3. Bölüm

11.3K 727 27
                                    

  Profesör David'ın arkasından bizlerde dışarı çıktık. Çimenlerin üstüne oturmamızı istedi. Bu şekilde kendimizi daha rahat hissedeceğimizden bahsetti. "Evet arkadaşlar bazılarınız çocukluğundan beri içindeki gücü çıkarmayı biliyor olabilir ancak birçoğunuz bilmiyorsunuz. Bende size bunun için yardımcı olacağım. Sizden öncelikli olarak istediğim beyninizi boşaltmanız. Hepiniz akademiye geldiğinizde güçlerinizin ne olduğunu öğrendiniz. Beyninizi boşalttıktan sonra gözlerinizi kapatın ve avuçlarınızı ileriye doğru uzatın. İçinizdeki güce odaklanın." Öğrencilerim hepsi profesörün dediğini yaparken ben ne yapacağımı bilmiyordum. Ya tüm güçlerim açığa çıkarsa diye endişe ediyorum. O sırada profesör yanıma geldi ve konuşmaya başladı. "Sen Tiffany olmalısın. Müdüre durumdan bahsetti bize. Senin yek yapman gereken içindeki ateşe odaklanmak. Ruhun Kadim ejderhaya bağlı. Tam olarak olmasa da. Senin için bu daha kolay." Dedi ve yanımdan uzaklaştı. Bende dediklerini yapmaya başladım. İçimdeki ateşi hissetmeye çalıştım. Sanırım başarıyordum da. Kollarımdaki uyuşmanın avuçlarıma doğru ilerlediğini hissettim. Avuçlarımın içinde tatlı bir sıcaklık vardı. Gözlerimi açmamla soka girdim. Elimde ateşten bir ejderha belirmişti. Etrafıma baktığımda herkes elementin odaklanmış görünüyordu. Ve kimsenin avucundaki element benimki gibi şekilli değildi. Bir anda Luke ile göz göze geldik. Tuhaf bir biçimde avucumdaki ejderha figürüne bakıyordu. Bende onun avucuna baktığımda sadece top şeklinde bir ateş gördüm. O sırada etraftaki mırıldamaları duydum. Herkesin gözü avucumdaydı. Böyle giderse bu sırrı çok fazla saklayamayacktım. Zor durumda olduğumu profesör de anlamış olacak ki konuşmaya başladı. "Evet arkadaşlar birçoğunuz başardı. Başaramayanlar da eminim biraz daha fazla odaklanarak bu sorunu aşıcak. Şimdi elementleri nasıl geri göndericez anlatıyorum. Aynı şekilde zihninizi boşaltarak elementinizi içinizde sakladığınızı düşünün. Bu şekilde başarabilirsiniz. Buyrun deneyin." Bir an önce bu tuhaf durumdan kurtulmak için profesörün dediğini yaptım. Ancak sanki elimdeki ejderha yaramaz bi çocuk gibi dolaşıyor içime girmek istemiyordu. Kollarımda tekrar aynı uyuşmayı hissettim. Ancak daha fazla odaklanmam gerekiyordu. Biraz daha çabalayınca başardım. Gözlerimi açtığımda herkesin benle aynı durumda olduğunu hissettim. Gözlerimi Amy'e çevirdiğimde bir çocukla konuşuyor olduğunu fark ettim. Amy bana göre daha sosyal biriydi. O yüzden bu duruma fazla da şaşırmadım. O sırada profesörün sesini duyduk. "Evet evet hepiniz bunu yaparken daha çok zorlandınız. Elementlerimiz özgürlüğü sever arkadaşlar. O yüzden dışarı çıkarttıktan sonra içeri sokmak ilk başlarda daha zordur. Ancak zaman geçtikçe bu sizin için sıkıntı olmaktan çıkacak. Bu dersimiz bu kadardı. Yarınki dersimizde duygularımız ve güçlerimiz arasındaki ilişkiden konuşacağız. İyi günler arkadaşlar." "Saolun profesör." Ders bitmişti. 

