Bölüm 6

10K 615 275
                                    

Sevgililer gününde bölüm atacağıma dair söz verdim ve sözümü tutuyorum ama üzgünüm ki bölümü gözden geçiremedim. Nasıl gitti, nasıl oldu ve nerede hata var hiç bakamadım. Kelime hataları ve yazım yanlışları bu bölümde çok olacaktır. Kusuruma bakmayın. Elimden gelen bu. Sizi seviyorum...




3 AY SONRA

"Pekala," dedi adam, ellerini birbirine kenetleyip masanın üzerine koydu. Sözlerime inanmadığını görebiliyordum, o kalın mat siyah renkli gözlüklerinin kalın camları bile görmemi engelleyemiyordu. "Kabul etmek gerekir ki yaşadıkların kolay şeyler değil fakat bir kopukluk var. Anlatmayı unuttuğun ya da anlatmamayı tercih ettiğin şeyler anlattıklarının arasında koca bir uçurum gibi duruyor. Nasıl desem," dediğinde birden duraksadı. Dikkatle bana bakarken dilinin altında dolanan kelimeyi nasıl sarf edeceğinin, nasıl dile getireceğinin hesabını yapar gibi kaşları çatıldı. Birkaç saniyeyi hesap yaparak devirdi ve sanırım sonunda kelimelerinin dizilimini yapmış, doğru kelimeleri doğru kutucuklara yerleştirmiş olacak ki derin bir nefes alıp kendinden daha emin bir sesle konuşmasına kaldığı yerden devam etti. "Yaşadıklarını dile getirmek, yaşamaktan daha zordur. Bu yüzden seni zorlamak niyetinde değilim. Ama senden de bana karşı biraz daha açık olmanı bekliyorum. Fark etmeyeceğimi sanıyorsun, aradaki o uçurumun üzerini kapattığını sanıyorsun ama yanılıyorsun. Yalan söylemeni istemiyorum, yaşadıklarının belirli kısımlarını benimle paylaşıp geri kalan yerlerin üzerini kapatmanı da istemiyorum. Seni kırmak niyetinde değilim ama söylemek zorundayım ki üzerini kapattığın en ufak detaylar bu odadan çıktığında beni değil, seni yutuyor. Orada çırpınan sen oluyorsun. Beni kandırdığını, anlatmaktan kurtulduğunu düşünüyorsun ama beni kandırman sana bir şey kazandırmıyor."

"Gerçekten beni anlayabileceğinizi mi sanıyorsunuz?" diye sordum sakin bir sesle fakat her an odayı yerle bir etmeye de hazır haldeydim. "Size her şeyi anlatsam değiştirebileceğinizi falan mı sanıyorsunuz? Anlattığım zaman geçmişi silebilecek misiniz? Anlattığım zaman yapacağınız tek şey o lanet olasıca ilaçların dozajını arttırmak! O boktan şeylerin bana iyi geldiği de geleceği de yok. Ve bilseniz iyi olur, o yazdığınız ilaçların hiçbirini kullanmayacağım. Sizi ilgilendiren bir durum yok, her şey yaşandı ve bitti. Herkes payına düşeni aldı, herkes hak ettiğini yaşıyor. Yaşadıklarımı didiklemekten vazgeçin."

Adam başını garip bir ifadeyle iki yana sallarken parmakları gözlüklerine uzanarak çıkardı ve masanın üzerine koydu. "Sizin en büyük sorununuz ne biliyor musunuz Nehir Hanım?" diye sordu. "Siz yaşadığınız her şeyi hak ettiğinize inanıyorsunuz. Sanki tüm krizleriniz sizin cezanızmış ve siz bu cezayı hak ediyormuşsunuz gibi düşünüyorsunuz. Buraya isteyerek gelmediğinizi biliyorum." Dediğinde ilk defa ağzından doğru bir cümle döküldü. "Ben bu mesleği yıllardır yapıyorum. Yazılan ilaçları kullanan ve kullanmayan hastaları ayırt edebilecek kadar çok insan gördüm. Kullanmadığınızı biliyorum. Ve sorduğunuz ilk soruyu da yanıtlamam gerekirse, hayır, ben geçmişi değiştiremem. Benim yapmaya çalıştığım geleceğinizi değiştirmek. Her hastada gözlenen bir durumdur bu, yaşadıklarını herkesin yaşadığı acıdan daha büyükmüş gibi hisseder, kimsenin onu anlamayacağını düşünür. Umuyorum ki ileride sizinle çok daha ılımlı ve gerçekçi seanslar yapabiliriz. Ne kadar inatçı olursanız olun, sizin için elimden geleni yapacağım. Bu yaşadıklarınızı hak etmiyorsunuz ve tek zorluk yaşayan da siz değilsiniz. Yalnız değilsiniz."

"Daha konuşmaya devam edecekseniz," dedim sonunda bitmek üzere olan konuşmasını bölerek. "Seansı gereksiz nasihatlerinizle uzattığınız için ek ücret ödemeyeceğimi bilin. On saniye sonra seansımız bitiyor."

Cevap vermeden yüzüme bakmaya devam ederken hızla yerimden kalktım. "Son on saniyenin de sonuna geldik. İyi günler." Diyerek hızla kapıya ilerledim. Bu odadan, bu adamdan ve sürekli soru sorup önerilerde bulunmasından nefret ediyordum. "Nehir Hanım," dediğinde tekerlekli sandalyesinin sürtünme sesini duydum. "Bir sonraki seansta boynunuzda ki fuları konuşmak istiyorum. Sizin anlattığınız ve benim dinlediğim kısmı atlamak zorundayız. Artık soruları ben soracağım ve siz cevaplayacaksınız. Bu şekilde ilerleyemeyiz."

KAÇAKÇI 3 (KİTAP OLUYOR!)Where stories live. Discover now