Nasıl Uzak Durulur

8.2K 418 10
                                    

Deyip hızla odama yöneldim.

Odama girip gücümün yetiğince kapıyı çarptım bir an çarpmasamıydım desemde iş işten geçmişti.Kapıdan çıkan sesi umursamadan hızlıca yatağıma uzanıp gözlerim şişip kırmızı olana kadar ağladım. Kalbimdeki acı dinene kadar ağladım ama olmuyordu bu acı gözlerimi çıkarsa kalbimi yerinden söksede dinmiyordu.

Gözyaşlarım kurumuştu artık ne kadar ağlamaya devam etsemde gözyaşı gözlerimde akmıyordu çöl olmuş gibi bende daha fazla inat etmeyip kalan gözyaşlarımı silip tavana bakmaya başladım bir ara perdeyi hafif kaldırıp gökyüzüne baktığımda güneş tepeye geliyordu soluma dönüp saatıme baktığımda 12:14 geçiyordu perdeyi geri bırakıp yatağımda oturma pozisyonu aldım karşımda ufak aynayı gördüğümde saçım başım darmadağın göz altlarım kıpkırmızı olmuştu. Ben bile halime acımıştım hemen elimle saçımı düzeltip göz altlarımı silmeye başladım ama geçmiyordu ağladığım iki yüz metreden belli oluyordu en son çare olarak duş almak kalıyordu hızlıca gidip duşumu almaya başladım bugün yapacağımız eğitim bilene umrumda değildi hoş zaten Polatın da umrunda değil sanırım baksanıza kaç saat oldu eğitim yapacağız diye gelmedi. Zaten gelmesinde onun yüzünü görmek istemiyordum.

Düşüncelerimle duşumu bitirdikten sonra kendimi daha iyi hissettim.hemen üzerimi giyip havlu ile saçımı kuruta kuruta yan odaya yöneldim kapı açmamla karşımda sandalyede oturan Polatı gördüm ellerini bağlamış tavana bakıyordu kapıyı açmamla kafasını bana çevirdi ama pozisyonunu bozmadı.Onu görünce kalbim yine hızlanmıştı ama sabah ki sözleri aklıma gelince öfkelensemde sakin kalıp onu mutlu etmemeye çalışıyordum birden Polatın gözleri havluyu tuttuğum ellerime gitmişti Öfkeyle havlumu sıktığımı fark ettiğimde ellerimi gevşetip havluyu saçlarımın arasından çektim. önüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına atarken Polat yaptığım hareketleri bakıp hafif tebessüm etti.Dudağını ıslatıp sanki aklı başına yeni gelmiş gibi beton çatık suratını yerine koydu o kuyunca bende çatık pek belli etmesemde hafif öfkeli suratımla ona bakmaya başladım.Polat ayağa kalkıp yanıma yaklaşıp karşımda durdu ve  silahını tutmaya başladı ikimiz ifademizi değiştirmeden bakarken sessizliği Polat bozdu

"Yemeğini ye yarım saat sonra eğitime başlıyacağız.Kendine mazeret bulup yeterince dinlendin ama merak etme bunun acısını çıkarırım."

deyip daha ağzımı bile açmama müsade etmeden omuzuma çarpıp beni kapıya atmasıyla çekip gitti.Bu öfkemi dahada arttırırken onun arkasından sadece ağzım açık baka kaldım.

Sinirimden kapıyı kapatıp yastığımı alarak vurmaya başladım sanki karşımda Polat varmış gibi vura vura yastığımı pamuk gibi etmiştim artık yastığımada acıyıp eski yerine koydum.Ayağa kalkıp hemen saçımı kurutarak at kuruğu yapıp üstümü de giyerek çıktım.daha on beş dakikam vardı dışarıya çıktığımda Polat bankta oturmuş bir ayağını dizine koymuş kollarını banka dayamıştı.Bir an ayaklarım durup ona baktım o da bana öfkeli ifadesiyle bakıyordu beynime emri verip yoluma devam ederek yemekhaneye gittim. gittiğimde arkadaşlar yemek yiyorlardı hepsi bir saniyeliğe bakıp benim geldiğimi gördükten sonra yemeklerine devam ettiler bende yerime geçip yemeğime baktım pirinç pilav ile yeşil fasulye vardı.

"Arkadaşlar kusuruma bakmayın bugün yemeği yapamadım."dedim.

Hepsi birbirine bakarken ali cevap verdi

"Saçmalama hep sen yapacaksın diye bişey yok.Hem senin ki kadar güzel olmasada bizde bişeyler yapıyoruz."

Hakan gülerek araya girdi

"Biz değil sen hariç hepimiz yapıyoruz. Senin yaptığını kedi bile tadına bakıp diğer yediklerini de çıkarıyor komutanım."

Hepimiz kahkaha atarken alinin moreli bozulmuştu sinirle hakana elini kaldırırken hakan eğilip elleriyle kendini korumaya çalışıp

BORDO VE AşKTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang