Letter Nine

72 8 1
                                    

31.10.2017 Pazartesi

Merhaba bebeğim,

Ashton ile yaptığım tuhaf konuşmanın üzerinden bir hafta geçti ve aramalarıma cevap vermiyor.İki gün önce Luke beni cevaplama lütfunda bulundu ve Ashton'ın annesinin rahatsızlandığını bu yüzden hep birlikte Melbourne'ye gitmeleri gerektiğini söyledi.Beni telaşlandırmak istememişler.Ses tonundan yalan söylediğini anlayabileceğin kadar yakın hissettiğin birinin seni kandırmak istediğini anlamak kadar kötü bir şey olamazmış gibi geliyor şimdi.

Günlerce beni cevaplamayarak uykularımı kaçırdıklarını, kafede müşterilerden ve patronumdan azar işitmeme sebep olacak kadar beynimi meşgul ettiklerini, derslerde uyumama sebep olduklarını söylemedim onlara.Annesinin yakında iyileşmesini umduğumu söyledim sadece ve kapattım.Gerçi tüm suçu onlara yıkmak adil olmazdı.Sen, Mali, çocuklar, anlam veremediğim her şey ve herkes beni bitiriyor artık.

Mali iş çıkışıma geldi ve benden özür diledi.Artık bir şeyler hissedebilmek için fazla yorgunum Calum.Kalbim seninkini aramaktan yorgun düşmüş durumda ve bazen minnettar hissetsem de onları artık eskisi gibi sevemiyorum.

Yine de, işime geldiğini itiraf edeyim.Belki şu an bir zamanlar gerçek bir şeytanla birlikte olduğunu söylüyorsundur ancak çaresiz olduğumu sana daha önce de söylemiştim.Mali gelmeseydi benim ona gitmem gerekecekti ki bu artık bir işkenceden farksız.Etrafta dolaşıp insanlara yalvararak aylarımı geçirdim.

Birkaç gün sonra Mali'nin kızlar gecesi varmış ve beni de davet etti.Uzun zamandır bir şeyler yapamadığımızı söyledi.Ona karşı ne kadar zorlasam da daha gerçekçi bir gülümseme elde edemedim ve o da bunu anladığından arada tuhaf bir gerginlik vardı.Beni yıllardır tanıyor olmasının bir gün işime yaramayacağı aklımın ucundan geçmezdi.Yaşadıklarımızın hiçbiri aklımın ucundan geçmezdi ya...

O gece kimlerin olacağını bilmiyorum ama umarım gevezelik edebilecekleri kadar yakın arkadaşlardır, aslında kimse samimi olmadığı birini kızlar gecesine çağırmaz, böylece üst kattaki odalara bir göz atma şansı yakalayabilirim.

Tanrım, şimdiden ellerim titriyor.Ben bir dedektif değilim.Ama keşke yeterince soğukkanlı bir kız olabilseydim.

Ne bulacağımı bilmiyorum ama çok korkuyorum Calum.Ellerim sırf bu yüzden titriyor belki.Belirsizlik bir insana yapılabilecek en büyük haksızlık.Eğer benden gizledikleri en ufak bir şey varsa onu bulmaya kararlıyım.Senin yerini bulmaksa geceleri rüyalarıma kadar beni takip ediyor.Mali'nin seninle olan konuşmalarını benden büyük ustalıkla gizlediğini ve yok ettiğini biliyorum ama şansımı telefonlar üzerinde denemeli miyim? 

Sana korkunç davrandıktan sonra beni yapayalnız bırakmadığı için o kadar müteşekkir haldeydim ki aramızı düzeltmediği için veya en azından senin söylediğin bazı şeyleri bile bana aktarmıyor olması yüzünden ona kızmak aklımın ucundan bile geçmedi.

Şu anda masamın üstünde Uğultulu Tepeler'in bir kopyası duruyor.Seninle milyonlarca kez okuduğumuz bu kitap, ev ödevim haline gelir gelmez kendimi garip hissetmeye başladım.Başım göğsünde dinlenirken bacaklarının arasına kıvrılır, kemik gözlüğünün saçlarımı okşadığını hissederek sana değil de paragraflara konsantre olmaya çalışırdım.Şimdi yatağımın bir köşesine kıvrılıp ağlamamayı deneyerek bizi okuyorum.Çünkü her satırda biz varmışız gibi geliyor.

Sana yalvarmaktan yorulmuyorum Calum.Herkesten yoruldum ama senden veya seninle ilgili bir şeyden yorulmam imkansız.Keşke mutlu olman için bunu daha sık yapmam gerektiğini anlasaydım ve kendi bencilliğimle kazdığım çukura atmasaydım seni.

Bunu yapmaktan yorulmam ama artık yapmamamın tek sebebi parçalara ayrılmış duygularım ve gururum.Suçluluk hissi gururumu susturuyor ama duygularım içimdeki kanlı savaşın mağduru.Geceleri kabuslarımın ana teması sen ve bir başkası.Belki hala kendimi düşünüyorum ama elimde değil.Seni paylaşma fikri korkunçken sen artık bana ait olmayabilirsin.Ve sen bir başkasının yanındayken sana yalvardığım mektuplar yazma fikri bir kenara büzülme ve evreni üstüme kapatma isteğimi tetikliyor.

Haftasonu birkaç fotoğrafımızı çıkarttım ve onları sana yollamayı düşündüm.Sanırım bu mektupla yollayacağım? Açıkçası onlara bakmak dahi istemiyorum, kendimi senin yanından yırtıp atmak istiyorum ama kendime sadece senin olduklarından birkaç tane ayırdım.Seni hak etmediğimi bilirken dönmeni istemek tam da benim yapacağım şey.Son kavgamızdan sonra bu konuyu açmak ne kadar mantıklı bilmiyorum ama sebep buydu Calum, belki ilgini çeker.

Yıllarca bir melek olduğunu düşünerek yaşadım ve benim gibi basit bir ölümlünün meleklerle pek ilgisi olmaz, bilirsin.Sanırım mantığım tam olarak bu şekilde işledi.Belki de bana bu kadar iyi davranmamalıydın böylece benim senin için bir lütuf olduğumu düşünürdüm, o kadar egoist biri olamayacağımı biliyorsun değil mi?, sevgini bana iletmen çok daha kolay olurdu.

Bir meleğin diğer yarım olduğunu düşünmek hata mıydı emin değilim, hala öyle düşünürken.Ama pişman değilim Calum.Ruhumdaki her bir kırığa ve sende açtığım her bir yaraya değerdik.Umarım sen de böyle düşünüyorsundur.

Mektuplara kendi parfümümü sıkmaya başladım.Gizlice kafanı karıştırmaya çalıştığım falan yok tabii, kesinlikle.

Bu işleri hiç beceremiyorum ve çok yakında bana bolca lazım olacak.Şans dile.

İçimdeki her bir duyguyu yansıtamıyorum belki ama sana karşı hissettiğim hemen hemen her şeyi yazdım sana Calum Hood.Daha fazlasını açıklayamıyorum bile.Sen bensin ve bir insan kendisi hakkında ne kadar objektif olabilirse ben de senin hakkında o kadar objektif olabilirim.

Kapı çalıyor, sanırım ölüp ölmediğimi kontrol etmek için birileri geldi.Gelen sen değilsen, artık kimseyi istememeye başladım.

Sevgilerimle,

Kiera.

Too Bad At GoodBye's // c.h.Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang