1. Bölüm

2.9K 228 148
                                    

Bu bölüm, karnelerini alıp, YSAL okumak için watty'e giren herkese gelsin!

*

2018 hiç de muhteşem olmamıştı. Yeni yıla girmemizin üstünden sadece bir hafta geçmiş olabilirdi, ama bu gerçeği değiştirmezdi. On altı yaşındaki her genç kız, eğer Owen gibi bir abiye sahip olsaydı kesinlikle ne demek istediğimi anlardı.

Elimde diş fırçam ile mutfağa girerken tam da bunu ve hayatımın çekilmezliğini düşünüyordum. "Anne, Owen yine benim diş fırçamı kullanmış!"

Annem, bakışlarını tavadaki yumurtalardan bana, ardından da elimdeki diş fırçasına çevirdi. Sonrasında iç geçirdi. "Yeni bir tane alırız tatlım, olur mu?"

"Ne?" diye çığırdım. "Ona bunun için kızmayacak mısın?"

Bıkkınlıkla iç geçirdi ve dikkatini tekrar yumurtalara verdi. "Onu ne kadar uyarsam da tavırlarına çekidüzen vermediğini biliyorsun, Portia. Abini böyle kabullenmelisin."

"Bu hiç doğru değil," dedim diş fırçasını çöpe atıp, yemek masasında bana ait olan sandalyeye otururken. "Keşke onu hiç doğurmamış olsaydın."

Omzunun üstünden bana azarlayan bakışlar attı. "Sabrımı zorlamaya başlıyorsun, Portia."

Annemin sürekli Owen'ın tarafında olmasından nefret ediyordum. "O zaman keşke beni doğurmasaydın."

"Portia! Yeter ama."

Bu azarın ardından çenemi kapalı tutup öfkemi içimde yaşamaya karar vermiştim ki, Owen mutfağa adımını attı. Kıyafetleri, tam bir serserinin giyebileceği tarzdaydı. Siyah saçları darmadağınık, pantolonu da düşmek üzereydi.

"O kadar süredir hazırlanıyorsun ve ortaya çıkan şey bu mu?" Yüzümü ekşittim. "İğrenç görünüyorsun."

Burun deliklerini genişletti. "Sana fikrini soran oldu mu?"

Omuz silktim. "İçindeki çirkinliğin dışına yansıdığını bilmeye hakkın olduğunu düşünmüştüm sadece."

"Sen hiç aynaya bakmıyorsun, değil mi? Burada çirkin biri varsa, o da sensin. Okuldaki hiçbir erkeğin yanına yaklaşmamasına şaşmamalı."

Öfkeyle bağırdım. "Yanıma hiçbir erkek yaklaşmıyor çünkü senin kardeşin olduğumu biliyorlar, geri zekâlı!"

"Sen az önce bana ne dedin?"

"Geri zekâlı dedim! Çünkü geri zekâlısın, yalan mı?"

Owen tam ağzını açmış bir şey söyleyecekken, annem "Yeter!" diye bağırdı. "İkinizin kavgalarından bıktım usandım artık. İyi geçinmeye başlamadığınız müddetçe akşam gezmelerini size yasaklıyorum."

"Ama anne, bu akşam Michaellarda parti yapacaktık."

"Beni ilgilendirmiyor. Bundan sonra size akşam dışarı çıkmak yasak, okula gidip doğruca eve döneceksiniz. Anlaşıldı mı?"

Güldüm, benim için hava hoştu. Zaten akşamları dışarı çıkan biri değildim. Bazen Megan ile bir şeyler yapmaya çıktığımız olurdu, ama çoğunlukla akşamları evde ödev yaparak geçiren bir kızdım. Abim sonunda hak ettiğini bulmuştu.

"Kahvaltınızı okulda yapın, yoksa geç kalacaksınız," dedi annem. "Sabah sabah zaten yeterince başımı ağrıttınız."

Böylece annem ikimizi de evden kovdu. Okulumuz, eve yürüyerek gidilemeyecek kadar uzaktı. Bu yüzden ne kadar katlanamasam da, okula ehliyeti olan çok sevgili(!) abim, Owen ile gitmek zorundaydım. Bugün beni aramızda geçenler yüzünden arabasına almaz diye düşünüyordum, ama ne kadar öfkeli olsa da, arabaya birlikte bindik. Bunun sebebinin annemi biraz daha kızdırmak istememesi olduğunu biliyordum, yoksa benimle aynı arabaya binmeyi geçtim, mümkün olsa aynı oksijeni bile solumazdı.

