19

3.2K 191 7
                                    

Sınır +11 vote +4 yorum.

İyi okumalar💕

"Aynı pozisyonu yaşamaktan sıkıldım." Dedim içtenliğimle. Aziri ise beni kendine çevirerek buz bakışlarını yollarken iğrenmeden edemedim.

"Ne yapalım teğmen hanım?" Dediğinde yüzümü buruşturdum. Yüzündeki gülümsemeye bakılırsa yanlış anladığı anlaşılıyordu. Bunu umursamayarak ifademi ciddileştirdim.

"Bu oyunda iki tane taş aynı anda aynı yerde durmaz." Bakışlarımı en az onun kadar buza dönüştürürken devam ettim.

"Ya sen." Deyip işaret parmağımı ona uzatırken "Ya ben." Deyip parmağımı kendime uzattım.

"Tek kişi tek hamle." Dediğimde gülümserken tetiği çekti.

"Güç silahı elinde tutanda oyundaşım."

"Güç elindeki silaha bakarsa silahsız olduğun zaman bir hiçsin. Farkımız da bu ya zaten!" Bileğimi kaldırıp aramıza sokarak bileğime bakmasını sağladım.

"Bizde güç burada olduğu sürece Allah'tan gayrısından korkmayız."

Aziri'nin suratı mora doğru dönerken kazan dairesinin diğer ucundan gelen 'Azra!' Nidaları Aziri'yi kendine getirmesine sebep olurken ne yapacağını şaşırarak etrafına bakındı.

"En yakın sürede görüşeceğiz." Deyip silahını bana doğru gösterirken elimle 'bye bye' yaptım. Bu hainlerin korkusu da vardı. O yüzdendi ya, bizde Allah korkusu vardı birtek. Ölümden korksaydık, bu kalleşlerle yıllarca aynı bölgede savaşmazdık. Allah dirayet versin seksen bir ilin her bir toprağında bulunan vatan evlatlarımıza.

Adım sesleri yanımda biterken Burak'ın omzuma dokunmasıyla kendime geldim.

"Azra?"

Bakışlarım Burak'a kayarken Doğan geldi aklıma. Çabuk unutmuş olamazdım değil mi? Ya Burak ile yaptığım anlaşma? Kendimden tiksindiğimi hissettim.

"İyiyim." Deyip ilerleyecektim ki kolumdan tuttu bu sefer Burak.

"Son yarım saatin bir açıklaması olmalı." Endişeyle bana bakarken kolumu kurtardım Burak'tan. Sanırım yine kendi içimde savaş veriyordum.

"Aziri geldi işte, sonrası bu üstteğmenim."

Kaşlarını çatarken bizimkilerin gelmesiyle derin bir nefes aldım. Sorgulayacaktı çünkü bu ani değişimimi.

"Komutanım Aziri kaçtı!"

Hakan'a bakarken artık şaşırmamıştım bu habere. Yılan gibi bir şekilde sıvışıyordu kaçması gerektiği yerden. Gözü yanımdaki bombaya kayarken yaklaştı, yaklaştı. Bombayı eline alıp birkaç saniye bakışırken yüzü bana döndü.

"Nihat'ın yokluğunu aradınız herhalde komutanım?" Dedi buruk çıkan sesiyle. Gösterdiği 1 saniyeye bakarken nefes verdim.

"En kısa zamanda Hakan, en kısa zamanda yine o işler Nihat'ın olacak."








Ankara-Mardin seferi olan yolcu otobüsü büyük bir yolcu kapasitesiyle Mardin'e giriş yaptı. Kimisi Mardin'in turistik evleri için bu bölgeye heyecanla gelirken, kimisi de dünyaya geldiği memleket, akraba ziyaretine geliyordu. Heyecanlıydı hepsi, bir yandan yorgun. E tabi saatler süren yolculuktan sonra kim yorgun olmazdı ki?

"Mardin'e geldim ben Azra." Dedi yolculardan birisi telefonda konuşurken. Karşısındaki sesi dinleyip bir süre sonra tekrar konuştu.

"İtiraz yok otogarda bekliyor olacağım."

Vatan UğrunaWhere stories live. Discover now