Bölüm 10

57 3 1
                                    

"Amay burada ne yapıyorsunuz !? " 

Aptal gibi kalmış Dean'a bakıyordum. Ona nasıl açıklama yapacaktım? Ne diyecektim? Tanrım kahretsin !! Alis'le birbirimize bakıyorduk.. Benden açıklama bekleyen Dean'a dönüp "aa şey bizim burada bir işimiz vardı,biliyorsun ben bugün Alis'te kalıyorum annesi yani evet Alis'in annesi şey bizi buradaki özel bir baharatçıya gönderdi" "burada özel bir baharatçı mı varmış" Aptal gözlerle Dean'a bakıyordum. Daha iddaalı bir yalan bulamamıştım.. bir anda bir kahkaha yükseldi.. "hahahahaha Dean sen buralarda yenisin tabii bilmemen çok normal" Alis durumu düzeltmek adına dahada saçmalamıştı.. "asıl senib burada ne işin var? Üstelik biraz sinirli görünüyorsun, bir sorun mu var? "Sanki kendimi aklamışçasına Dean'a hesap soruyordum.. "sanırım bu sizi ilgilendirmiyor" diyerek bizi gömmüştü.. "bence artık gitmelisiniz taksici sizi beklemekten sıkıldı" Ahh tanrım bu çocuğun böyle umursamaz tavırlarına gıcık oluyorum! "bizi bekleten sensin Dean izin ver de gidelim artık" "aa tabi çok pardon buyrun lütfen özel baharatçınıza daha fazla gecikmeyin.." Resmen bize laf atıyordu. Aslında yeterince haklıydı.. Taksiye geri binip yolumuza devam ettik. "lanet olsun Amay rezil olduk" Alis durmadan aynı şeyleri tekrar ediyordu. Bense aklım Dean'da başka bir şey düşünemiyordum. Ona gerçekten rezil olmuştum.. Fakat en önemlisi neden böyle sinirliydi? O kadın mı onu kızdırmıştı? Bunları öğrenmem gerekliydi, tabii rezil olmadan.. "Amay rezil olduk farkında mısın bir şey söylemeyecek misin?" "amaaan Alis Dean umursamazın teki zaten unutur gider bunu da başka kimse bilmiyor boş versene" "hıhı tabii olur hanımefendi" Alis'e umursama derken ben yerin dibinde geberiyordum.. Bir an önce okula gitmeli ve Dean' la konuşmalıydım. 

Alis' le birlikte eve varmıştık. Annesi bizi kapıda bekliyord..  "neredesiniz siz!?" "özel baharatçı da.." "ne diyorsun sen Alis" ikimizde birbirimize bakıp kahkaha patlattık.. Alis annesine hesap verirken ben üzerimi değiştirmek için odaya kaçmıştım. Az sonra Alis odaya geldi. "sence o arabada neler oldu Amay? Kimin arabasıydı?" Belki de bildiklerimi Alis'e söylemeliydim.. "Alis Dean evli falan değil" "neeee! fakat o herkes onun evli olduğunu söylüyor! bu konuşmaları duyduğu halde hiç itiraz etmedi.." "evet itiraz etmedi çünkü aksini kimsenin bilmesini istemiyor" "sen bunu nasıl öğrendin?" "bilirsin benim meraklı,ısrarcı tavrımın karşısında kimse güçlü kalamaz" sırıttım.. "ay evet biliyorum. Ee hadi devam et işin aslı neymiş?" "Dean özel bir sebepten kendini evli gösteriyormuş" "neymiş bu özel sebep!?" Bildiğimin hepsini Alis'e söylemeyecektim çünkü bu Dean'ın özeliydi ve benimle paylaşmıştı.. "bunu bilemiyorum işte bir türlü adam akıllı konuşamadık" "bu çocuk baya gizemli bir şeymiş haydi hayırlısı. Gel aşağı inelim artık annem akşam yemeği için bizi bekliyor" 

Yemeğimizi yedikten sonra bu günün anlam ve önemine uygun dram eşiği yüksek bir film açtık.. İzlediğimiz filme sümüklerimiz ve göz yaşlarımız eşlik ediyordu.. Film arasında Alis bana söz verdiği salatayı yapmak için mutfağa attı kendini. O arada Dean' a mesaj atmayı düşündüm fakat bunun iyi bir fikir olup olmadığını düşünemeden mesaj atmıştım.. 