   Hemen Amy'nin yanına gittim. "Ders boyunca kimle konuştun bakıyım sen?" Büyük bir ima ile sormuştum bu soruyu. O da imamı anlayınca önce kızardı. Sonr cevap verdi. "İsmi Karl. Çok tatlı bi çocuk. Derste de bana yardımcı oldu o kadar." "Hmmm." Yine ima ile konuşmuştum. Aynı zamanda yüzümde de kocaman bir sırıtma vardı. Sonra Amy'nin aklıma bişey gelmiş olacak ki demin bende olan yüz ifadesi onda belirdi. "Asıl sen anlat bakayım. Soğuk nevale? Luke?" O böyle diyince derin bir nefes aldım ve cevap verdim. "Sabah çarpıştığım çocuk işte sende görmüştün. Sınıfta da o yanıma gelip konuştu. Demek ki arkadaş filan olmak istiyor. Yani seninki gibi özel bişey yok." Diyerek göz kırptım. Konuşmamın sonlarına doğru yine imalı bi sırıtışını vardı yüzümde. O sırada sanki kendilerinden bahsettiğimi anlamışlar gibi Luke ve Karl dibimde bitti. "Selam kızlar! Aa bu arada biz tanışmamıştık. Sen Tiffany olmalısın bende Karl." Samimi ve iyi bi çocuktu. "Memnun oldum Karl." Deyip gülümsedim. Luke bana vakti ve konuşmaya başladı. "O ejderhayı nasıl çıkarttın avucundan. Daha önce yapmış mıydın element çıkartma işlemini?" Ne cevap vereceğimi şaşırmıştım. Sırrımla ilgili birşey dememem gerekiyordu. Yine de doğruyu söylemeliydim yalandan hoşlanmazdım çünkü. "Bende bilmiyorum sadece içimdeki ateşi düşündüm o kadar." İnanmamış gibi baktı ama sonuçta bu da bir doğruydu öyle değil mi? Kendi aralarında konuşan Amy ve Karl bize döndü. Karl "Sıradaki ders savunma vr saldırı dersi geçen hafta profesör haşadımızı çıkarmıştı. Geç kalmadan gitsek iyi olur. Birde geç kaldığım için haşadım çıksın istemiyorum." Amy ve ben birşey anlamazken Luke ve Karl harekete geçti.  Bizde onlara ayak uydurarak yürümeye başladık. Bu sırada Luke bize geçen haftaki ders hakkında bilgi veriyordu. "Derse profesör Jason giriyor.  En çok gördüğümüz derslerden biri güç dersi diğeri de bu ders. İlk başta ısınma ile başlıyoruz. Zaten bu esnada bile çoğu kişi pes ediyor. Ancak pes etmenizi tavsiye etmem. Çünkü pes edenler daha ağır idmana maruz kalıyorlar. Geçen hafta profesör sadece ısınma ile başlattı bizi. Bu hafta ısınmadan sonra silahlar konusunda yeteneklerimiz denenecekmiş. Bir tane en iyi olduğumuz silah seçildikten sonra diğer silahlardan da ders alıcaz ama en iyi olduğumuz kadar değil. Silahlardan ustalaşırken aynı zamanda elementlerimizle de saldırı ve savunma yapmayı öğrencekmişiz. O kısım biraz daha zorlu olduğu için daha vakit varmış. Güç dersinde ne kadar çok şeyler öğrenirsek bu derste elementlerimizi kullanmaya o kadar çabuk geçicekmişiz. Geçen hafta hocanın bahsettikleri bunlardı. Ve geldik." Ah ne kadar çok şey anlattı ya. Arena gibi bir yere gelmiştik o sırada. Devasa gözüküyordu. Diğer öğrencilerin bulunduğu yere doğru geçtik ve oturmaya başladık.  İçeri baya sportif biri girdi. Sanırım profesör buydu. "Herkes soyunma odalarına. 5 dakika içinde dolaplarınızda bulunan okulum spor kıyafetlerini giyip geliyorsunuz. Daha sonra arena çevresinde 20 tur koşu. 50 sınav 50 mekik. Geçen hafta da dediğim gibi öğrenciler arasında kız erkek ayrımı yapmam. Şimdi 5 dakika süreniz başladı. Koşun!" Ah bu nasıl ders sanırım öleceğim. Amy ile birbirimize bakıp diğer kız öğrencileri takip ederek koşmaya başladık. Birazcık eğlence istemiştik ve beklediğimizin bu olmadığını biliyorduk.

ELEMENTLER AKADEMİSİOnde histórias criam vida. Descubra agora