KAKTÜS

3. BÖLÜM - Çekişme

Bankta köy ağası gibi otururken, parkta oyun oynayan çocuklara korkutucu bakışlar atıyordum. Çocuklar benim gözlerime baktığında Gargamel'i görmüş Şirinler gibi oradan oraya kaçıyorlardı. Çocukları efsanevi bakışlarımla korkutmaktan vazgeçip etrafa göz gezdirdim.

Egemen'le yaptığımız küçük anlaşmaya göre okul çıkışı onunda benim gibi, şuan burada olması gerekiyordu.

"Ekeceksen neden çağırıyorsun ki? Uyuz." dedim kendi kendime mırıldanarak.

"Birileri beni özlemiş galiba." Oturduğum bankın arkasından gelen ses ile birlikte, ayağa kalkıp yavaşça arkamı döndüm. Egemen kucağında tuttuğu kırmızı kutu ile bana doğru bakıp salak salak gülümsüyordu.

"Beklemekten ağaç olma evresini geçtim, yavru filizlerim çıktı yanlarımdan." dedim geç gelmesini eleştiren bir tavırla.

"Kalk gidiyoruz." diyen Egemen bir eliyle kutuyu tutarken diğer eliyle kolumu yakalayıp beni peşinden götürmeye başladı.

"Lan parka çağırdın, nereye götürüyorsun beni." dedim kolumdaki elinden kurtulmaya çalışırken.

"Sana Kaktüs yerine Geveze falan mı demeliydim? Zaten geldik, işte orası." dedi işaret parmağıyla parkın çıkışındaki siyah spor salonunu gösterirken.

"Beni kilolu falan gördün de zayıflatmaya mı getirdin?" dedim sinirlenerek.

Sonuçta kızlar kiloları hakkında konuşulmasından nefret eder.

Değil mi?

"Sen zaten zayıfsın. Ben daha farklı bir şey yapacağım." dedi Egemen kaşlarıyla elindeki kutuyu işaret ederken.

Ne yapmaya çalışıyordu?

Birlikte spor salonundan içeri girdiğimizde, kum torbalarının olduğu bölüme getirmişti beni. Kucağında bulunan kutuyu önüme bırakırken, kaşlarıyla kutuyu açmamı işaret etti.

Ne çıkacağını merak ederken iki elimi kutunun kenarlarına yerleştirdim. Kendimi "Var Mısın Yok Musun?" yarışmasında hissederken kutunun kapağını hafifçe araladım.

Kutunun içinden klasik bir şey çıkmasını beklerken bir çift boks eldiveni çıkmıştı. Boks eldiveninin bir tekini elime alıp Egemen'e doğru salladım. "Ben Jack Dempsey miyim? Ne yapacağım bu boks eldivenlerini?"

"O kim?"

"Tanımazsın sen, yakın akrabam kendisi. Ne yapacağım ben bu eldivenlerle?"

Bana doğru yaklaştı ve kutunun içindeki eldivenin diğer tekini elime taktı. Ben de diğer elimle, diğer boks eldivenini taktım.

Ellerim eldivenlerin ağırlığı ile fazlalık gibi sallanırken Egemen eliyle kum torbasını işaret etti. Kum torbasının arkasına geçen Egemen ön tarafa da beni yerleştirmişti.

"Şimdi, hayatta nelerden nefret ediyorsan onlar adına birer yumruk atmanı istiyorum. Bunun rahatlatıcı etkisi var." diyen Egemen' e gözlerimi devirirken, "Sana atsam yumrukları daha fazla rahatlarım. Ne dersin?" diye sordum.

Sorduğum soruya cevap vermedi. Sadece derin gamzelerini gösterircesine güldü. İki elimi yumruk yapmış boks torbasına bakıyordum.

Ben bu hayatta neyden nefret ediyordum ki?

Tabi ya Sarp'ın yeni sevgilisinden fazlasıyla nefret ediyordum. Sağ elimi nişan alırcasına geriye doğru çektim ve hızla kum torbasına doğru geçirdim. "Bu Sarp'ın yanında mumya gibi gezen yeni sevgilisi için." dedim ikinci kez vurmaya hazırladığım sol elim ile.