Yıldız Masalı- Ateş Serisi 1-

2.BÖLÜM

Keyifli okumalar.

Bundan sonra her salı günleri Yıldız Masalı hikayemizin yeni bölümünde buluşalım.
Bu bölüm ithafı canımdan can olan ablam neclabayram6 ya.

***
Evin kapısını anahtarıyla açtıktan sonra çantasını vestiyerin üzerine fırlatıp çocukluğunun şarkılarından birini mırıldanmaya başlamıştı Gizem.

"Senle yaşamak istiyorum, senle yaşlanmak istiyorum..." derken aklından ofisteki evli patron adayını çıkarmaya çalışıyordu. O pek sevgili(!) cici annesi gibi bir sürtük değildi.

"Söz veriyorum aşkım sana, pişmaaaan olmayacaksın." Şarkıya devam ederken içerden gelen tıkırtıya kulakları tıkalıydı.

"Uçacaksın, uçacaksın. Havalara uçacaksın ayağını yerden..." Nakarata devam edemeden kafasına yediği sert şeyle arkasına döndü. Elçin sinirli bir yüz ifadesiyle ona bakıyordu.

"Hı hı uçacaksın Gizem hanım hatta ayağını yerden ben keseceğim. " derken genç kızın ayaklarının birinin çıplak oluşu kafasına az önce isabet eden sert nesnenin bir terlik olduğuna onu ikna etmişti. Gözündeki gözlüğü biraz burnunun üzerine düşmüş hali ev pijaması ve kalemle tutturulmuş topuzu ile Elçin tam bir umutsuz ev kızıydı. Umutsuz ev kadınları filan hikaye geliyordu onlara asıl zor olan umutsuz ev kızı olmaktı. Hele de ilkokul ortaokul​ lise ve hatta üniversite arkadaşların teker teker evlenmeye en kötü söz nişan takmaya başladığı an eğer sevgilin yoksa umutsuz ev kızı kimliğine bürünmeye başlardın. Tüm gün Instagram, Facebook hatta WhatsApp durumlarında gördüğün fotoğrafın altına yazılanlar ile çatır çatır çatlarken yüzünde eğreti duran sahte bir gülümseme ile "Hayırlı olsun bebeğim. Sen hak ettin bugünleri." dersin. Ama iç sesin o an ayrı telden "Ayy götüm, bu salak daha birkaç ay önce salya sümük karşımda eski sevgilisine aşkından ağlıyordu. Koca buldu ya buldumcuk oldu." demektedir. Yaşayınca anlarsınız.

"Bebeğim ya odana girdiğim için mi kızdın sen? " derken dudaklarına dişini geçirmiş tedirgin tedirgin bekliyordu.

"O bir, ikincisi iş görüşmesine gidip beni aramadın. " dediğinde Gizem kendini tutamayarak gülmüştü çünkü Elçin telefonunu çalışırken kapatırdı. Sessizde bile değil direkt​ kapalı olurdu o telefon. Annesi babası az delirmemişti Elçin kendini tüplerin arasına kapatıp çalışırken ona ulaşamadıklarında. Dikkatimi dağıtıyor dediği için kimse bir şey de diyemiyordu. Kız bilim insanıydı sonuçta bir bildiği vardır diye düşünüyorlardı.

"Bir anda çağırdılar baykuşum yoksa ben size söylerdim. Gerçi seni arayamazdım. " dediğinde Elçin kendi kendine bunun nedenini anlamıştı zeki kızdı.

"Ne yapayım Gizem ya dikkatimi dağıtıyor çalışırken ben orada tüplerle uğraşıyorum ta uzaktan bilmem nereden akrabam beni Facebook'tan ekliyor onun bildirimi geliyor."

Gizem az önce kendisine terlik fırlatmış olsa da arkadaşına sarıldı ama bir yandan kızın saçını çekmeyi de ihmal etmemişti. Onlar böyle tepişseler de birbirlerinden asla ayrılamazlardı. İyi günde de kötü günde de beraber olmaktı dostluk. Onlar dosttu. Akşam işi yüzünden dertli olan Gül'ün de eve gelmesiyle kadro tamamlanmıştı.