Part 8

13.6K 1.2K 941
                                    

Gençler hemen 50 beğeniyi geçiyorsunuz ya az yavaş olun alcldl kendimi yeni bölüm atmak zorunda hissediyorum alvsşcşşx

Hafta sonu şerefine hızlı bir yeni bölüm~ Bugün gaza geldim oturdum çevirdim tamamını alvlsl

Neyse sustum iyi okumalar :333

Bir saat geçtikten sonra, koltukta somurtarak oturur bir halde bulmuştu kendini Jungkook, Jimin'in çocuklarla oynayışını yandan bakarak izliyordu. Öğretmeni iki dakika bile oturtmamışlardı, oradaki aileler hiperaktif çocuklarıyla Jimin'in ilgilenmesini bir köşeden izliyorlardı, bu nedenle Jimin'in dikkatini üzerine çekebilecek pek fırsatı olmamıştı Jungkook'un. Ne zaman o fırsatı yakalayacak olsa Jimin ona soğuk davranarak görmezden geliyordu. Ve tamam, Jungkook bir pislik gibi davrandığı için bunu hak etmiş olabilirdi, ama yine de üzülmüyor değildi. Sonuçta bir şeyleri düzeltebilmek için çabalıyordu ama şans ondan yana değildi.

Somurtmaya devam ederek iyice çöktü sandalyesine, o sırada biri yüzüne doğru bir bardak meyve suyu tuttu. Kafasını kaldırdığında sırıtarak ona bakan Seokjin'i gördü, içeceği kabul ederek bir yudum aldı.

"Çok şirinsin." Jungkook boğulma tehlikesi geçirerek ağzındakini neredeyse püskürtüyordu, seslice öksürerek göğsüne vurdu. Gözleri yaşarmıştı ve Jimin'in endişeyle dönüp ona baktığını görünce utanmış ve yanakları kızarmıştı. Seokjin'se sefaletine gülüyordu yalnızca.

"Bu ne içindi?" Sızlandı Jungkook, onu öldürmeye çalıştığı için hyunguna kızgındı.

"Oh, hadi ama!" Seokjin tekrar güldü ve bir sandalye çekerek yanına oturdu.

"Yarım saattir burada dudaklarını büzmüş oturuyorsun."

"Dudaklarımı falan büzmüyorum." Karşı çıktı genç olan, çünkü Jeon Jungkook dudak büzmezdi. O sert ve erkeksi bir adamdı ve kesinlikle dudak büzmezdi.

Seokjin gözlerini devirdi ve kendi içeceğinden bir yudum aldı.

"Onunla konuşman lazım." Jungkook yüzünü bardağının arkasına gizledi, çocuklarla oynayan Jimin'e çevirdi gözlerini. Bir saattir aralıksız oynamasına rağmen öğretmen mutlu görünüyordu, gülümsemesi bir saniye bile silinmemişti.

"Hayı-"

"Sus, beni kandıramazsın." Sözünü kesti Seokjin ciddi bir ses tonuyla. "Çocukları oyalayacağım o yüzden şansını değerlendirsen iyi edersin. Eğer bunu da berbat edersen kıçına tekmeyi basarım ve bu konuda ciddi olduğumu biliyorsun." Jungkook kararsız gözlerle Jimin'e baktı, Jimin'le yüzleşmek için kendini hazır hissetmiyordu ama şu an yapabileceği tek şey buydu. Başıyla onayladı, ve Seokjin ayağa kalkarak gürültücü çocukların dikkatini çekebilmek için yanlarına gitti.

Jungkook Seokjin'in Jimin'e bir şeyler söyleyişini izledi, öğretmen kafasını aşağı yukarı salladı ve yapması gereken bir şey olduğunu çocuklara açıklayarak mutfağa ilerledi. Büyük olan Jungkook'a baktı ve Jimin'in gittiği yönü kafasıyla işaret ettikten sonra onunla oynamak isteyen çocuklara yöneltti ilgisini tekrar.

Jungkook yerinden kalktı ve yavaş adımlarla mutfağa doğru ilerledi, Jimin içinde mumların bulunduğu bir paketi açıyordu.

"Uhm." Sesini duymasıyla Jimin şaşkınlıkla yerinde sıçradı ve arkasını döndü, genç olanı bir kez daha reddedecek bir şey söyleyemeden Jungkook konuştu. "Seninle konuşmam lazım."

"Şu an meşgulüm." Jimin arkasını dönerek yaptığı işe odaklandı tekrar. Jungkook derin bir nefes aldı ve yalnız kalabilmeleri için kapıyı kapattıktan sonra Jimin'in yanında tezgaha yaslandı.

Babysitter // Jikook [Çeviri] ✓Where stories live. Discover now