2. Bölüm: Birkaç Kaşık Aptallık

31 4 0
                                    

D I A N N A

purple
ˈpəːp(ə)l/
noun
1.
a colour intermediate between red and blue.
"the painting was mostly in shades of blue and purple"
purple clothing or material.

2.
informal
Creativity, creative.

"she was purple."

Kapıyı arkamdan hışımla kapatıp odama doğru çıkarken hala yaşadığım bu saçmalığa inanamıyordum.

Güçlerim varmış, oh evet tabiki de var ve ben mal gibi kendi gücümün varlığından habersizim.

Bu yapılanlar saçma sapan bir eşek şakasıydı, normalde böyle bir şey olsa gülüp geçerdim ama cenazede böyle bir şey yapmaları beni çok sinirlendirmişti.

Ayrıca sıradan bir cenaze de değildi, bu Tay-

Odamın kapısının kulpunu tutarken durdum.

Söylemeyemiyordum, çünkü söylersem bu yaşananlar gerçek olacaktı.

Birazdan uyanacak ve pencerinin karşısına geçip Taylor'ı görünce hem rahatlayıp hem de gülerek yaşadığım bu saçma rüyayı anlatacaktım.

O zaman neden hala odama giremiyordum?

"Dianna?"

Hızlıca gözyaşlarımı silip anneme doğru döndüm.

"İyi misin?"

Bir şey demek için ağzımı açtım, ama eğer konuşursam kendimi tutamayıp ağlamaya başlayacağımı biliyordum, bu yüzden susmakla yetindim.

Annem özenle düzleştirilmiş sarı saçlarını geriye doğru atarken beni omuzlarımdan tutarak kendine doğru çekti,

"Cenazeden bir şey demeyip ayrılınca senin için çok endişelendim Dianna, senin de başına bir şey gelecek diye çok korktum."

Bana öyle sıkı sarılıyordu ki nefes almakta zorlanıyordum. Ama onu ittirmek yerine ben de ona kollarımı sardım,

"Üzgünüm anne size haber vermeliydim. Yalnızca, orada durmak bana çok zor geldi."

Aslında ayrılmamın sebebi orada durmanın bana çok zor gelmesi değildi, sanki bir enerji beni çekmiş gibi hissetmiştim...

Aklıma o garip kızın söyledikleri gelince hemen başımı sallayarak bu düşünceyi aklımdan uzaklaştırdım.

Şuan onu düşünmenin sırası değildi.

Kendimi yavaşça annemden uzaklaştırdım ve hafifçe gülümseyerek, "Biraz yalnız kalabilir miyim?" diye sordum.

Aslında cevabı beklemeden direk odama girecektim ama sonra annemin endişeli gözleriyle karşılaşınca, "Anne merak etme, iyi olacağım," dedim.

Ama kısa zamanda kesinlikle iyi olmayacaktım ve bunu annem de biliyordu.

Başımı ellerinin arasına alarak, "İyi olmak zorunda değilsin Dianna. Yani, bu kadar zor şeyler yaşıyorsun ve istersen tera-"

Annemin ellerini başımdan alıp kendi ellerimin arasına koyup sıktım ve bu sefer güven verici bir sesle konuşmaya çalışarak, "Şuan sadece yalnız kalmaya ihtiyacım var," dedim.

Annem ellerini çekerken, "Oh, peki o zaman," dedi ve merdivenin başına gelince son defa bana baktıktan sonra, "Bir şeye ihtiyacın olursa söyle," dedi.

7Where stories live. Discover now