Bölüm 7

74 3 0
                                    

Onun benden nefret ettiğini düşmek canımı haddinden daha fazla yakıyordu . İçimdeki acıyı bi şekilde  atmalıydım . Ama nasıl? Bi anda içimde Herşeyin birikmesiyle  " neden? Neden Yaptın bunu bana? " Diye bağırmaya başladım. Ve kendime hakim olamayıp aynı zamanda onu itmeye başladım. O kadar kötüydüm ki aklım yaptığım hareketlerin sonuçlarını düşünebilecek durumda değildi.  Bağıra bağıra aynı kelimeleri  tekrarlıyordum. Ama o hiç tepki vermeden yüzüme şaşkın şaşkın bakıyordu.  Onun neden şaşkın olduğunu az çok anlıyordum.  Beni daha önce hiç bu kadar öfkeli görmemişti. Bu yüzden bu kadar şaşkın olmalıydı. İçimdeki öfke bi türlü dinmek bilmiyordu. Hala aynı cümleleri tekrarlayıp onu iteliyordum. Onu her ittiğimde bir adım geri gidiyordu.  Bi kaç adım sonrası geri adım atarken bi anda arkasında ki taşa takıldı. O anda gözümün önünde  dengesini kaybetip geriye doğru düştü. O an yerimde çakılıp kalmıştım. Ne yapacağımı yine  bilmiyordum.  Bi kaç dakika yerimde Çakılı olarak kaldıktan sonra hemen yanına koştum.  Gözleri kapalıydı.  Bi anda Gözüm kafasının altında ki taşa takıldı.  Galiba kafasını taşa vurmuştu . Hemen koşup kafasını kaldırdım. O anda elime bişey bulaştı.  Elini kafasının altından çektiğimde kan olduğunu fark ettim. O an Gözümden sel gibi yaşlar akmaya başladı.  Hiç düşünmeden ona sarılıp " uyan lütfen !" Diye yalvarmaya başladım.  O anda gözlerini açtığını farkettim. "Savaş  iyimisin ? Söyle hadi iyimisin? " Dedim.  O anda ağzından sadece " buğle " kelimesi çıktı.  Ve birden bayıldı.  Hemen akıllıca davranıp ambulansı aradım. 5-10 dakika içerisinde ambulans geldi. Savaşı hemen hastaneye kaldırdılar. Savaşın durumunun ciddi.olduğunu söyleyip ameliyata aldılar.  O kadar suçlu hissediyordum ki o an kendimi öldüresim vardı. Nasıl olmuştu da  kendime hakim olamamıştım? Suçluluk duygusu altında o kadar eziliyordum ki her an üzüntüden  Bayılabilirdim. Ameliyathane önünde beklediğim dakikalar  yıl gibi geliyordu.  Geçmeyen dakikalarla uzun süre bekledikten sonra doktor ameliyathaneden çıktı.  Hemen yanına koşup neyi olduğunu sordum. doktor da " bakın hanımefendi eşiniz aldığım bilgilere göre başını taşa vurmuş.  Tahmin ettiğim kadarıyla bu taş çok Sivri olduğu için  çarpma sırasında Eşinizin kafasına girmiş ve orada kırılmış. Buraya getirildiğinde kafasında ki taşı fark ettik. Çok fazla ilerleyip beynin çok yakınına gitmişti. Eğer beyne kadar gidip beyinle temas etseydi Onu  kurtarmamız imkansızdı. Ama şu an taş beyne ulaşmadan taşı aldık. Artık ölüm riski yok.  Ama akıl kaybı , hafıza kaybı gibi etkiler olabilir. Bu tür etkilere hazırlıklı olun" dedi. Ve gitti . İçime az da olsa su serpilmişti  ama yine de tam olarak  rahatlamamıştım. Sonuçta akıl , hafıza kaybı riskleri de vardı. Içimde ki sızıyla biraz daha bekledim. Bi hemşire savaşın odaya alındığını söyledi.  Odanın numarasını alıp hızlıca odasına gittim. hala Baygındı.  Ona baktıkça kendimi Tutamayıp ağlıyordum.  Yanına gidip ona sımsıkı sarıldım. O an savaş öksürmeye başladı. Hemen başımı kaldırıp yüzüne baktığımda yavaş yavaş uyandığını fark ettim. Hızla ona sarılmayı bırakıp yatağının başına dikildim. Ve onun  uyanmasını bekledim. Gözlerini açar açmaz. Göz Göze geldik . O an " sen sen" diye sayıklamaya başladı . Adımı söylemeden bana sen diye hitap ediyordu. Yoksa hafıza kaybı geçirip sen kimsin diye  sormaya mı çalışıyordu.  Aklımda ki kötü olasılıklarla ne diyeceğini bekliyordum. "Birden Sen ne arıyorsun burda ?" Diye bağırdı.  Ne diyeceğimi bilmez halde ona şaşkın bi şekilde bakıyordum.  Içimi yiyip duran kesin beni falan unuttu düşüncesi içimi acıtmaya başlamıştı. Bu durum çok fazla canımı yakıyordu. Çok kötüydüm ama ayakta olmak zorundaydım.  Kendi kendime düşüncelere daldığım sırada savaş " sen ne arıyorsun burda.? Ne yüzle geldin buraya? " Diye bağırmaya başladı.   Onun bağırması o an hiç canımı yakmamıştı . Tuhaf bi şekilde o an çok mutlu olmuştum. Çünkü Hafıza kaybı falan geçirmiş olsaydı benı hatırlamazdı. Aynı anda hem sevinci hem kırgınlığı hemde Suçluluk duygusunu hissediyordum . Bana  öfkeli ve nefret dolu gözlerle bakıyordu.  Bağırmasından sonra içimdeki suçluluk  duygusuyla ondan Özür dileyip hastaneden çıktım. Ondan daha fazla azar yemek istemediğim için onun yanında kalmamıştım. Herşey düzelmişti. Ama altında ezildiğim suçluluk duygusu bi türlü dinmemişti.  Eve dönmeye karar verdim. Ve evde döndüğümde bitkin haldeydim.  Bunu kayınvalidem hemen anladı.  Ve " noldu?   Benzin sap sarı olmuş ." Dedi. O an sorusuna cevap verecek durumda değildim.  Ve " şu an lütfen bişey sormayın.  Cevap verebileceğimi zannetmiyorum" dedim  sonra da hızla odama  çıktım. O kadar kötü   ve suçlu hissediyordum ki bi türlü sakinleşemedim. Birşeyler yapmam lazımdı ama ne ? Derin derin düşünmeye başladım.

Korkuyorum ! Seni sevmekten...Donde viven las historias. Descúbrelo ahora