"hey Dean selam" 

 Ay tanrım umarım hemen cevap gelirdi.. "al bakalım şekerim salatan" "teşekkür ederim canım" "ne yapıyorsun sen telefonla ne bekliyorsun bakalım?" "şeeyy Dean' a mesaj attım da" "aferin seni Amay aferin bir kaç saat önce rezil olduğun adama bir de hiçbir şey yokmuş gibi mesaj mı atıyorsun?" Alis ayağa kalkmış beni alkışlıyordu.. "aman Alis seni dinlesem hiçbir şey yapamam zaten,böylesi daha iyi kendimi ona anlatmam gerekli. Hem belki bir şeyler öğrenirim.." "iyi madem sen bilirsin, filmi devam ettireyim mi yoksa bu kadar hüzün yeter mi?" "ahh yeter dram filmlerine konu olacak bir hayatımız varken üstüne birde neler izliyoruz içim şişti valla" Filmi kapatıp yataklara geçmiştik. Alis benim en yakın dostumdu,her şeyimi onunla paylaşır en mutlu,en kötü anlarımızda hep birbirimizin yanında olurduk. Böyle geceler yan yana yatıp sabaha kadar sohbet etmek en bi sevdiğimiz hobilerimizdendi.. "Amay baksana sana ne anlatacağım" "sen lafa böyle başladıysan kesin yeni ve hoş bir şeyler var" ikimizde sırıttık.. "aa evet bir çocuk va.." lafını kesip araya girdim "ve benim bundan şimdi haberim oluyor öyle miii ??" "olaylarımız bitmedi ki bunu sana anlatayım" " evet haklısın hadi devam et kimmiş bu" "okul takımından. Daha doğrusu yeni keşfedilmiş.. okul takımına yeni girdi, bir görsen Amay nasıl tatlı.. ensesine değen uzun kıvırcık saçları, hayranlıkla baktığım minnak gözleri, gülünce yanaklarından bağımsız hareket eden o gamzeleri.." "kızım resmen aşık olmuşsun bu nasıl bir hayranlık.." "ama bir görsen sende hak verirsin" "ben Dean' ın kopkoyu gözlerine, upuzun kirpiklerine aşığım kızım" tabii bu lafı aklımdan geçiriyordum.. "çocuk seni fark etti mi peki yoksa bu gizli bir hayranlık mı? Gerçi onu öyle detaylı incelemişsin ki seni fark etmemesi imkansız.." "Dalga geçme Amay.. sanırım beni fark etti, bir ara göz göze geldik ve bana gülümsedi tanrım o an bayılacaktım.." "şu çocuğu çok merak ettim yarın bana göster" "tabii ki gösteririm istersen bütün gün onu izleyebiliriz.." Çocuğun hayalini kurarken gözleri parlıyordu. "hahaha tamam izleriz" Birbirimize bakıp aptal aptal güldük.. "Ha Amay bu arada okul başkanlığı seçimleri yarın başlıyor, şeçmelere katılmalısın" "aa öyle mi yarın hemen hocayla konuşacağım" Biraz sessizlikten sonra.. "Amay! Amay! İnanmıyorum kıvırcığımdan istek geldi Amay! İsmi Micah mış.. Tanrım ne güzel isim.." "haha hayırlı olsun tatlım hadi hemen gir profiline de arama tarama işlemlerine başlayalım" Alis büyük bir heyecanla hayranını tanırken bende telefonu elime almış mesaj bekliyordum. Sanırım sabaha kadar ondan haber alamayacaktım.. Acaba evde miydi? Henüz hiç çevrim içi olmamıştı da.. Bu düşünce dolu kafayla nasıl uyunulur bilmiyorum.. Ama uyursam çabucak sabah olur ve onu görme fırsatım olurdu. Alis'in kıkırdamalarını dinlerken gözlerim yavaş yavaş uykuyla buluşuyordu.. 

                                                                            ... 

