6 ☆ İlk buluşma

2.9K 266 126
                                    

Medya; Red Velvet - Peek A Boo

6- İlk Buluşma

"Hyung!" Jungkook, Yoongi'yi okulda gördüğünde hemen arkasından koşmuş ve ona yetişmeye çalışmıştı. Yoongi Hoseokla birlikte hemen önünde hızlıca yürüyordu ve çocuktan uzaklaşmaya çalıştığı çok belliydi. Zaten hergün geç uyanıp, okula geç kalıyor olmasına rağmen bu sabah Jungkook uyanmadan evden çıkıp gitmişti. Bu Jungkook için oldukça kırıcıydı.

Jungkook, önde koşar adım ilerleyen Yoongi'ye yetişemeyeceğini anladığında durmuş ve sadece kendisinden uzaklaşan abisini izlemişti.

"Bu da neydi?" dedi Hoseok şaşkınlıkla bir Yoongi'ye bir de arkasında üzüntüyle kendilerini izleyen Jungkook'a bakarken.

"Yalan söylemiş," dedi Yoongi. "Herkese. Onun için o kadar uğraştım ama gözünde biraz bile değerim yokmuş."

"Eminim öyle değildir," diye mırıldandı Hoseok. "Geçerli sebepleri vardır."

Yoongi duraksamıştı. "Neden şaşırmadın?" Birkaç saniye beklemiş ve gülmüştü. "Sen de biliyordun değil mi, kardeş olduğumuzu öğrenenlere hangi yalanı söylediğini? Ve bana söylemedin."

"Yoongi, fazla dramatikleştiriyorsun. Konuştuğu kişi sadece Taehyung.."

"Bu da o çocuktan daha da nefret etmeme neden oluyor." dedi sinirle. "Jungkook için yaptıklarımın hepsi boşaymış."

"Yanlış düşünüyorsun, o seni çok seviyor. Belki söylemekten çekinmiştir veya dışlanmaktan korkmuştur."

Bir kez daha güldü, Yoongi. "İlkokulda değiliz Hoseok. Üniversite okuyor o, lisede bile yapmadı bunu."

"Bir şeyler değişti belki de, onun hassas bir çocuk olduğunu biliyorsun. Hemen yargılama, siz kardeşsiniz."

Oflayarak zaten dağınık olan siyah saçlarını iyice dağıttı Yoongi.
"Bana geçerli bir açıklama yapmazsa, onu tavşan kulaklarından tavana asacağım."

***

Taehyung karşısında oturan ve kendisini ilgiyle izleyen genç kıza bakarak yutkundu. Çok dikkatli bakıyordu ve bu Taehyung'u geriyordu. Önünde duran meyve suyundan bir yudum alarak gözlerini kaçırdı.

"Bana kendinden bahsetsene, Taehyung." dedi Jisoo gülümseyerek. Taehyung onu kısaca başıyla onaylamıştı.

"İsmim Taehyung," diyerek derin bir nefes aldı Taehyung. Asosyalliğine lanet ediyordu. "Şey.." biraz düşündü. "Hepsi bu."

"Nasıl yani?"

"Kendimi ben bile tanımıyorum ki, sana anlatsam."

Şaşkınlıkla gözlerini açtı Jisoo. Taehyung'un garip biri olduğunu biliyordu ama böyle olacağını hiç düşünmemişti. İyi rol yapıyordu ama ne diyeceğini sapıtıyordu. Gergince güldü.

"Ama seni tanımayı çok istiyorum."

"Tanıyacaksın, yakında." dedi Taehyung ve meyve suyunu içmeye devam etti.

Sen de bana aşık olacaksın, diye düşündü Jisoo. Yakında.

Sonra telefonunu çıkarıp Taehyung'a çaktırmadan Yoongi'ye mesaj atmaya başlamıştı.

'Taehyung ile buluştuk.'

Çok geçmeden mesaj gelmiş ve Jisoo yine Taehyung'a fark ettirmeden mesajı okumayı başarmıştı.

