"Darlin.."

2.7K 169 5
                                    

Bölüm kısa oldu, bunun için özür dilerim. Ayrıca ne zaman gelecek gibi düşüncelerimi bir yere bırakmak adına vote sınırı koymaya karar verdim. Yapmayacaktım fakat zorunda olması gerektiğini hissettim. +20 Vote ve harika yorumlarınızdan sonra yeni bölüm gelecektir. İyi okumalar :)

_________________________________________

Geldiğimiz yönün tersine gittiğimizi anlayınca bara geri gittiğimizi anladım. 

"Thierry neden geri dönüyoruz?" dedim sakince. Bir süre boyunca cevap vermek yerine gazı kökledi. Önümüze herhangi bir şey çıksa duramazdık bile. 

"Thierry, yavaş git lütfen." sakinleştirici bir ton ile söylemiştim, en azından bana göre öyleydi. 

"Elizabeth!! Bara dönüyoruz, bir şeyler olmuş. Sen sakın arabadan çıkma! Dışarı da görmek istemiyorum seni..  ki eğer görürsem sonuçları iyi olmaz, sevgilim." Tehdit edercesine söylemişti. Fakat bir yandan da rahatlatmaya çalışıyordu. Gerçekten neler olduğunu halen kavrayamamıştım.

Kısa bir süre sonra bara gelmiştik. Thierry kolumu tuttu ve beni kendisine çekti. Yeşil gözlerini kahverengi gözlerime dikti. Bir süre sadece baktı, ne yapacağını biliyordum fakat bu bile beni heyecanlandırmaya yeterdi.

"Sakın bir yere ayrılma, Elizabeth." dedi ve tutkulu öpücük turuna başladı. Ona karşılık vermiyordum, veremiyordum. Dudaklarım onun dudaklarının karşısında bir köleydi ve boyun eğiyordu. Ona göre zıt karakterdim.

İnsanlar hep zıttına aşık olurmuş derler. Gerçekten öyle mi? Yoksa gerçekten kendi gibi birisine aşık olan var mı? 

"Bekle burada!" oturduğum koltuğu göstererek söylemişti. Eline telefonunu aldı ve arabadan indi. Beyaz tişörtü ve kot pantolonuyla harika görünüyordu. Dışarıdan bakınca dünyanın en kötü insanı gibi görünüyordu. Özellikle de bakışları bunun tam anlamıydı. Fakat ben içinde ki iyi insanı gördüm ve onu bu süreçte bulacağım, sonuçları ne olursa olsun.

Cebimde titreyen şeyi çıkardım, telefonumu. Alexandra arıyordu.

"Alexandra." sakin bir ses tonu ile telefonu açtım.

"Sen nerelerdesin? Saatin kaç olduğundan haberin var mı?" Gerçekten saat kaçtı?

"Hiçbir şeyden haberiniz yok. Yarın okulda size anlatacağım, tek isteğim büyükanneme-" sözümü kesmişti.

"Büyükannene kısa bir mesaj atacağım, El. Atacağım." 

"Haha bebeğim teşekkürler, kapatmam gerek."

Thierry'yi  bekliyordum. Neler olduğunu çok merak ediyordum. Acaba onu aramalı mıyım? Çünkü 45 dakikadır arabada tek başıma bekliyorum ve doğruyu söylemek gerekirse sıkıldım ve bunaldım. 5 dakikalığını arabanın dışına çıksam bir şey olmazdı herhalde. Arabanın içersii fazla sıcak ve havasız olmuştu. Bu sayede havalandırmış olurdum. Kapıyı açtım ve telefonumu koltuğun üzerinden aldım, beklemeye koyuldum. Bu bara ilk defa geliyordum ve barın Thierry'e ait olduğunu bilmiyordum. Bar gerçekten büyük ve göz alıcıydı. 

Yazarın ağzından:

Elizabeth barı izlemeye devam ediyordu ve arkasından gelen bir erkek elinde ilaçlı bir bez ile Elizabeth'in dudaklarına götürdü ve Elizabeth ne olduğunu anlamadan hemen o adamın kucağına düştü ve adam onu daha iyi bir pozisyona getirerek siyah arabasına götürdü. Belki de gerçekten oradan çıkmamalıydı, nereden bilebilirdi ki?

The Platonic LoverWhere stories live. Discover now