Ne diye düşünüyordum ki onu!?

8.4K 432 97
                                    

"Seni ihtiyaçlarımı gidermen için getirdim..."

&&&&&&

Dediğine karşı bir süre anlamaya çalıştım daha sonrada ne demek istediğini anlamıştım,
"N-Nasıl y-yani?" bildiğim halde soruyordum,çünkü düşündüğüm gibi olmamasını diliyordum. Bu devirde kim ihtiyaçlarını hemcinsi ile gidermek ister ki ?!
"Çok safsın Jimin anlamadın mı yoksa?" dalgayla sorduğu soruya göz devirmemek için direndim ve başardım. Ben saf değilim bi kere!
"Anladım fakat öyle olmamasını dilemiştim Kralım." değişik bir şekilde gülüp ayağa kalktı.
"Düşündüğün ihtiyaçlarımı gidereceğim fakat şimdi değil." yüzünü yanağıma yaklaştırıp öpmüştü. Tanrım ne oluyor bana böyle? kalbim neden bu kadar hızlı atıyor? Vücudum hareket etmiyordu,söylecek kelimeler ağzımdan çıkmıyordu. Dudaklarını yanağımdan çekip alnını alnıma yasladı ve gözlerimin içine bakmaya başladı,sanki kaybolmak istiyordu.
"Çok güzelsin Jimin...kalbimi hızlandırıyorsun...kızlardan bile güzel olman beni çıldırtıyor...benden sakın korkma,çünkü ben sana bağlandım sana kıyamam." diyip benden uzaklaşmıştı, yine o şekilli gülümsemesini bana armağan ettikten sonra çıkmıştı odadan. Biraz daha kalsaydı sorun olmazdı aslında. Ah,ne diyorum ben!?

&&&&&&

Camın önüne oturmuş bahçeyi seyrediyordum. His yoktu gözlerimde. Aklıma eski anılarım gelmişti. Dışarıda ki çocuklar gibi çimlere uzanmış ve bulutların hangi şekilde olduğunu tahmin edememiştim. Karanlık bir odada bir öğün yemek ile ağlayan bir çocuktum. Arkadaşlarım duvarlardı. Onlar tek biliyordu ağlayışlarımı ve çırpınışlarımı. Düşünmek istemiyordum fakat geliyordu işte aklıma, omuzlarımda koca bir yük vardı sanki...
Kapının muhafızlar tarafından açılması ile gelen kişiye baktım. Gelen tavşan adam Jungkook'du. Sıcak bir şekilde gülüp konuşmaya başladı,
"Yemek getirdim Jimin! Hadi gel yiyelim!" aç olduğu belliydi bu yüzden itiraz etmedim,
" Tamam, yiyelim." arkasında ki hizmetli tepsiyi yerde ki sehpaya koyup gitmişti...
"Jimin hadi yesene! Yoksa hepsini bitireceğim!" önümde ki tepsiyle bakışmayı kesip altın renk kabın içinden et aldım,
"İlk kim bitirir göreceğiz Tavşan Adam Jungkook!" hızla yediğim için bazen nefes alamıyordum. Pes edercesine elimi havaya kaldırdım,
"Pes ediyorum. Sen kazandın." beni duymadığı kesindi çünkü iki elinde ki etleri iştahla yiyordu. Sonunda yemeğini bitirince bana baktı ve zaferle gülümsedi,
"Biliyordum kazanacağımı!"
"Ben geri çekileceğimi söyledim ve sen duymadın! Cidden yemeğe düşkünsün!" diyip gülmeye başladım ikimizin kahkaları odada yankılanıyordu. Kapının yine aniden açılması ile göz devirip kapıya baktım. Bir iki kere tıklatsalar öleceklerdi sanki.
"Efendim Jungkook! Kralımız sizi huzuruna çağırıyor."diyip saygıyla eğildi ve yine dimdik durdu muhafız. Başımı Jungkook'a çevirdiğimde yüzünde bir ifade görememiştim.
"Peki geliyorum, çıkabilirsin." demişti Jungkook. Muhafız odadan çıkınca bana döndü,
"Ben gidiyorum bir isteğin var mı Jimin?" başımı hayır anlamında sallayıp ayağa kalktım oda kalktı. Omzuma elini koyup
"Görüşürüz o zaman." diyip gitmişti. Yatağa uzandım ve gözlerimi kapattım. Ne diye düşünüyordum ki onu? O beni düşünmez iken. Hizmetlinin tepsiyi alıp gitmesi sonucu gözlerimi yavaşça açtım. Kısa bir uyku çekmiştim o kadar. Hala aklım ondaydı. Beni ne zaman huzuruna çağıracaktı? Kalbim neden ağrıyordu? Neden bu kadar kırgın hissediyordum? Bana ne oluyordu böyle yanımda onu istiyordum. Beni sıkıca sarıp sarmalamasını istiyordum. Lanet olsun ki! Arzuluyordum! İlk defa gördüğüm birine neden bu kadar kapılmıştım? Yoksa dediği doğru muydu? Biz birbirimize bağlanmış mıydık?

(Ihım ıhım. Bu konuşmayı yapmak için utancımı bir kenara atıyorum. Neden utanıyorsun? Diye soranınız olacaksa; ilk defa kitap yazıyorum ve bunu sizlere sunuyorum. Öbür bölümlerde hep bir konuşma yapmak istedim fakat yapamadım, ama bunda yapiyorum. Kitap nasıl?
Bana göre biraz zor çünkü Krallık dönemleri cidden zor. Fazla uzatmayayım. Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyor olacağım. ^^)

Believe İn Love ;;; vminWhere stories live. Discover now