Bölüm 33

26.6K 2.4K 231
                                    




Haydi bu gün size kısa da olsa bir ek bölüm vereyim mi?

Ben yazarken çok eğlendim ve hemen sizinle paylaşmak istedim dayanamayıp. :)

Bu arada geçen bölümün yorumlarında mucize şehir Çanakkale'den bahsetmişsiniz ben de sizlere bir anımı anlatmadan geçemeyeceğim. Çanakkale mucize şehir benim için. Ölünün diriye hak yolunda karıştığı bir şehir. Bir ulusu kendi bayrağı altında vatan için kimsenin ayıramayacağının ispatı. Yetmiş iki milletten insan derdi anneannem insanlar arasında ki farklılıkların çokluğunu vurgulamak istediğinde. Yetmiş iki milletten insanın tek yürek olup vatandan başka açlığı bile aklına getirmeden ölmek için, şehit olmak için çarpıştığı şehir.

Bir defasında sığınaklara girdim. Orada hissettiğim elektriği asla unutamam. Vadinin üzerine kazılmış o sığınaklardan aşağıda ki koya bakarken insan olanın yaşayacağı dehşeti hissettim. Düşmanın göz göre göre üzerine gelişi ve denenen ilk kimyasal bombanın nasıl Allah'ın bir lütfuyla ters esen rüzgar yardımıyla ters teptiğini hayal ettim. Eskilerden kurtulabilenler anlatmış hep. Siyah bir bulut geldi üzerlerine ve birden ölmeye başladılar diye. İşin aslı ilk kimyasal bombanın denenmesidir Çanakkale savaşı. Düşman birlikleri o sabah demirli gemilerinden kimyasal bombayı yamaçta ki askerlerimize doğru atmışlardır ve yüce Rabbim rüzgarın yönünü değiştirip askerlerimize gelmesi gereken zehiri terse çevirmiştir. Daha ne çok mucizeler yaşanmış o koylarda ve yine o zamanlardan büyüklerimiz der ki Çanakkale harbi bittiğinde deniz günlerce kandan kırmızı vurmuş sahillere. O denli büyük kayıplar olmuş. Onca ölüm tabi ardında enerjisinide bırakmış. Yakın zamanlara kadar, ve hatta belki şimdide, savaşın en kanlı, inancın en yüksek olduğu Çanakkale'de kalanlar gece yarısından sonra sabah ezanına kadar duydukları atlı seslerinden, köpek havlamalarından ve savaş seslerinden bahsederler. Bunlardan birinide bizzat ben kendim yaşadım.

Küçüktüm o zamanlar, henüz ilkokula anca gidiyordum. Kardeşimde bendende küçük tabi. Bir bayram zamanı Çanakkale'den feribota binmek için geçerken kardeşim gece arabada uykusundan bağırarak fırladı. Köpekler havlıyor duymuyor musunuz, köpek geldi, fare geçiyor, köpek beni ısıracak diye bağırıyordu. Önce rüya gördüğünü zannettik. Yatıştırdık. O arada tabii babamda arabayla yol almıştı. Kenara çektik durduk falan. Daha sonra ertesi bayram yine aynı yerden geçicez, tekrar aynı şey yaşandı. Uykudan fırladı kardeşim aynı şekilde. Bir iki denemeden sonra anladık ki biz bir süre o güzergahı kullanamayacağız:) Daha sonra senelerce oradan kardeşim arabadayken geçemedik, ta ki büyüyüene dek. Şimdi tabii olmuyor. Belki biriken enerjide artık azalmış mıdır bilmiyorum böyle hikayeleri artık daha fazla duymuyorum. Ancak benim çocukluğumda Çanakkalede konaklayan yetişkininden çocuğuna herkesin böyle bir anısı vardı. :)

Umuyorum Allah bir daha bizlere savaşın o kanlı yüzünü yaşatmaz. Bizlere bir daha düşman postalı göstermez. Bizlerde birlik ve beraberliğimizin ne denli önemli olduğunu düşman zulmü altında kalarak hatırlamayız yeniden.

Mutlu haftasonları:***

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------





            

"Galiba derken?"

'Yuh Dave, yuh sana! Kız aşık oldum diyor sen galiba derken diyorsun.'

'Olabilir. Kalas gibi davranmış olabilirim ama emin olmalıyım.'

'Hangisinden emin olmalısın? Ayda'nın sana olan aşkından mı yoksa kendi hislerinin aşk olup olmadığından mı?'

'Benim hislerim aşk olmasa böyle bir şeyi onunla başlatmazdım!'

'Ha, sen de aşıksın yani Ayda'ya.'

AŞK HALİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin