epey para veriyorlar. Şirketle de tek yapmam gereken şey gereksiz dosyalara imza atmak. Biraz da ordan geliyor." 

"Anlıyorum fakat düzenli bir hayatın olsun istemez misin?" diye sordum

"Düzenli hayatlar sadece yaşlılara göre güzeldir Jessica." 

"Yanılıyorsun evlilelerin de düzenli hayatları olabilir."

Gülerek "Yani evlenelim mi istiyorsun, bebeğim?" dedi.

"Hayır, saçmalama onu demek istemedim." diyerek savunmaya geçtim.

"İyi o zaman. Çünkü evlilik bana göre değildir. Yani en azından şuanlık." dediğinde moralim bozuldu ama hiç belli etmemeye çalıştım. Ne yani benimle sonuna kadar sevgili mi kalacak?

"Haklısın." dedim. Hafifçe de gülümsemiştim.

"Peki ya sen Jessica? Hiç daha eğlenceli ve heyecanlı bir hayatın olsun istemez miydin?" diye sordu.

"Benim hayatım sen girdikten sonra daha heyecanlı oldu zaten." diye karşılık verdim. 

"Yanılıyorsun, çabuk giyin. Gidiyoruz." dedi. Hemen mi?

"Ya yine nereye?" diye sorunca "Çok konuşma. Çabuk." dedi. Hemen kıyafetlerimi giydim. Yerden eşyaları topladık ve yola çıktık.

***

Motordan indiğimde dar ve karanlık bir sokaktaydık.  Biz kapının önünde durduğumuzda tabelaya baktım. Ah, dövmeci! Dövme mi yaptıracaktı? Zaten bir tane ayak bileğinin, bir omzunun arkasında ve bir de diğer kolunun yanında dövmesi vardı. Bunu nereye yaptıracaktı?  

"Evet, Jessica... Şimdi 2 dakikan var düşün ve dövme için model bul."

"Hmm, senin için olduğuna göre biraz erkeksi olmalı." diyerek düşünmeye başladım.

"Saçmalama Jessica, anlamadın galiba, sana dövme yaptıracağız."

"Bana mı?" diye sordum büyük bir şaşkınlıkla. Ben ve dövme?! Korkardım ki.

"Evet, hadi düşün. Hayatına eğlence katıyorum." dedi. Hiçbir şey söyleyemedim. Klişe dövmeler geliyordu aklıma. Kulak arkası yıldız, kol içi kalp, omuz arkası kuş, ayak bileğine değişik figürler... İyi de bunlar herkesin yaptırdığı dövmeler. Sonunda aklıma geldi ve Jose'nin yanına gittim.

"Buldum, ama dövmeyi yaptırana kadar bakmayacaksın. Sadece yanımda duracaksın ve korkmamı engelleyeceksin."

"Tamam, hadi içeri geçelim." dedi.

"Dur ilk önce ben şu adamla konuşacağım. Burda bekle." dedim. Ve adamın yanına gittim, istediğim figürü en ince ayrıntısına kadar tarif ettim, hatta telefondan bir resim bulup adama gösterdim. Daha sonra  dövmeyi yapacak olan adamın kapıyı açmasıyla içeri geçtik. Çok ilginç bir yerdi. Tam ortada boylu boyunca uzanabileceğim koltuk, çevresinde de bir sürü aletler vardı. Her yeri dövmeyle kaplı olan adam bana dönerek "Emin misiniz? Tam şuraya ve dediğiniz şekli öyle değil mi?" diye sordu. 

"Evet, evet lütfen bir yanlışlık olmasın." dedim.

"Merak etmeyin katalogta aynısı var, ona göre yapacağım nereye istiyordunuz?" diye tekrar sordu.

"Tişörtümü çıkararak göğsümün biraz üstünde olan yeri gösterdim. Bikiniyi veya iç çamaşırını giydiğim zaman ipimin tam kenarında kalan yerdi. Önünün kapanması imkansızdı. 

"Pekala anladım. Şimdi rahatlayın başlıyorum." diyerek iğneyi o bölgemde kullanmaya başladı.

Sonra Jose gözlerimin içine bakarak "Sakın gözlerini kapatma, çok kısa sürecek yanındayım." dedi.

Kısa süre sordu dövmeyi yapan adamın o bölgeme bir şeyler sürmesiyle işlemin tamamlandığını anlamıştım. Adam "Tamamdır, bitti. Umarım beğenirsiniz." deyince Jose hemen gözlerini dövmeye dikti. Adam dövme yapılan bölgeye aynayı tutunca gözlerime inanamadım. Aynısı olmuştu. Jose gözlerimin içine büyük bir mutlulukla bakıyordu. "Sen... Jessica. Aman Tanrım. Bir motorsiklet. Üstelik bu benim motorum." dedi. 

"Evet, senin sayende ve tabiki motorun da sayesinde korkumu yendim. Üstelik senin hayatının bir parçası olan şey benim de hayatımın bir parçası olmalı." dedikten hemen sonra dudaklarıma sert bir öpücük kondurdu. 

"Seni seviyorum, Jessica. 

"Seni seviyorum, Jose. Ve motorunu da." diye ilave ederek göz kırptım. Jose adamın yanına gidip bir miktar para verdikten sonra yanıma geldi. Yavaşça motora bindik -dövmeye dikkat etmem gerekiyordu- ve evin yolunu tuttuk. Saat gecenin bir vaktiydi, umarım annemler uyanmamıştır. Pencereden tırmanamayacağım için kapıdan girecektim. Jose'nin arkasından indikten sonra bana " Yukarı çık ve uyu Jessica. Dövmeye dikkat et ve seni sevdiğimi unutma. Bu gece çok alıkoydum o yüzden yarın bir süre rahatsız etmeyeceğim. Yaklaş." deyince ona doğru yaklaştım. Dudaklarıma masum bir öpücük konudurdu. Sonra devam etti. "İyi geceler öpücüğün." 

(Bir bölümün daha sonuna geldiiiik. Umarım bölümü sevmişsinizdir. Uzun tutmak istiyordum ama çok zamanım yok arkadaşlar kusura bakmayın.)

Alışılmamış DuygularWhere stories live. Discover now