"Seni çok seviyorum Amay. O korkunç karşılaşmamız,o gün dayak yemiş olmama neredeyse sevineceğim.. O günden beri hayatımdasın ve ben bu durumdan çok memnunum. Ben çok acı çektim bu acıların güzel bir karşılığı olacağını düşünürdüm hep ve şimdi görüyorum ki bütün acılarımın karşılığında sen geldin. Tanrı bizi buluşturmak için bana delice acı çektirdi fakat ona minnettarım. Sen, güzelliğin,gözlerin, bakışların, sözlerin.. Hayatımı güzelleştiren her şey sende toplanmış gibi. Gel bu güzellikleri birlikte tamamlayalım. Sonsuza dek benim eşim ol.. Sonsuza dek benim ruh eşim ol.. Sonsuza dek benim diğer yarım olmaya ne dersin? 

"Eve..." 

"Huhuuu hadi uyan be kızım okula geç kalacağız senin yüzünden" "Defol başımdan Alis!" "Kalk ve sevgiline cevap ver sana mesaj atmış.." Bir anda gözlerimi açıp Alis' in elinden aldım telefonu. "Sadece günaydın yazmış heyecanlanma, ama erkenci çocuk valla ya da hiç uyumamış.." "sabah sabah bu imaların beni nasılda mutlu ediyor Alisciğim.. Mutluluktan çıldırıyorum!!" "Seni mutlu etmek benim sonsuz görevim tatlım" "Annem mesaj atmış niye söylemiyorsun" "Görmedim ne diyor?" "Hemen eve gelmemi söylüyor" "Okula bizden gideceğini biliyor neden eve çağırıyor?" Ayağa kalkıp annemi aradım. 

"Amay hemen hastaneye gelmelisin üvey baban..." 

"Aloo! Alo anne!" 

                                                                                        ...

-"Anne babama ne oldu ?"

 Her ne kadar benim üvey babam olsa da bir yerde benim yanımda olan benimle ilgilenen adamdı, yıllar sonra üvey olduğunu öğrendiğim için onu böyle dışlayamazdım o benim babamdı.. 

-"Bilemiyorum Amay. Biz gece tartıştık Dylan sinirle evden çıktı sabaha karşı hastaneden aradılar burada olduğunu öğrendim. Doktorla konuştum zehirlenmiş olduğunu söyledi.. Şimdi uyanmasını bekliyoruz. "

-"Neyden zehirlenmiş olabilir kii niçin kimse doğru düzgün bir açıklama yapmıyor! Neredeymiş?"

-"Jeff barda içtiklerini söyledi orada fenalaşmış daha sonra da hastaneye getirmişler işte"

-"Jeff arkadaşı,aynı zamanda iş arkadaşı değil mi anne?"

-"Evet tatlım" 

-"Alis benimle geldiğin için teşekkür ederim. Sen artık okula git benim yüzümden gidemedin hem şey okulda beni merak edenlere durumu anlatırsın.."

-"Tabiki seninle birlikte gelecektim yalnız bırakacak değildim.. Ama bence sen seni merak edenlere bizzat kendin yazsan daha iyi olur diye düşünüyorum."

-"Bakarım." Alis'i öpüp onunla hastane çıkışına kadar yürüdüm. Odaya geri dönerken Dean'a mesaj atıp atmamak arasında gidip geliyordum.. Ama ona kızgındım! Mesaj atmayacaktım bakalım beni merak edip kendi yazacak mıydı.. Odaya geri geldiğimde babam uyanmıştı, annem başında durmuş ona sorular soruyordu. 

-"Anne adamcağız daha yeni uyandı bırakta kendine gelsin" diyerek kapı girişinden gülümsedim. 

-"Amay yanıma gel" Yatağın yanına yaklaştığımda babam eğilmemi söyledi. Ona doğru eğildim ve alnıma minik bir öpücük kondurdu. "aah baba bizi korkuttun neler olmuş böyle?

-"Sanırım anneni üzdüğüm için Tanrı beni cezalandırdı canım" diyerek gülümsedi. 

-"Lütfen öyle söyleme Dylan daha çok üzülüyorum.. Saçma bir sebepten tartışma çıkardım sana böyle olmasının sebebi benim!"

-"Sahi siz niçin tartıştınız?" Annem "bunu daha sonra konuşuruz" bakışı attı bana.. 

Birkaç dakika sonra doktor odaya geldi kenara çekildim. Doktor babamla konuşurken babamın gözlerinde bir korku vardı, konuşurken telaşlı gibiydi. Neler olduğunu niçin böyle davrandığını anlamaya çalışıyordum. Bakalım bu korku dolu bakışların altından ne çıkacaktı?.. 





You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 24, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Karanlık GeceWhere stories live. Discover now