21. Bölüm YUKARİDAKİ BÜYÜK ADAMI KIZDIRMA

330 9 3
                                    

Çooooook uzun süredir yayınlamadığım için telafi olarak ^_^

Kendimi sandalyeme attığımda tamamen sırılsıklam olmuştum. Kendime not aldım;

Tanrı'yı kızdırma...

Bir süre kafam sırada bekledim. En sonunda birinin yanıma oturduğunu hissettiğimde gözlerimi araladım. Gerçi pek gerek de yoktu ya... Okyanus kokusunu almıştım.

Bir süre boyunca boş boş ona baktım. O da önüne bakıyordu. En sonunda gözlerini bana çevirdi. Ve o benim nefret ettiğim sırıtışını takındı.

"Duş mu aldın Emily? Yanlış bilmiyorsam duş çıplak alınır."

Yüzüm burnumun ucu gibi kıpkırmızı olurken başımı sıradan kaldırdım.

"Ha-ha. Çok güldüm."

Ve ders boyunca onunla bir daha konuşmamak üzere önüme döndüm.

Joseph'in ağızından

Dersimiz biyolojiydi. Benim hiç ihtiyacım olmayan bir ders.

Bay Greene dersi anlatırken ben yanımda oturan kızarık burunlu palyaçoyu izliyordum. Defterine bir şeyler yazıyordu.

Eğer onu tanımasaydım dersle ilgili notlar aldığına yemin edebilirdim. Ama ben onu tanıyordum. En azından dersi derste dinlemediğini bilecek kadar iyi tanıyordum.

"Bu günki dersimizde dolaşım sistemimiz ile ilgili ayrıntıları öğreneceğiz. Şimdi önceki senelerden hatırlayın. Kalbimizin işlevlerini bize kim söyleyecek?"

Yanımda oturan palyaçonun gözleri ilk önce kocaman açıldı, daha sonra ise gözlerini kısıp camdan dışarıya baktı.

"Biz senle daha bu sabah konuşmamış mıydık?!"

Diye kısık sesle sitem etti kara bulutlarla bezeli gökyüzüne. Neden bahsettiğini bilmiyordum. Ama öğrenecektim.

"Kiminle konuşuyorsun palyaço?"

Bana dönüp kaşlarını çattı.

"Palyaço mu?"

Gülümsedim. Bu halleri bazen bana komik geliyordu. Ama henüz onu affetmemiştim. Benden özür dileyene kadar olmaz...

Büyük UmutlarWhere stories live. Discover now