Bölüm 2

8.7K 472 100
                                    

Yakasına yapışmıştım. O ise titrek bir halde bana bakıyordu. Benden biraz daha uzundu. Zaten yırtıklar içinde olan bluzu, benim tutmamla daha da beter yırtılmıştı.

-"Ben size teşekkür bile edemedim" dedi.

Onu küçümseyerek bıraktım ve ittirdim.

-"Yoluna git."

Arkamı dönüp sokaktan çıkmaya yeltendim ki kolumu kaptı. Kimse ben izin vermeden, bana elini süremezdi. İyice kızmıştım. Beni tutan kolunu yakalayıp onu yere çaldım.

-"Bana ne cüretle dokunursun?!" Sırt üstü yerde yatıyordu ve yüzüme bakıyordu. "İyi dinle, bir kere söyleyeceğim. Birincisi; sana yardım etmedim. Ben kimseye yardım etmem. O herifler bana silah doğrulttuğu için kavga ettim. İkincisi; onları döverken fena halde eğlendim. Üçüncüsü; canımı sıkarsan seninle de eğlenirim."

-"Eğlenin."

-"Ne?"

Bu herif aklını kaçırmış olmalıydı. Daha fazla uğraşmak istemiyordum. Onu bırakıp yürümeye devam ettim. Sonunda evime gelmiştim. Binanın kapısını açıp girdim. Asansör gelirken çok sabırsızdım. O üç geri zekâlı yüzünden donuma kadar ıslanmıştım ve ıslak olmaktan nefret ederdim. Asansöre bindim. Kaldığım kata geldiğimde yan asansörün de bu kata doğru çıktığını gördüm. Yol boyunca zaten bunun olacağını biliyordum. Öteki asansörün gelmesini bekledim. Durdu ve kapı açıldı. Tam tahmin ettiğim gibi. Gelen O'ydu. O çıkamadan ben asansöre daldım. Beni görmeyi beklemediği için şaşkındı. Elimi başının yanına yasladım.

-"Belâ mısın sen?"

-"Hayır, ama başım belâda."

-"Bundan bana ne?"

-"Siz beni o adamlardan kurtardınız. Ama onlar yine gelecekler. Saklanmam lazım."

-"Eeee?" Tepem atıyordu.

-"Beni saklar mısınız?"

Ona tek kaşımı kaldırıp dik dik baktım.

-"Oradan ne gibi görünüyorum, hayır kurumu mu?"

-"Lütfen, çok zor durumdayım."

-"Sana sadece iki kelime söyleyeceğim."

-"Nedir?"

-"DEF - OL" Yüzüne eğilip bu iki kelimeyi söylediğimde bana nefret dolu baktı. Asansörün kapısı açıldı. Bir kadın kıkırdadı.

-"Oh, çok özür dilerim rahatsız ettim."

-"Ne?" diyerek arkamı döndüğümde yan dairede kalan yaşlı kadın Elizabeth' i gördüm. Kaşlarını kaldırıp indirerek güldü ve gitti. "Lanet olsun!" Komşuma rezil olmuştum ve hala salak gibi kolum asansöre dayalıydı. Hemen kendime çeki düzen verip çıktım. Dairemin kapısını açtım ve içeri girdim. Islak giysilerimden sıyrılıp duşa attım kendimi.

Yiyecek bir şeyler koydum ve yerken televizyonu açtım. Biraz haberleri izledim. Sonra müzik kanalını açtım. Elimde bira, cam kenarına oturmuş yağmuru ve Paris' in gece manzarasını izliyordum. Penceremden Eiffel kulesi görünüyordu. Kuleye çok yakın oturmuyordum ama yine de onu gören bir ev istemiştim ve bu rezidansta ev almıştım. Çıkan gürültülü bir müzikle kafamı televizyona çevirdim.

-"Bu ne biçim bir müzik?!" Ekranda 'Darkness - Follow me' yazıyordu. Bir Rock grubuydu. Kumandayı ararken şarkının yarısı olmuştu neredeyse. Sesi kapatma tuşuna parmağımı koyup ekrana doğrulttuğum sırada gördüğüm şeyle kalakaldım. Şarkıyı söyleyen kişi tanıdık geliyordu.

GAMBLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin