Prolog

4K 249 257
                                    

"Yeni yıla öpüşerek girmek istiyorum." Megan sırtını okulun dolaplarına yaslayıp iç geçirdi. "Nasıl girersen öyle geçer diyorlar ya, ondan işte."

Megan hayatımda tanıdığım en tuhaf on altılık kız olabilirdi. Gülümseyerek, "Geçen yıl ne yaparak girmiştin?" diye sordum.

"Bilmem." Düşünceli bir şekilde gözlerini kıstı. "Sanırım meyve soyuyordum."

"Bana bütün yılı meyve soyarak geçirdiğini mi söylüyorsun?" Kahkahalara boğuldum.

Omzuma vurdu. "Tanrı aşkına! Tabii ki de öyle geçirmedim."

"Bu ne demek oluyor biliyor musun?"

Ne söyleyeceğimi merak ederek gözlerimin içine baktı. "Ne demek oluyor?"

"Yeni yıla nasıl girersen, yeni yıl öyle geçmiyor demek oluyor. Şansına küs!"

Yüzünü buruşturdu. "Belki de seni çok mutlu eden bir şey yaparak girmen gerekiyordur, ancak bu şekilde gerçekleşiyordur?"

"Öpüşmek gibi mi?"

Bu dalgacı tavrıma ciddiyetle karşılık verdi. "Evet, tam da öpüşmek gibi. Hem de masallardaki prensler gibi bir çocukla..." Bunu söylerken bakışları arkamda bir yere takıldı, iç geçirdi. Kaşlarımı çatarak arkama, tam Megan'ın odaklandığı yere baktım. Gördüğüm şey beni pek de şaşırtmamıştı açıkçası.

Owen ve çetesi, her zamanki gibi bir çocuğu köşeye sıkıştırmış, ona eziyet ediyorlardı. Çocuk, muhtemelen birinci sınıftandı. Ne yapmıştı bilmiyorum, ama o ve çetesinin gözüne batmamak gerektiğini herkes biliyordu, yoksa sizi kara listelerine alırlar, asla da yakanızdan düşmezlerdi. Owen'ın liderliğini yaptığı bu beş kişilik çetede, Owen'a dört kişi eşlik ediyordu; Michael Clifford, Ashton Irwin, Calum Hood ve Luke Hemmings. Açık konuşmak gerekirse, hiçbirinden hoşlanmıyordum. Zorbalardan nasıl hoşlanabilirdiniz ki, iğrençlerdi.

"Owen'ın neresini bu kadar beğeniyorsun?" diye sordum tekrar Megan'a dönerek. "İğrenç biri."

"Bunu senin söylemen çok tuhaf." Güldü. "Ve o kadar merak ediyorsan söyleyeyim, gücü seviyorum."

Başımı olumsuz anlamda salladım. "Bu güç değil, bu kabalık."

"Yine de karşısında kimse duramıyor, değil mi?"

Ona kötü kötü baktım. Bakışlarım onu gücendirmiş olacak ki, "Bana öyle bakma," dedi. "Kötü çocukları seviyorum, bunun hakkında yapabilecek bir şeyim yok."

"Bir şey yapmamayı seçiyorsun diyelim şuna."

Omuz silkti. Onaylamayan bakışlarımı üstünden çekip uzun süredir açık dolabımdan kitaplarımı alıp dolabı kapadım. Tam o sırada, Megan'ın heyecanla gözlerini büyüttüğünü gördüm. Çok geçmeden, tanıdık ses kulaklarımı doldurdu. "Portia."

Gözlerimi devirerek sesin sahibine döndüm. "Ne?"

Owen burun deliklerini genişletti. Ne zaman sinirlense yaptığı bir şeydi. "Benimle bu şekilde kaba konuşmayı bırakman konusunda anlaşmamış mıydık?"

"Öyle mi yapmıştık? Ne yazık ki hatırlamıyorum, Owen."

Megan koluma vurdu. Bu onun ne yapıyorsun sen, deme şekliydi.

"Abi demek istedin herhalde?" Owen'ın gözlerinin içinden alevler çıkıyordu sanki.

"Hayır, abi falan demek istemedim."

"Her neyse." Benimle tartışmamaya karar vermiş olacak ki, burnundan gürültülü bir nefes verip konuyu değiştirdi. "Çıkışta gecikme, seni beklemem. Geç kaldık diye annemlerden azar işitmeye hiç niyetim yok."

Alayla kaşlarımı kaldırdım. "Beni kendinle karıştırma. Merak etme, gecikmem."

"İyi." Öfkeli bakışlarını benim üstümden Megan'a kaydırdı. Onu incelediği birkaç saniye içinde Megan'ın renginin nasıl attığına anbean şahit oldum. Sonra birden bakışlarını ondan çekip, hiçbir şey olmamış gibi yürümeye başladı. Diğerleri de peşinden yürüdü, biri hariç. Luke Hemmings, kısa bir an için karşımda durup gözlerimin içine baktı. Mavi gözleri benim gözlerimi içine hapsetti. Yüzünde yarım bir gülümseme belirdi ve "Mutlu yıllar, Portia. Yeni yılda görüşürüz," dedi. Benim bir şey söylememe fırsat vermeden arkadaşlarını takip ederek yanımızdan uzaklaştı. Onlar gözden kaybolana kadar, Megan ile arkalarından baktık.

"Az önce ne oldu öyle?" Megan elini kalbinin üstüne koymuş, yüzü kıpkırmızı bir şekilde boş koridoru izliyordu.

"Bir şey olduğu yok, abartma." Soğukkanlılığımı ne kadar korumaya çalışsam da, Luke'un gözlerini aklımdan çıkaramıyordum. Bu ne demek oluyordu? Şimdiye kadar hiç konuşmadığım bu çocuk, birden ne oldu da bana yeni yıl dilekleri sunmaya karar vermişti? Ne yapmaya çalışıyordu?

"Sanırım az önce abine âşık oldum," diye mırıldandı Megan. "Hem de sırılsıklam."

Düşünceli bir şekilde ona baktım. "Daha yeni mi oluyorsun, ben çoktan oldun sanıyordum."

Göz devirdi. "Benimle dalga geçme. Ve... Sakın gözümden kaçtı sanma, Luke'un sana yaptığı o mutlu yıllar şeyini gördüm! Neden yaptı onu?"

"Bilmiyorum, ben de anlamadım."

Megan sevinçle el çırptı. "Tanrım! Sen de hissediyor musun?"

"Neyi?"

"Neyi olacak? Tabii ki de 2018'in ne kadar muhteşem olacağını!"

❄️

Sanırım hiçbir zaman lise kurgularından vazgeçemeyeceğim!!!

Bilmenizi isterim ki, you suck at love için üç seçenek var:

1- Zamanım bol olur ve yazabileceğimi düşünürsem düzyazı şeklinde devam edecek

2- Zamanım olmaz ve yazamayacağımı düşünürsem texte evrilecek

3- Silinecek

Muhtemelen iki olur, ama bilemezsiniz. Allah'tan yarı yıla az kaldı <3

You suck at love // l.hHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin