18. Bölüm:Duygularımız

852 462 83
                                    

Sabah insanın uykusunu alıp uyanmasından daha güzeli, çok keyifli bir şekilde uyanmaktır bence. Keyifle yataktan kalktım ve ellerimi geriye doğru itip kollarımı gerdim. Sonra kollarımı eski haline getirip ahşap komidinim üzerinde şarjda olan telefonumu şarjdan çıkarıp aldım. Dün bildirim üstüne bildirim gelince telefonumu sessize almıştım.

Telefonumun kilidini açıp instagram'a girdim. Gelen beğeni ve yorumlara girdim ilk olarak. Binlerce beğeni ve yorum olduğunu görünce istem dışı sırıtmaya başladım. Hemen videonun üstüne bastım bir daha izlemek için. Dün kaç kere izlediğimi sayamadığım için gülümsemem genişledi.

"Hadi gençler başlayın!" Benim bu ikazımla başlıyordu video. Nilay da yanımdan Kibariye - İlle De Roman Olsun' u açmıştı. Onlara zorla da olsa göbek attırıyorduk. Sonra olayı daha da ilerletmek için onlara önceden getirttiğimiz kravat ve ceketleri verdik. Rüzgar'ın yanına gidip birazcık zorla da olsa kravatı kafasına bağladım. Deniz ve Selen de o sırada sevgililerine ceket veriyorlardı. Tabi ki Nilay videoyu durdurmuştu. Emre ve Buğra yalvarıp yakarsalar da kızlar ceketleri onların pantolonunun kenarına asmıştı. Tam Selim "Allah'ım çok şükür bana bir şey vermediler, en azından!" diyordu ki Nilay soluğu onun yanında aldı. Onun da pantolonunun kenarına ceket iliştirirken hepimiz gülmekten kendimizi alamıyorduk.

Sonra çekilen video ve yapılan paylaşım sonucu herkes bu videoyu konuşmaya başladı. Bizim fakültede izlemeyen kalmamıştı her halde. Atılan mesajlar falan derken erkekler sinirden küplere binmişti. Hatta en son Rüzgar "Sizle bir oyun oynayanda kabahat!" deyip kapıyı çarpıp gitti. Dün yaşananlar aklımda tekrardan canlanınca gülmem yerini kahkahalara bırakmıştı.

Yataktan kalktım ve lavaboya gitim. Rutin işlerimi halledip uyanan kızların yanına gittim. Beraberce kahvaltıyı hazırlayıp erkekleri beklemeye başladık. On dakika falan beklememize rağmen gelmeyince içimize bir kurt düştü çünkü normal şartlarda bu saatte bizim evde olurlardı ve kahvaltı için bize acele ettirirlerdi. Kızlarla beklemeyi son vermemize Deniz sebep oldu.

"Kızlar nerde kaldı ki bu erkekler? Gelmeleri gerekiyordu çoktan. Acaba başlarına bir şey mi geldi?" dedi tedirgin bir şekilde. O an aklıma dank etti. Tabi yaa!

"Ben buldum onların neden gelmediğini. Çünkü biz dün ne yaptık, onları rezil ettik. Onlar da bize tavır koyuyorlar gibi düşünün, hatta bildiğiniz trip atıyorlar da diyebiliriz!" deyip güldüm. Nilay da bana gülmemde eşlik ederken, Deniz ve Selen ise hâlâ sevgililerini düşünüyor ve onlar için endişe ediyorlardı. "Yok hayır, hem aşkım bana bir mesaj bile atmadı. Ben bi gidip bakıyorum!" deyip ayaklanan Selen'e Deniz de katıldı ve beraberce erkeklerin evine gittiler. Döndüklerinde ise yüzlerinde acı hakimdi.

"Ne oldu?" diye sordu Nilay. "Ya hani biz gittik yaa onları çağırmaya, bize şey dediler. Biz kahvaltı yaptık, hazır olunca söyleyin gidelim dediler ve suratımıza kapıyı kapatıp içeri gittiler." dediler hayal kırıklığına uğramış bir şekilde. "Offf tamam, bu kadar sorun etmeyin. Hadi kahvaltı yapalım da okula gidelim. Hem ne diyeceğim onlar sizin yüzünüze kapıyı kapattılarsa siz de gelin bugün kendimiz okula gidelim. Onların da sonradan haberi olsun?" diye sordum. İlk bi afallasalar da sonra kabul ettiler.

"Tamam kabul. Görsün Emre Bey benim yüzüme kapı çarpmak ne demek! O bana trip atarsa ben onun iki katı trip atırım. Ohh olsun!" dedi Selen.

"Aynen. Hem biz daha kaç gündür sevgiliyiz ki Buğra Bey bana kapı çarpıyor. Daha bu üçüncü günümüz yaa!" diye bağırdı sinirle ve önüne döndü.

Hep beraber oturup bir güzel kahvaltımızı yaptık ve otobüs ile de olsa okula gittik. Erkeklerden hâlâ ses çıkmamıştı. Karda kaymamaya dikkat ederek kampüsten fakülteye giriş yapabildik. Biz fakülte binasına, girerken Selen'in telefonu çaldı. "Kızlar Emre arıyor. Ne yapayım, açayım mı?" dedi telaşla. "Aç tabi kızım. Geldiğimize de ayrı bir vurgu yap!" dedim sırıtarak.

AŞK RÜZGARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin