4.BÖLÜM

51 7 5
                                    

Yıllardır yazmıyor gibiyim ama liseye başladım önce okula alışmak ve ardından gelen sınavlar bir türlü zamanım olmuyor ben de serviste yazmaya çalışıyorum umarım sizin için güzel bölümler yazıyorumdur😊
😊

Multide: Atlas
******

Soğuk, siyah ama KÖTÜ değil

Atlas gittikten iki dakika sonra ben de arkasından sınıftan çıkmıştım ama onu görememiştim acaba tekrar mi okuldan kaçmaya çalıştı?

Atlası düşünmeyi bırakıp ayağım hafif buruk ama üstüne rahatlıkla basabildiğim bir şekilde aşağı kantine Yalınlar'ın yanına gittim.

Hepsi bir masada toplanmış kahkahalarla gülerken ben de onlara " Bana da kahkaha atacak bir yer var mı?" diye sordum sevecen bir şekilde

"Olmaz mı Lemo" diyerek beni bir tek takanın Elmas olduğunu anladim.  Elmas'ın yanındaki boş sandalyeye oturup konuya ortak olmaya çalıştım.

Konumuz: Cenk'in ağzını ne kadar dolduracağı

Ve bu dahiyane fikrin sahibi de tabiki de Yalın!

Sonunda öğle molası bittiğinde hepimiz sınıfa çıkarken Elmas bana neden yanlarına geç geldiğini sordu. Belki de Dilara'nın babamın ölmüş olduğu gerçeğini yüzüme tekrar çarpması o anlık algıların arasına girmemişti.

"Ben geliyorum Elmas" diyerek yakın olan lavaboya gittim. Aynada yanağım boyunca ceneme doğru akan bir kaç damlayı izledim ve ardından yüzümde makyaj olmadığı için rahatlıkla yıkadım.

Hep alıştım diyordum kendi kendime ama sanırım daha alışamamıştim annem ve babamın öldüğüne.

Neyse ki fazla ağlamamis ve gözlerim kizarmamış bir şekilde sınıfa gittim ve Yağmur'un yanına oturdum.

"Ağladın mı?" Yağmur'un sakin ama düşünceli sesi kulaklarıma doldu. Evet diyemedim ondan bir şey gizleme aptallık gibiydi.

Sorusuna soru ile karşılık vererek "belli oluyor mu?" dedim parmağım ile yüzümü göstererek.

Sadece saniyelik bir tebessümün ardından "Hayır ama ağladiktan sonraki duygu değişimini bilirim." dedi huzurlu bir ses tonuyla.

Hoca'nın derse girmesi ile  sıralara göz gezdirdim Atlas yoktu. Hocanın oturun komutu ile otururken Yağmur'a "Atlas yine mi okuldan kaçtı?" diye sordum.

Yağmur Atlas'ın sırasına göz gezdirdikten sonra "Öyle olsa gerek" diye karşılık verdi. Daha sonrası ise klasik ders saati.

***

Eve geldiğimizde ise akşam yemeğine kadar ödev yapmıştım daha doğrusu anca bitmişti. Akşam yemeği de sessiz geçmişti. Ödevlerimin bitmesinin rahatlığı ile kendimi yatağa bırakıp Telefonumu elime aldım Yağmur'u aramayı düşünüyordum.

Herkesle nasıl bukadar samimi oldugumu bilmiyordum ama o iki kardeş sanki insanları kendilerine çekiyorlardı.

Önceden kaydetiğim numarayı tuşladiktan sonra kulağıma götürüp Yağmur'un sesini duymaya hazırlandım ama "Beni uykumdan mahrum etme sebebin!?" diye gelen uykulu ama sert erkek sesi işlerin her zaman yolunda gitmediğinin kanıtıydı.

"Şe... Şey..." hazırlıksız yakalanmamla kekeleyerek cevap veremsemde karşıdaki kişi beni tanımıştı

"Ay ışığı..."  derken deminki sertlikten eser kalmamış sesi kadifemsileşmişti. Bu ses Atlas'a aitti.

AY IŞIĞIWhere stories live. Discover now