'Güzel. İyi gidiyor.'

Jisoo gülümseyip telefonu cebine koyduğunda Taehyung'un boş boş etrafı izlediğini görmüştü. Göz devirmeden edemedi ve Taehyung'un kendisini fark etmesi için hafifçe öksürdü. Ama Taehyung, Jisoo'yu fark etmemiş ve telefonundan gelen titreşim sesiyle bu sefer de oraya yönelmişti.

Jungkook'dan bir mesaj gelmişti.

'Taehyung, hemen oradan çık. O kıza yaklaşma, o kız tehlikeli.'

***

"Hyung.." Jungkook üzgün bir ses tonuyla odaya girdiğinde Yoongi yatağında uzanıyordu. Jungkook'a arkasının dönük olduğunu fırsat bilerek, uyuyor taklidi yapmaya karar vermişti. Jungkook uyuyan abisinin yanına oturdu ve dudaklarını büzdü. Daha sonraysa tıpkı onun gibi uzanmış ve kafasını Yoongi'nin sırtına dayamıştı.

"Hyung, uyuyor musun?" diye mırıldandı. Normalde, Yoongi bu saatlerde asla uyumazdı ama sabah erken kalktığı için Jungkook bunun olası olduğunu düşünmüştü.

"Özür dilerim abi," diye mırıldandı tekrar. "Seni kırmak istemedim, seni sevmediğimden yapmadım. Yemin ederim."

Yoongi derin bir iç çekmiş ve gözlerini aralamıştı. Genç adama dönmeden konuştu.

"Jungkook, neden insanlara benim annem ve Yoongi hyungun babası iki yıl önce evlendi dedin? Seni evlat edinmiş olduğumuzu söylemek hala utanç verici mi?"

"O yüzden değil." dedi Jungkook kendinden emin bir sesle. "Sonra anlatacağım bana biraz zaman ver."

Yoongi kendini Jungkook'dan uzaklaştırarak, genç adama dönmüştü.

"Pekala öyle olsun."

"Beni affettin mi, hyung?" diyerek gözlerini büyültüp sevimlice gülümsemişti Jungkook.

Yoongi güldü ve Jungkook'un saçlarını karıştırdı. "Tamam. Ama detaylı konuşacağız."

Sonra Jungkook'a bir şey demeden odasındaki banyoya yönelmişti. Jungkook da kendini yatağa atıp gülümsemişti. Komidinin üzerinde duran Yoongi'ye ait telefonu aldı ve karıştırmaya başladı. Sürekli birbirlerinin telefonunu kurcalarlardı ve sorun olacağını düşünmüyordu.

Mesajlar bölümüne girip, rastgele karıştırmaya başlamıştı. 'Jisoo' yazısını gördüğünde durmuş ve yerinde doğrulmuştu. Sadece beş dakika önce Yoongi ona bir mesaj göndermişti. Aklına Lisa'nın söyledikleri geldi ve kendine engel olamayarak yazının üstüne tıkladı ve mesajları okudu.

Yoongi'nin banyodan çıkacağını hissettiğinde telefonu hemen komidine atmış ve kendi telefonunu çıkararak Taehyung'a bir mesaj yollamıştı. Mesajı ciddiye alacağını umuyordu, çünkü Yoongi ve Jisoo'nun son mesajlarından pek bir şey anlayamasa da Taehyung'a karşı bir planları olduğu belliydi.

Taehyung'a hızlıca mesaj attıktan sonra, daha önce Yoongi'nin telefonundan gizlice aldığı Lisa'nın numarasına tıkladı. Bir süre düşündükten sonra, ne olabileceğini umursamayarak mesaj atmıştı.

'Selam Lisa. Ben Jungkook.

Geçen sefer söylediklerinle ilgili seninle konuşmak istiyorum.

Buluşabilir miyiz?'

×××

Tamam kabul ediyorum, saçma bir bölüm oldu..

Her neyse, görüşlerinizi merak ediyorum 💞

and july ❅ vsoo ✓Where stories live. Discover now