Tesisteki Paranormal Olay

404 17 6
                                    

2001 yılında, Samsun'da yaşanan olaylar...

Çalıştığım tesiste ayda on iki kez iş arkadaşlarımla beraber sabahlayıp derinlemesine araştırma yapacaktık. Evli olmadığım için bu durum benim için sorun değildi. Planladığımız bu disiplini bir an beklemeksizin gerçekleştirdik.

Henüz dördüncü geceydi. Çalışma arkadaşlarımla tesise girdiğimizde, onların gizemini ve garip tavırlarını soludum. Tıpkı bir çocuk gibi korktuklarını sezmiştim. Bu hareketlerine anlam getiremiyordum. Tesisin mühendisi olduğum için onlardan kademe olarak üstteydim, fakat hepsiyle ağabey kardeş gibi geçiniyorduk. Bu samimiyetten dolayı onlara "Altınıza bez de bağladınız mı, bu yüzünüzdeki ifade ne oğlum?" diye gülerek çıkıştım. Onlar da bu cümlemin ardından biraz daha rahatlamış şekilde "Sorun yok ağabey, alışamadık ya ondandır." diye yanıtladı. 

İçeri girdiğimizde, ortam gündüz olduğundan daha farklı bir enerji barındırıyordu; bunu hissetmek işten bile değildi. "Yeğenim burada olsa üç buçuk atardı." diye iç geçirdim.

Çalışma alanına girdik. İlk incelemelerin ardından çalışanları "Ben odama çıkıyorum, bir şey kapıya tıklatırsınız." diye haberdar ettim. Dördü de beni onayladıktan sonra basamaklardan çıkıp ilk kapıdan içeri girdim. Tam bir kitap kurduydum, çantamda daima kitabımı taşırdım. Yapmam gereken ek işlerin ardından kitap okumaya başladım. 

Yaklaşık iki saat sonra, bu süreçte kimseden ses çıkmadığı için alt kata indim. Hepsi meraklı bir yüz ifadesiyle "Ağabey neden koridorda dolanıyordun? Seslendik ama duymadın, sesimiz de yankı yapıyordu bilakis. Sorun yok, değil mi?" diye sorular sormaya başladı. O an neye uğradığımı şaşırdım. Kapıdan kimsenin geçmediğine emindim, kesinlikle fark ederdim. 

"İlk kez geldiğiniz için halüsinasyon görmüşsünüzdür." diye çıkıştım gülerek, "Laboratuvara gitmedim ki, kitaptan başımı kaldırmadım."

"Hayır ağabey, hepimiz gördük. Sana benzettik, ama..." dedi teknikerlerden biri, "Beyaz önlüklü olduğun için yani... yüzünü tam göremedik. Ayak sesi de duymadık. Hatta sen kapıdan çıkıp gelirken en küçük sesi dahi işittik." 

"Boş verin, sorun yok. Üst katta sıkıldım zaten. Kaldığımız yerden devam edelim." diyerek konuyu değiştirdim. Sabaha kadar çaktırmadan merdiven tarafına baktım, fakat hiçbir şey göremedim.  

Sabahleyin eve geçip uyuduktan sonra iş arkadaşlarımdan birini aradım ve "Oraya giderken yüzünüz değişti, ne biliyorsunuz?" diye sordum. 

"Ağabey, tesisin dibinde eski bir mezarlık var, ama öyle bilinen bir mezarlık değil. Tekinsiz görünüyor." dedi, "Bizden önce gelen ekip de orada tuhaf sesler duymuş. Başka olaylar da yaşamışlar, ama hiç kimseye hiçbir şey söylememişler."

Birkaç gün sonra gece çalışmasını başka bir mühendis ekibiyle beraber dönüşümlü olarak yürüteceğimizi öğrendim. Yani bir biz, bir onlar gece vardiyasına kalacaktı. O ekipteki mühendis arkadaşımla aram iyiydi, sık sık telefonlaşırdık. İki gün sonra onlar tesise gidecekti. 

Gecenin sonunda beni aradı. Sesi donuktu.

"Gece bir siluet gördük. Biliyorum, deli saçmalığı gibi gelebilir anlattığım, ama silueti birkaç kez gördükten sonra anormal bir durum olduğuna emin oldum. Üstelik en alt kattaki laboratuvardan da ilginç sesler duyduk. Oraya gittiğimizde her şey yerli yerindeydi ve odada büyük bir sessizlik hakimdi. Sizde de öyle bir durum yaşandı mı?"

"İş arkadaşlarım da bahsettiğin karaltıyı gördü. Mezarlık varmış yakınlarda, mantığa aykırı da gelse dikkat etmekte fayda var. Malum, akşam ezanından sabah ezanına kadar temkinli olmak gerektiğini söylerler." diye yanıtladım. Telefonu aynı donuklukta kaparken aklımdaki tüm düşünceler silinmiş, ne yapacağımı bilememiştim. Nasıl bilebilirdim ki? Bunlar akıl sır erdiremeyeceğimiz konulardı.

Seslerin fiziksel bir açıklaması olabilir, fakat görüldüğü iddia edilen hayaletlerin enerji kalıntıları olabileceğini düşünüyorum. Yani, geçmişte var olan bir ruhsal enerji kalıntısının yalnızca görsel olarak belirli frekansta görünebileceği ihtimalini ele alıyorum. Belki de enerji kalıntısı değil, enerjinin ta kendisidir ve henüz perdenin öteki tarafına geçmemiş ruh, yine belirli bir frekansta görünmüş olabilir. Ve gerçekleşme ihtimali sıfır olmayan böyle bir ana şahit olmak insanı derinden ürpertebilir, gözlerinin yuvalarından fırlamasına yol açabilir.

Ruhların Fısıltıları: PARANORMAL OLAYLAR (KİTAP OLDU!)Where stories live. Discover now