Yolculuğun yarısında, Owen gitmemiz gereken yoldan başka bir yola saptı. "Hey," dedim. "Yanlış döndün."

Bana kötü bir bakış attı. "Uzaktan bakılınca yolları bilmeyen bir gerzek gibi mi duruyorum?"

"Yol konusundan emin değilim ama gerzek gibi göründüğün kesin."

Burun deliklerini genişletip, bir şey demeden sürmeye devam etti. Kahverengi bir binanın önünde durduğumuzda, Megan'a Owen'ın ne kadar aptal biri olduğundan ve ona nasıl bu kadar âşık olduğunu anlamadığımdan bahseden bir mesaj çekiyordum.

"Arkaya geç," dedi Owen. Ben anlamayan bakışlarla ona bakınca, benim için durumu daha anlaşılabilir bir hale getirdi. "Luke gelecek, arkaya geç."

Anlaşılan psikopat abim arkadaşını evinden almak için yanlış yola sapmıştı. Göz devirdim. "Çok sevgili arkadaşın arkaya oturamaz mı?"

"Oturamaz. Ben ne diyorsam onu yap."

Oflayarak kapıyı açıp aşağı indim. Tam o sırada, evin kapısı açıldı ve Luke Hemmings dışarı çıktı. Bakışlarım onun sarı uzun saçlarına ve güzel fiziğine takılırken, hareket etmeyi kestim. Luke'un görüntüsünün ne zamandan beri beni bu şekilde etkilediğini bilmiyordum, ama tutulup kalmıştım.

Hızlı adımlarla bana doğru ilerledi. Yüzünde yarım bir gülümseme vardı. Tam önümde durduğunda, gülümsemesi daha da genişledi. "Merhaba, Portia."

"Merhaba," dedim kendimi gülümsemeye zorlayarak. Luke'u tuhaf mutlu yıllar dileği sonrası ilk defa görüyordum. Onun her zaman abim kadar korkunç biri olduğunu sanırdım ama şu an bana gayet sevecen bir çocukmuş gibi görünüyordu.

"Owen beni arka koltuğa sepetledi. Geçip otursam iyi olacak."

Hızlı bir şekilde önünden çekilip arkaya yerleştim. O da öne oturup, Owen ile selamlaştı. Çok geçmeden, Owen tekrar arabayı sürmeye başladı.

"Michael'ın partisine gelemiyorum, annemle tartıştık."

Luke hayretle Owen'a baktı. "Neden?"

"Arkadaki şeytan yüzünden." Owen dikiz aynasından bana öldürücü bakışlar attı. Bakışlarına dil çıkararak karşılık verdim.

"Kızları başka zamana ayarlamamız gerek," diye ekledi Owen. "Ya da siz eğlenirsiniz, benim payıma düşen kısmı ben sonra hallederim."

Kız lafını duyunca hemen atladım. "Ne kızları?"

Owen tekrar dikiz aynasından bana kötü bakışlar attı. "Seni ilgilendirmez."

Ona ağzının payını verecektim ki, telefonum çaldı. Ben telefona bakarken Owen Luke ile olan hararetli sohbetine geri döndü.

Arayan annemdi. "Efendim anne?" dedim telefonu kulağıma tutarken. "Bir şey mi oldu?"

"Akşam bir işim çıktı, eve sabaha kadar dönemeyeceğim. Bunu abine de söyle ve cezanız hâlâ geçerli, haberin olsun. Bunu da aynen söyle ona."

"Tamam anne, görüşürüz."

"Görüşürüz tatlım."

Telefonu kapattım ve Owen'a döndüm. "Annem bu akşam eve gelmeyecekmiş. Tabii cezamız hâlâ geçerliymiş, bunu da söylememi istedi."

Owen bunu duyduktan hemen sonra heyecanla Luke'a döndü. "Bundan daha iyi bir haber olamazdı!"

"Aklında ne var?" diye sordu Luke.

Owen şeytani bir şekilde sırıttı. "Akşam bizde toplanıyoruz."

❄️

 Bu bölümü daha çok Portia ve Owen ikilisinin nasıl kardeşler olduğunu göstermek için yazdım. Yavaş yavaş açılacağız, her bölümde Luke ile Portia görmek isteyenlere bunu söylemek istiyorum. Aralarındaki ilişkiyi daha naif bir şekilde size vereceğim. Sıcak çikolata gibi düşünün: Yudum yudum içtiğinizde çok lezzetlidir ama birden içerseniz ağzınız yanar ;)

Owen abimiz için de ne düşündüğünüzü buraya yazın he, merak ediyorum!

You suck at love // l.hWhere stories live. Discover now