forty three

3.1K 279 10
                                    

Gözkapaklarım yavaşça açılırken annemin endişeli yüzü ile karşılaştım. Yanında bir acil durum görevlisi ve koç duruyordu.

"Kook iyi misin? Başın dönüyor mu? Kendini nasıl hissediyorsun? Beni çok korkuttun birtanem."

Annemin kolları boynuma dolanırken kalbinin ne kadar hızlı çarptığını duydum.

Bunun heyecan, mutluluk ya da gururdan olmasını dilerdim. Dilemiştim. Oysa şu an endişe, korku ve belki de öfkeden böyle çarpıyordu.

Her şeyi mahvetmiştim.

"Hanımefendi lütfen kontrol etmeme izin verin."

Görevlinin sözleri üzerine annem titreyen elleriyle yanaklarımı tuttu. Bir süre yüzüme baktıktan sonra hafifçe gülümsemeye çalıştı. Ardından geri çekildi.

Görevli burnumun kanamaya devam edip etmediğine baktıktan sonra ağrım olup olmadığını sordu.

Başımı olumsuz anlamda salladım. Şaşkındım. Başka bir şey hissetmiyordum. Görevli annem ile koça dönüp

''Sadece dinlenmeye devam etmesi yeterli olacaktır."

dedi ve odadan çıktı.

Gözlerimin koça kayması ile aklım başıma gelmişti.

"Periyot bitti mi?"

diye normalden daha yüksek bir sesle sordum. Koç sakin bir sesle cevapladı.

''Devre arasındayız. On dört dakika sonra son periyot başlayacak."

Sevinçle irileşen gözlerimle gülümsedim. Tam konuşacaktım ki koç cümlesini devam ettirdi.

"Ve sen oyuna girmeyeceksin."






sorun değil ; jjkWhere stories live. Discover now