Multi: hayal
"bi daha beni ve sevgilimi ispiyonlamadan önce 7 defa düşün bu seni ilk ve son uyarım" poyraz'ın bu lafı üstüne yutkunup kafasını onaylar gibi salladı. Tam kapıya doğru giderken kapıya baktığımda donup kaldım.
Kapıdan cenk'in bana olumsuz anlamda kafasını salladığını görünce ona ihanet etmiş gibi bi hisse kapıldım. Ama ben onunla sevgili değildim ve onu aldatmıyodum neden böyle bi hisse kapıldığımı anlamadım.
"Cenk ne zaman geldin?" diye sorduğumda içeri girip "sabah geldim" diyince "keşke haber verseydin" dedim.
"Süpriz olur diye düşündüm" dediğinde poyraz'ın elini bırakıp koşup ona sarıldım. "O zaman Hoşgeldin cengo gerçekten çok güzel bi süpriz oldu" diyince o da bana sarılıp "hoşbuldum prenses" dedi.
Poyraz yanımıza gelip elimi cenk'in belinden alıp ondan ayırınca poyraz'a döndüm.
"Hoşgeldin cenk geçmiş olsun" dediğinde gözlerinden ateş çıktığı belliydi. Bana sinirlenmişti ama olsundu cenk'i çok özlemiştim hem cenk benim için istanbul'da okumak istemişti gelmeseydi belki kaza yapmayacaktı.
"Hoşbuldum poyraz" diye karşılık verdiğinde cenk'e döndüm gözleri poyraz'ın elindeki elime kenetlenmişti adeta.
"Nasıl oldun cenk keşke biraz daha dinleseydin" diyip dikkatini kendime çevirmek istedim. "Gerek yok oturmaktan sıkıldım 1 aydır yatıyorum zaten" diyince boş olan elimle kolunu sıvaslıyıp "haklısın" dedim.
Diğer elimin aniden sıkılmasıyla poyraz'a döndüm. Canım çok yanmıştı elimi sıkıyodu. Elimi elinden çıkartmaya çalıştım ama gözleriyle bana diğer elimi işaretleyince cenk'in omuzundan elimi çektim.
"Tekrar geçmiş olsun kardeşim biz kantine inelim daha ders zili çalmadan" diyince cenk poyrazı kafasıyla onaylayıp yerine geçti.
Poyraz beni hızla çekip sınıftan çıkardı. Koridora geldiğimizde yan tarafta olan boş müzik sınıfa fırlatıp evet resmen fırlattı kapıyı sertçe kapatınca
"Ne yapıyosun poyraz canımı acıttın" dediğimde "aslında sen ne yapıyosun kızım sana kıskancım dedikçe inadıma o çocuğa sarılıp omuzunu okşuyosun lan!!!" diye bağırdı.
Gözlerimin kızardığına emindim. Kısık bi sesle "poyraz cenk benim için çok değerli sende biliyosun ölümden dönd-" devamını getirmeme izin vermeden yandaki gitarı kaldırdığı gibi yere vurup "bana o benim için değerli deme sen benimsen sadece senin değerlin ben olucam!! " diye tekrar bağırınca gitarın parçaları etrafa savruldu.
bende bağırıp "yeter ya yeter ben senin olabilirim ama senin kölen değilim dünden beri ne oluyo sana ya benim babam bile canım acımasın diye herşeyi yapıyoken sen iki gündür canımı yakmaktan başka bişey yapmıyosun ben gidiyorum" diyip kapıya ilerledim.
Tabi sadece ilerledim ama çıkamadım. Kolumdan tutup kendine çevirdi. "gidiyomusun?" diye sorunca gözlerinin içine baktım. Gözlerinin içi kanlanmıştı böyle bile taş gibiydi. Pardon meteor demeliydim. Off ne saçmalıyorum ayrılıyoruz resmen.
"Evet poyraz gidiyorum" dediğimde "hani seviyod- neyse tamam" diyip kolumu bırakıp arkasını döndü öğretmen masasına gidip oturdu.
"Seviyorum zaten" diye haykırdığımda "sevseydin gitmezdim hayal" diyince yanına ilerleyip yere çöküp oturdum "seviyorum ama canımı acıtıyosun sinirlerine hakim olamıyosun gözün dönüyo ve bana zarar veriyosun" dedim.
Elimi dizlerime sarıp başımı gömdüm "haklısın özür dilerim git" diyince başımı kaldırıp gözlerine baktım. "Bak poyraz ben bi an sinirle gitcem dedim, sana sözüm var gitmiyecem" dediğimde ayağa kalkıp "bence en doğrusu gitmen ben sana daha fazla zarar vermek istemiyorum ve ben aşırı kıskancım sen benim kıskançlığımı kandıramazsın benim kitabım da benim olanın başka değerlisi olamaz olsa değerlisi ölür sonuç olarak tekrar olmaz" diyince ister istemez korktum evet bende kıskancım ama poyraz'ın aşırı ve tehlikeli.
YOU ARE READING
~~PSİKOPAT TİKİLER ~~ (DÜZENLENİYOR)
Teen Fiction~~Sol sizde notayken, bizde yangın yeri~~